Nereden bakılırsa bakılsın, hangi açıdan değerlendirilirse değerlendirilsin, normal sezon NBA’da öyle bir rekabete ve bazı ön plana çıkan oyuncuların üstün performanslarına (Kevin Love- üst üste 53 double-double, Kevin Durant- maç başına 27.7 sayı ortalaması) sahne oldu ki bu ligin sıkı takipçileri ekranları başında ağzının suyu akar bir şekilde basktbola doydu. Sezon başı pek de bir şey beklenmeyen iki takım San Antonio Spurs (her ne kadar play-offların ilk turunda hüsrana uğrasa da) ve Chicago Bulls bulundukları konferansları 1. sırada tamamladı. Philadelphia 76 Sixers ve Atlanta Hawks gibi play-off’a kalması sürpriz olarak düşünülen takımlar (ki Atlanta yoluna yarı finalde devam ediyor.) play-off başarısı gösterdi.
Peki Chicago harika geçirdiği sezonu nasıl ve nerede tamamlayacak? Şimdi en merak edilen soru bu. Bir düşünsenize… Efsane kadrosuyla 8 senede 6 şampiyonluk yaşayan bir kent fakat 2000’li yıllar sonrası yaşanan play-off başarısızlıkları, Chicago kentini saran fabrika dumanları gibi United Center’ın üstünden ayrılmadı. Ta ki Derrick Rose’un 2008’de takıma katıldığı sene yılın çaylağı seçilmesi, Luol Deng’in istikrarlı oyunu, Joakim Noah’ın her sene üzerine katarak sergilediği performans ve bu sene Carlos Boozer’ın takıma dahil olması… Bu etkenler bu sene birleşince ortaya Chicago Bulls harikası çıkıverdi. Ancak belirtmek gerekir ki Boston Celtics yardımcı antrenörü Tom Thibodeau’nun Boston’dan Chicago’ya taşınırken sadece kendisini değil aynı zamanda Boston Celtics’in son yıllardaki başarısının anahtarı olan sert ve yıldıran savunmasını da getirmesi bu başarının etkenlerinden.
Bütün sezona şöyle bir baktığımızda dikkatimizi çeken bazı unsurlar var. Bunlardan ilki Rose ve Deng önderliğinde takımın diğer boğalarının da takdire değer, saygı duyulacak katkıları. Herkesin “katkının büyüğü-küçüğü” olmaz mantığıyla hareket etmesi Bulls’un takım olma yolunda hızla ilerlemesine sebep oldu. İkinci bir unsur ise bizce takımın pota altında önemli isimlere sahip olması… Boozer gibi dominant ve kazanmaya aç bir oyuncunun varlığı genç mevkidaşları Noah,Gibson ve Ömer’e örnek olacak nitelikte. Kurt Thomas’a ise yaşına hürmetten buradan selamlarımızı ve saygılarımızı gönderelim. Kendisi Ömer ve Gibson gibi, Boozer ve Noah’ın kenarda ya da sakat olduğu durumlarda kendisinden bekleneni hakkıyla yerine getirdi.
Öyle görünüyor ki Chicago Bulls, Orlando’nun yaşadığı sürprizi (kimilerine göre Orlando’nun elenmesini sürpriz olarak nitelemek Atlanta Hawks’a haksızlık!) yaşamayacak ve Doğu finalinde Miami-Boston eşleşmesinin galibi ile Doğu Konferansı şampiyonluğu için mücadele verecek. Finale çıktıkları vakit, bu sefer bu genç kadronun tecrübesizliğini konuşmaya başlayacağız; ancak bu tarz takımların farkı böyle maçlarda ortaya çıkar ve şu çok basit mantığı destekler: ‘Büyük oyuncular büyük maçların oyuncularıdır!”



