Nihayet beklenen gün geldi ve Klay Thompson Cleveland Cavaliers maçıyla basketbola ve sembol olduğu Golden State Warriors’a döndü. Toplamda 2.5 yıl süren iki ağır sakatlık yaşamış olması hepimize ‘nasıl dönecek?’, ‘rollerin netleştiği Warriors bu dönüşten nasıl etkilenecek?’ diye düşündürttü. Dün bütün bu sorular hakkında bir fikir edindik. Öncelikle Klay basketbolu çok özlemiş, belli. Hırslı ve motive. Takımın formu onu da etkilemiş. Yüzüğe yakın olduğunun farkında. Kan kokusu almış köpek balığının avına saldırması gibi bir an önce oynamak, sayı atmak, maç kazanmak istiyor. Takım arkadaşları ona yardımcı olmak için çaba içinde. Sakatlığı nedeniyle oynamayacak olan Draymond Green maça başladı ve hava atışının ardından faul yaparak oyundan çıktı. Böylece beraberce büyük başarılara imza attığı dostunun dönüş maçında saniyelerle de olsa sahada kalarak ona jest yapmış oldu. Maça gelirsek; Şut ritmi olarak kötü başladı. Kaçan birkaç şutun ardından Koç Steve Kerr yerinde bir müdahaleyle onu kenara alıp soluklanmasını sağladı. Ardından biraz daha iyi döndü ama şut ritmini bulması 2. yarıda gerçekleşti. 20 dakika oyunda kaldığı maçı 3’ü üç sayıdan olmak üzere 17 sayı ve 3 ribauntla tamamladı. % 37.5’la üç sayı attı. Sakatlığın ağırlığını ve rakibin iyi savunma yapan Cleveland olmasını dikkate aldığımızda gayet iyi döndü diyebilirim. Ancak zamana ihtiyacı olduğu da kesin. Kondisyonu, şut ritmi, sürati ve savunma katkısını geri kazanması için zaman gerek. Koç Stene Kerr, Klay’ı yavaş yavaş hazırlayacağını maç içinde yaptığı müdahalelerle gösterdi. Bir basketbolsever olarak Klay’ı yeniden ait olduğu yerde görmek güzeldi. Umarım sakatlık ondan uzak olur. Splash biraderlerin yeniden bir araya gelmesiyle NBA’de kartlar yeniden karıldı diyebilirim. Golden State artık daha güçlü bir yüzük adayı. James Wiseman da iyi döner veya bir savunmacı pivot takviyesi gerçekleşirse, zirve mücadelesi yapan takımları ‘Golden State ve diğerleri’ şeklinde sınıflandırabiliriz.
Yok artık Lebron!
Lebron James için zor bir sezon oluyor. Sezonu şampiyonluğun güçlü adayı olarak açan Lakers hayal kırıklığına doğru koşar adım ilerliyor. Anthony Davis ve Lebron James’ın yanına eklenerek büyük üçlüyü oluşturması beklenen Westbrook takıma hiç uymadı ayrıca diğer yan parçalar Monk ve Carmelo dışında işlemiyor. Öte yandan bütün bu tıkanmanın sorumluluğu da Lebron’a ait. Çünkü sezon başında GM Rob Pelinka, DeMarr DeRozan ve Buddy Hield’i almak üzereyken devreye girerek Russell Westbrook’un takaslanmasını sağlayan kendisi. Zamanı geri alabilsek Lebron neleri değiştirirdi bilemem ama muhteşem bir sezon geçiren DeRozan’ın takaslanmasına engel olmayacağından kuşkum yok. Bütün bu yaşananlara rağmen Kral, bir anlamda yıktığını tamir etmek istercesine başarılı maçlar çıkarıyor. Kevin Durant, Stephen Curry, Giannis Antetokounmpo ve Nikola Jokic olağan üstü oynadığı için göz ardı ediliyor ama Lebron James 37 yaşında olmasına rağmen MVP seviyesinde maçlar çıkarıyor. Takımın ihtiyacı doğrultusunda fedakârlık yapmaktan çekinmiyor. Bir dönem topu Russ’ın eline verip ona alan açmak için nokta şutör gibi oynadı. Baktı olmadı. Hücumda bütün sorumluluğu üstlendi. Savunmada daha fazla çaba göstermeye çalıştı. Anthony Davis’in yokluğunda Dwight Howard-Andre Jordan ikilisi boyalı alanda çok etkisiz kalıp, üst üste yenilgiler gelince son 7 maçta pivot görevini üstlendi. Lakers bu maçlarda 5 galibiyet elde ederken Lebron 33.5 sayı, 9.5 ribaunt ve 6.8 asist ve % 52 şut yüzdesiyle oynadı. Özellikle 30 dakika oyunda kaldığı Portland maçında 43 sayı, 14 ribaunt ve 4 asistle muhteşem bir maç çıkardı. Lebron James sözde değil özde pivot oynuyor. Savunma yapıyor. Boyalı alanda temaslı oynamaktan çekinmiyor. Kısaca bir pivotun yapmasını gerekeni yapmakla kalmıyor ekstra olarak alışkın olduğumuz yeteneklerini sahaya yansıtıyor. Lebron’un pivot oynadığı Lakers daha iyi savunma yapan hücumda da üreten bir yapıya büründü. Kral, bir anlamda diğer Lakers oyuncularının işini kolaylaştırdı ve takımına daha iyi bir görünüm kazandırdı.
Bütün bu olumlu gidişe rağmen Anthony Davis döndüğünde Lebron James normal pozisyonuna dönmeli. Bireysel anlamda başarılı oldu galibiyetler de geldi ama Lebron 37 yaşında ve pivot oynadığında çok fazla temas alıyor. Gerektiğinde maçına göre 5-10 dakika pivot oynayabilir ama sürekli oynaması ciddi sakatlanma riski demek. O nedenle gerçek sahibi sakatlıktan döndüğünde pivot rolünü ona bırakmalı.
Tek sorunu istikrar!
Geçen yıl rüya gibi bir sezon yaşayan New York Knicks’de işler yolunda gitmiyor. Takım savunma yapamıyor. Randle başta olmak üzere çoğu oyuncu geçen yılki çizgisinin gerisinde. Üstüne bençten istikrarlı ofansif katkı veren Derrick Rose sakatlanarak sezonu kapattı. Koç Tom Thibodeau savunmayı güçlendirme adına Kemba’yı rotasyon dışına itme gibi hamleler yaptı ama bir sonuç değişmedi. Knicks için sezon bitti diyemem ama anca play-in oynayacak gibiler. O da bir toparlanma sağlayabilirlerse. Sezon başı yıllığı 18 milyon dolardan 4 yıllık sözleşmeyle Knicks kadrosuna katılan Evan Fournier ise takımın aksine adeta 2. baharını yaşıyor. 30 dakikada 13.5 sayı, % 38’le maç başına 2.7 üç sayı isabetiyle oynayan Fransız basketbolcu Knicks’in dış şutörü olmayı başardı. 20 sayı geriden gelip kazanılan Boston Celtics maçında 14’te 10 üçlük atarak % 71 isabetle 41 sayı ve 8 ribauntluk performansıyla Madison Square Garden’ı dolduran taraftarlara yıllarca anlatacakları bir anı bıraktı. Fournier takımın neredeyse tek üç sayı atan oyuncusu olduğundan rakip savunma tamamen ona konsantre. Şayet G.State veya Phoenix gibi bir takımda olsaydı hem yüzdesi hem de üç sayı isabeti daha da yüksek olurdu. O kadar iyi maçlar çıkarıyor. Kötü geçen Boston Celtics macerasından sonra form yakalayan Fournier’in sorunu inişli çıkışlı performanslar sergilemesi. İstikrarı yakalarsa Knicks serüveni çok daha başarılı geçebilir.
