Basketbolun basit kuralı her takım için der ki, eğer 15'in üzerinde top kaybediyorsan kaybetmeye yakınsındır… Eğer rakibin maçın en kritik anlarında, uzatmada 3-4 serbest atışı kaçırdığı halde, toplamda 38 serbest atışın 33'ünde isabet bulup, % 87 ile oynarken, sen 24 atışın 9'unda “karavana” atıyorsan ise eğer, cevap çok net: kaybetmeye “mahkumsundur”!..
Dünkü Fenerbahçe Ülker için, CSKA Moskova gibi normal sezonu 10'da 10 yaparak yenilgisiz kapamış bir takımı “elinden kaçırdı” demek yerine gelen fırsatı elinin tersiyle itti demek daha doğru bir saptama olur. Gerçekten de özellikle final çeyreğinde ve uzatma bölümünde Rus ekibine vurup gitmek için Sarı-Lacivertli takımın eline önemli fırsatlar geçti. Ama hemen tümünde “deli dolu” tercihlerle hücumu “arapsaçına” çevirip, çok önemli bir galibiyeti ufak detaylarla yitirdi Kanarya…
CSKA Moskova'yı yenebilmek için savunmanın ilk şart olduğu gerçeğini idrak edebilmesi tam bir çeyrek sürdü Sarı-Lacivertliler'in!.. “Atan kazanır” tadında başlayan oyunda, 88 sayı sezon ortalamasına sahip CSKA'nın, işi savunma kısmında da hatırı sayılır bir sertliğe sahip olduğu hesap edildiğinde bu yarıştan Fenerbahçe'nin zararlı çıkacağı da aşikardı. Böyle zor bir rakibe karşı atarak değil, ancak tutarak kazanabileceğini geç de olsa farkeden Kanarya, savaşımı sahaya yansıtarak oyunun geri kalanını, belki de sezonun en keyif veren maçına çevirdi.
ZISIS HAYAT VERDİ
Fenerbahçe'nin, sezon başından beri bas bas bağırdığımız en önemli eksiği, güçlü rakipleriyle sete set hücumda zorlandığı gerçeğiydi. Dün Nikos Zisis'in bu eksiğe “ilaç” gibi geldiğine de şahit olduk. Yunan guard, Sarı-Lacivertli takıma gerek oyun zekası, gerek tecrübesi, gerekse saha görüşüyle daha ilk maçı olmasına karşın renk kattı. Kısacası sahada “kırk yıllık Fenerbahçeli gibiydi”; kanayan yaraya merhem oldu Zisis… Eğer Fenerbahçe dün CSKA Moskova ile 45 dakika kıran kırana, çatır çatır oynayarak kaybettiyse eğer, en büyük sebebi de Zisis'in kattığı artı değerdir. Ama ne yazık ki onun uzatma bölümünde beş faulle oyun dışı kalması sonrası sahadaki beynini yitiren Kanarya, kronik rahatsızlığına dönüp, birebir zorlamalar giden maçı çevirmeye çaba gösterdi; olmadı. Zisis'in şanssızlığı ise başlangıç maçının CSKA Moskova gibi zor bir rakibe karşı olmasıydı.
Fenerbahçe Ülker'in, hatta maçın en skoreri Andrew Goudelock tam bir “saatli bomba”!.. Dün ise rakibin değil, Sarı-Lacivertliler'in elinde patladı!.. ABD'li gerçekten müthiş bir şutör… Ama işin savunma tarafında hiç ama hiç yok… 45 dakikalık maçta en az 4-5 pozisyon sayabiliriz ki, maçın kalitesine yakışmayacak türden hatalarla Sarı-Lacivertli takımın galibiyetine soğan doğradı!…
+ Fenerbahçe Ülker, neredeyse 2 yıldır aradığı guardı sonunda buldu. Zisis, daha ilk maçı olmasına ve o maç da CSKA maçı olmasına karşın, hep aksayan set hücumuna “ilaç gibi” geldi. 5 sayı, 6 asistin yanında saha içi organizasyona ve savunmaya olumlu katkı yaptı.
– Andrew Goudelock'ın maçın en skorer ismi (19) olarak kaybın da en önemli sebebi olması trajik bir tesadüftü. Ricky Hickman'ın da Goudelock ile birlikte savunmanın diğer “zayıf halkası” olması ve bu iki oyuncunun da maçı bitiren beşte yer alması CSKA'nın işini kolaylaştırdı.



