Federasyonlarda görev alan insanların geçmişte bazı kulüplere gönül vermiş, formasını giymiş olması çok doğal. Hidayet Türkoğlu, "Türkiye'ye dönersem Fenerbahçe'de oynarım." demişti. Hem Fenerbahçeli olması, hem Fenerbahçe'nin Euroleague'de iddialı takımlar arasında yer alması ile gayet anlaşılabilir bir durum.
Ömer Onan basketbolu bıraktığı Fenerbahçe'de daha sonra genel menajer yardımcısı olarak görev yaparak basketbolun idari konularında da kendisini geliştirdikten sonra federasyonda CEO olarak çalışmaya başladı.
Geçmiş federasyon başkanlarından Turgay Demirel ve Osman Solakoğlu da Galatasaraylı idi. Federasyona uzaydan yönetici bulmayacağımıza göre Hidayet Türkoğlu'nun ve Ömer Onan'ın Fenerbahçeli olması doğal. Futbol Federasyonu Başkanı da eski Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören.
Kendimden örnek vermem ne kadar doğru, bilemem ama TED Ankara Kolej mezunuyum. Kulüpte yöneticilik yaptım, "Sımsıkı taş gibi…" tezahüratı bana aittir. Daha sonra hakem olarak TED'in ligden düştüğü maçı yönettim. MHK'de 5 TED'li ile beraber görev aldığım dönemde de kadın takımı lige veda etti.
Önemli olan insanların federasyonda görev başındayken tarafsızlıklarını koruyabilmeleri. Liglerin sonuna geldiğimiz şu günlerde federasyonun bu konuda iyi bir sınav vermediğini üzülerek görüyoruz. Bu federasyondan basketbolumuz adına radikal kararlar beklerken, günlük olaylarla yıpranmaları hem onlar, hem basketbolumuz için olumsuz bir gelişmedir.
Caferağa'daki ilk Yadın Doğu Üniversitesi-Fenerbahçe maçındaki olaylar sırasında cezayı en fazla hak edenlerin başında Fenerbahçe Kadın Basketbol Şubesi Sorumlusu Cenk Başar geliyordu. Uçan tekmeler attı ama Disiplin Kurulu'na bile sevkedilmedi. Sanki yaptığı onaylanıyormuş gibi Ömer Onan ve Hidayet Türkoğlu, Başar ile Fenerbahçe'nin salonunun Protokol Tribünü'nde yan yana oturup maçı izledi.
Fenerbahçe'nin ev sahipliği yaptığı ikinci maçta Fenerbahçe Asbaşkanı Mahmut Uslu hakemlere ağır küfür etti. Yanında yine Türkoğlu ile Onan vardı.
Türkoğlu, Eurocup finalinde TBF'ye ayrılan yeri beğenmediği gerekçesiyle salonu terketmişti. Yan yana oturduğu Uslu'nun küfürlerini beğendiği için mi yerinde kaldı?
En büyük tesellimiz şu ana kadar oyuncular arasında en ufak bir tatsızlığın yaşanmamış olması ve bütün maçları hakeden tarafın kazanması.
Kaynak: Basketfaul