18 Kasım 2024, Pazartesi
spot_img
Ana SayfaNBANefes nefese / İSMAİL DURLANIK

Nefes nefese / İSMAİL DURLANIK

Play-off savunmaların öne çıktığı çekişmeli maçlarla başladı öyle devam ediyor. Birçok maçın galibini son saniye basketi belirledi. Golden State-Denver serisi dışındaki eşleşmelerde her an her şey olabilir. Boston Celtics savunmasıyla Brooklyn Nets’e adeta kâbus gibi çökerek 3-0 öne geçti. Sixers deplasmanda maç kaybetse de 3-1’le Toronto önünde tur kapısını araladı diyebilirim. Bizim için kötü olan Matisse Tyhbulle’un yokluğunda bile Doc Rivers’ın Furkan Korkmaz’a kaybedilen son maçta o da sadece 1.2 dakika dışında süre vermemiş olması. Dilerim diğer turda şans bulur. Miami, Hawks deplasmanında kaybederek 2-1’e getirdi seriyi ama çok zorlanmaz gibi görünüyor. Memphis-Minnesota eşleşmesinde durum 2-2 ancak 26 sayıdan geri gelen Memphis psikolojik üstünlüğü ve saha avantajını almayı başardı. Dallas, Doncic’ten yoksun çıktığı Utah karşısında seriye tutunmayı başardı. Dördüncü maçla birlikte Sloven yıldızına da kavuştu. Doncic’li Mavericks, tura daha yakın olan taraf. Phoenix, Pelicans karşısında beklediğimin ötesinde zorlanıyor. Kötü oynuyorlar ve normal sezonki görüntülerinin uzağındalar. DeMar DeRozan şahane bir üçüncü maç oynasa da son şampiyon Bucks’a karşı Bulls’un gücü yetmeyecek gibi görünüyor.

Celtics’in çelikten savunması

Boston Celtics’in Robert Williams’ın yokluğuna rağmen iyi savunma yapacağını bekliyordum ama Marcus Smart’ın önderliğinde adeta çelikten duvar ördüler. Boston Celtics, Marcus Smart, Jaylen Brown ve Jayson Tatum üçlüsüyle Kyrie Irving ve Kevin Durant‘ı ikinci ve üçüncü maçta neredeyse sahadan sildi.  Durant ve Irving’in bu kadar sindiği maçları hatırlamıyorum. Yanlış anlaşılmasın. Formsuz değiller. Celtics savunması onları çaresiz bıraktı. Top kullanmaya korkar oldular. Celtics her ikisini de birebirde sert savunmakla kalmadı yardım getirerek alan bırakmadı. Marcus Smart, Irving’e adeta nefes aldırmadı. İlk maçta 39 satı atan Irving diğer maçlarda top dahi kullanamayarak 10 ve 16 sayıda kaldı. Kevin Durant topu yere vurduğu anda Jaylen Brown başta olmak üzere bir Celtics eli uzanarak topunu çaldı. Durant 2. maçta 6, 3. maçta ise 5 top kaybı yaptı ki bu kariyerinde ender olan bir durum. Kevin Durant’ın üç maçta 22 sayı ortalamasıyla oynadı belki ama düşük bir yüzdeyle çok verimsiz hücum etti. Celtics savunması Irving ve Durant ikilisini o kadar sindirdi ki atarak yaşayan yıldızlar sorumluluk almaktan çekinir hale geldi. Zaten 2. ve 3. maçta takımın en skorer isminin Bruce Brown olması Brooklyn Nets’in nasıl sistem dışına çıktığını gösteriyor. Koç Ime Udoka geçen sene asistanlığını yaptığı Steve Nash’e bariz üstünlük kurdu. Bütün bu gelişmelerin üstüne Robert Williams 3. maçta sakatlıktan döndü. Nasıl bir genetik yapısı varsa çok sık sakatlanıyor ama beklenenden önce oynamaya başlıyor. Williams henüz tam hazır gözükmese de Nets için tatil çok yakın diyebilirim. Hatta Boston deplasmanda bir maç daha kazanıp 4-0’la süpürebilir bile. O kadar sindirdiler Nets’i. 

Jason Kidd’in hamleleri

Jason Kidd, Dallas serüveniyle tıpkı oyuncular gibi koçların da gelişebileceğini gösterdi. Nets ve Bucks’da yıldız oyuncu, medya ve lobilerle ayakta kalmaya çalışan Kidd, her maçta farklı bir hamle yaparak Luka Doncic’in yokluğunda takımını çok iyi idare ederek taktiksel zekasını gösterdi. Önce Spencer Dinwiddie ve Jalen Brunson’la Donovan Mitchell ve Mike Conley’in üstüne giderek onların savunma zafiyetini kullandı. Brunson, Dinwiddie ikilisi bire birde hemen her pozisyonda rakiplerini geçerek skor buldu. Beş kısayla Jazz’ın ana silahı olan üç sayıları kullanmasına izin vermedi. Üstelik ikinci maçta 22 üç sayı isabetiyle rakibini kendi silahıyla vurdu Mavericks. Ardından Maxi Kleber’in dış şutunu kullanarak Rudy Gobert’i boyalı alanın dışına çıkmaya zorlayınca Jazz savunması çöktü. Dallas üç maçta 16.5 ortalamayla üç sayı isabeti kaydetti Jazz ise 9. Bu istatistik bile seride çok acayip işlerin olduğunun göstergesi. Dallas kazanabileceği 4. maçı son saniye basketiyle kaybederek 2-2’de seri eşitlense de saha avantajı ve Doncic’in dönmüş olması ibreyi Dallas yönüne çeviriyor. 

Jordan Poole, Curry’yi yedeğine aldı

Golden State’in Denver karşısında çok da zorlanmadan kazanmasını Draymond Green’in Nikola Jokic’i çok iyi savunması ve iki takım arasındaki kadro, koç ve sistem kalitesi gibi etkenlerle açıklamak mümkün. Ancak bunlardan daha büyük faktör Jordan Poole’ın olağan üstü performansı oldu. Sezonu çok iyi geçiren Poole’un play-off’ta da iyi oynamasını bekliyordum ama Stephen Curry ve Klay Thompson’un gölgesinde özellikle de Curry’nin yarattığı etki alanıyla başarılı olmasını bekliyordum. Oysa tersi oldu. Onlar Poole’un rakip savunma üzerinde kurduğu baskıdan yararlandılar. Jordan Poole, Thompson ve Curry’nin henüz ritim bulamadığı üç maçta sorumluluğu alarak takımının skor lideri oldu. Koç Steve Kerr bu performans karşısında Poole’u ilk 5 başlatıp, Curry’yi yedekten getirerek bu performansı ödüllendirdi. Maç başına 28.7’lik play-off skor katkısıyla takımının süper starını yedeğine alabilmek Golden State’in şampiyonluk iddiası için çok önemli olduğu kadar pahalı bir performans olabilir. Jordan Poole böyle oynamaya devam ederse 2023-24 sezonu sonunda tamamlanacak sözleşmesini uzatmak için maksimum kontrat ister. GM Bob Myers, Poole’a yüklü bir kontrat verebilmek için eminim şimdiden hesap yapmaya başlamıştır.  

Memphis’in geri dönüşleri

Memphis-Minnesota serisi yüksek tempoya ve fiziksel mücadeleye sahne oluyor. Koç Taylor Jenkins evinde kaybettiği ilk maçın şokunu atlattığını hatta gerekli dersi çıkardığını gösteren hamleler yaptı. Önce Karl Anthony Towns’a karşı ağır kalan Steven Adams’ı rotasyon dışına itti. KAT’ı Jaren Jackson JR’la savundu. KAT’ın saçma fauller almasının da yardımıyla bu hamlesinde başarılı oldu. Memphis’i daha sert oynattı. Minnesota bu sertliğe cevap vermek isterken sistemin dışına çıktı ve fazlaca hata yaptı. Üstüne Ja Morant devreye girince ikinci maçı farklı kazandı. Ardından maç içinde iki defa 20’li farklarla geri düştüğü 3. maçı 50-13’lük seriyle kazanarak saha avantajını geri almakla kalmadı rakibine karşı psikolojik üstünlüğü de ele geçirdi. Boz ayılar elde ettikleri iki galibiyette ekstra katkı almayı başardı. İkinci maçta bençten 60 sayılık performans gelirken üçüncü maçta Desmond Bane’nin 26, Brandon Clarke’ın 20 sayısı 26 sayıdan geri dönülmesinde etken oldu. Minnesota’da ise Anthony Edwars dışındaki skorerler olan Karl Anthony Towns ve DeAngelo Russell’ın istikrar sorunu yaşadı. Bunda Memphis’in hataya zorlayan başarılı savunması kadar dar rotasyonla oynamaktan kaynaklı yorgunluğun da etkisi olduğunu düşünüyorum. KAT’ın etkili olduğu 4. maçın ardında seri 2-2’ye geldi.  Bana göre tur için Grizzlies daha avantajlı görünüyor ancak dört maçın ışığında her türlü sürprize hazır olmalıyız. Memphis disiplini elden bırakmamalı.

Phoenix’in SOS vermesi

Play-off her türlü sürprize müsait ortam. Favori de olsanız sürpriz bir yenilgi kabul edilir. O nedenle Phoenix’in çok zayıf New Orleans Pelicans karşısında üstelik sahasında maç kaybetmesini anlayabilirim ama normal sezonda fırtına gibi esen Suns’ın bu kadar kötü oynamasını ve sistem dışına çıkmasını anlayamam. Suns, Chris Paul’un sırtında iki maçı kazandı ve tam olarak yan parçaları devreye sokamadı. Bu Nets ve Sixers gibi takımlar için büyük sorun oluşturmaz ama Phoenix gibi bir sistem takımı için endişe verici bir durum. Ayrıca Monty Williams’ın maç içinde yaşanan krizlere taktiksel çözüm üretemediğini bir kez daha gördük. Williams ana plan hazırlamada çok mahir ama anlık çıkan sorunlara çözüm getiremiyor. Son iki sezonda Phıoenix Suns’ı istikrarlı biçimde başarıya taşıyan sistemi oldu. Chris Paul rakibe göre oynatarak ve rol oyuncularına pozisyon hazırlayarak Phoenix’ın NBA Finali’ne ve normal sezonu domine etmesini sağladı. Ancak üç maçlık play-off serisinde Paul skor üretmek zorunda kaldı. Bolca dış şut attığına şahit olduk ki Suns’ın sistemi onun orta mesafeden oyun kurmasını gerektiriyor, dış şuta yönelmesini değil. Paul destek bulamayınca skora yönelmeye mecbur kaldı. Ancak bu sürdürülemez. Bütün bunlara rağmen öyle ya da böyle Phoenix’in turu geçeceğini düşünüyorum. Çünkü rakibiyle arasında büyük fark var. Şayet Suns fabrika ayarlarına dönemezse ikinci turda Dallas-Utah serisinin galibi tarafından kötü sürprizle karşılaşabilir. İlk turda çok formda görünen Golden State olası final için ciddi tehdit unsuuru. Öte yandan sakatlanan Devin Booker’ın bu seride oynaması zor hatta sakatlığının iki üç hafta sürebileceği söyleniyor. Bu, turun geçilmesi halinde diğer seride de oynamaması demek. Phoenix özellikle kanat oyuncularını devreye sokabilmeli ki Booker’ın yokluğunu bir şekilde telafi edebilsin. Play-off ortamında böylesi teklemelerin telafisi olmaz. 

 

 

 

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler