Final four’un biletini kesmek için Atina’ya giden Anadolu Efes, fırsatı maçın ikinci yarısında elinde kaşırdı.
Oysa yolculuk çok iyi başlamış, Tuncay Özilhan ailesi başta olmak üzere kafilenin tamamımda olumlu bir havanın hakim olduğu izlenimi tavan yapmıştı.
Cuma akşamı Olympiakos yönetimin verdiği yemeğe bir kişi katılmadı. Klüp başkanı Tuncay Özilhan.
Otelde akşam yemeğinde takımla beraber olmuş, daha sonrada tatlı sert bir toplantı yaparak takımını maça hazırlamaya çalışmıştı.
Karşılaşma 12 bin fanatik seyircinin yogun baskısı altında başladı.
Ama işler Efes açısından fevkalade müsbet gelişiyordu.
Savunma, ağresif ve çok yardımlı, daha çok dış şutlara izin veren bir anlayışla, hücumdaysa topu ısrarla çember altına sokarak oynuyorduk.
Maçın ilk onbeş sayısı potaaltı olarak geçti kayıtlara. İkinci çeyrek oyunu tamamen kontrolümüze geçirmiş, farkta oniki sayı civarında gidip gelmeye başlamıştı.
Onlar dış şutları kaçırıyor, biz kaptığımız toplarla kolay sayılar buluyorduk.
Takımlar soyunma odasına giderken bizde skor tabelasına keyifle bakıyorduk. “33-41”
İkinci yarının ilk dakikaları da Efes açısından hiç fena geçmedi.
Yunanlılar çember döğmeye devam ediyot, bu fırsattan yararlanan Mahmudi ‘de rotasyonları yaparak oyuncuları dinlendiriyordu.
Maçı çevirmek için Oly’ nin birşey yapmasına gerek kalmadan, önce Barac sakatlanarak sezonu kapattı, daha sonra İspanyol haken üst üste iki düdükle sahanın en iyi oyuncusu Savanoviç’i dört faullü duruma düşürdü.
Derken sertleşen karşılaşmada, Farmar suratına aldığı darbeye sinirlenerek saldırıya geçti. Yunanlılar onikibin kişi buna karşılık verdi. Mahmudi hakemlerle diyaloğa girdi.
“Yanımda oturan Forty Murat, bunlara hiç gerek yok uyuyan aslanı uyandırdık” dedi.
Doğru yoruma ne denir ki?
Bu dakikalardan sonra maçın dengesi bozuldu.
Oyuna yeniden giren Farmar sakatlandı çıktı.
Sahada Sinan, iki Kerem, Semih ve Lucas kaldık.
Sayı üretmede zorlanmaya başladık, Yunan takımı ise rüzgarı arkasına almış, üçlükleri sokmaya başlamıştı.
Savunmada zorlanmaya başladık.
Mahmudi gençlik yıllarını hatırlayarak, konbine savunma tatktiklerine geçti.
Bu seviyede ki oyuncular bu tür savunmaları”Hallaç pamuğu” gibi atar.
Nitekim öyle oldu.
Savanoviç’te beş faulle oyun dışı kalınca, Efes son çeyrekte potasında 28 sayı gördü.
Vereceğim istatistik sizi yanıltmasın, Yunan takımının 32 üç atış teşebbüsü var.
Bunun sadece 10 atışını sayıya çevirmişler.
Bu atışlar ne zaman sayı olmuş?
Maçın bitimine beş dakika kala.
Düşünün 23 boş şut atıyorsunuz hep yenik sürdürüyorsunuz karşılaşmayı 10 şutu sokuyorsunuz ve maçı 10 sayıyla kazanıyorsunuz.
Bazen bu istatistikler insanı şaşırtabilir!
Dikkatli okumak şart okey mi?
Efes geri düştüğü son çeyrekte, bir hamle daha yaparak bir sayı öne geçti ama enrjisi de tükendi.
Böylece Londra hayalide bitmiş oldu.
Şimdi Tuncay Özilhan, üzülerek neler düşünüyordur acaba?
Defalarca yazılarıma konu olan,” Sezon öncesi”yapılan yanlışları, sıralıyor mudur zeka ve akıl dolu beyninde ?
Bülent KARPAT