Ne o İbo? Televizyonda Turgay Demirel ile yanak yanağa gördük seni. Vaz mı geçtin başkan adaylığından yoksa sen de mi yuttun aynı zokayı? Hani, vardır ya… “Evlat, sen daha çok toysun. Gel yanımda bir dönem başkan yardımcılığı yap. Bir sonraki dönem ben aday olmayacağım. O zaman sen başkan olursun…” İmza Tosun. Ah.. şey, imza Turgay…
20 yıldır aynı hikâye. Tosun aynı tosun ama lüferler değişiyor: Kemal Dinçer, Aytek Gürkan, Ömer Bozer, Necati Güler ve daha niceleri… Her biri en az Turgay kadar bu işi yapabilecek adaylardı ama ne olduysa oldu, Turgay hepsini küstürüp sildi basketbol dünyasından. Şimdi sıra İbrahim Kutluay’a gelmiş olmalı ki yanak yanağa, dudak dudağa pozlar veriyorlar. İbo da ağız değiştirmiş: “Şimdilik erken benim için” filan diyormuş. Demek ki “ışık” gelmemiş yukarılardan!
Neyse! Zaten beceremezdi o bu işi. Basketbol oynamak ayrı şeydir, yöneticilik yapmak ayrı… Çat pat İngilizce, biraz Yunanca… Yok, olmaz! Kesmez bizi. Bildiğim kadarıyla üniversite mezunu da değildir bizim İbo. (Turgay da değildir ama… Minare kılıf hikâyesi. Sıkıldım artık. Yinelemeyeceğim.) Ayrıca.. televizyon yorumculuğu da var. Nedense pek sevmiş İbo bu işi. Yolu kesilmesin diye yanaşmış “abi”sine: Şlap şlup! Çoğu yorumcular gibi: Şlap şlup! Basketbol yazarlarının neredeyse tamamı gibi: Şlap şlup!
Ekmek parası için “şlap şlup”a tamam da İbo niye yapar bu işi anlayamadım. Paraya mı gereksinimi varmış, şöhrete mi? Ah! Eğer yukarıdan öyle bir emir aldıysa… AKP saflarında politikaya soyunacaksa… Ne diyelim? Devam dostum: Şlap şlup!
Diğer “İbo”ları televizyonda izlerken acı acı gülümsüyorum. “Vay be!” diyorum kendi kendime; “Yayıncı kuruluşa bak. Teslim etmiş ruhunu Basketbol Federasyonu Başkanı’na…” Birli, ikili, üçlü anlatımlar… Konuklar, eski sporcular… Hepsi seçmece, hepsi federasyoncu… Yayıncı kuruluş anahtarları vermiş Basketbol Federasyonu’na. Sallan yuvarlan gidiyorlar.. Koskoca kuruluş. Nasıl oluyor da… Şlap Şlap.. Hayret!
