Fenerbahçe BEKO için oynadığı her maç oyun kalitesine ve birlikte oynama alışkanlığına artı değer katacak bir yapı taşı…
Coachuyla, oyuncusuyla, oyun sistemiyle tepeden tırnağa yenilenen bu takımın hedefi kısa zamanda çok ilerleme kaydedebilmek. Bu hedef doğrultusunda ilk haftalara rastlayan dev maçlar aslında onların gelişimi için de hem kısa hem de uzun vadede artı değer katacak birer ‘şans’ niteliğindeydi.
Sarı-Lacivertliler, CSKA maçıyla bu sezon ilk kez üst düzey savunma sertliğine ve direncine sahip bir takıma karşı neler yapabileceklerini görmüş olmak kadar, neleri yanlış yaptıklarını ve bunları nasıl değiştirmeleri gerektiğini de görmüş oldular.
Fener cephesinde en önemli iki detaydan biri ve en önemlisi, takımın kısa sürede birlikte hareket etme, aynı hedefe kilitlenme konusunda gösterdiği uyum ve gayret… Sahada herkes De Colo’nun takım içindeki liderliğini kabullenmiş ve topu paylaşma konusunda onunla yarışa girmeden sadece üretime doğru zamanda katkı vermenin peşindeler. Bu anlamda Brown’ın, Fransız guardla şu ana kadar uyum içinde görevini yaptığını söylemeliyiz.
İkinci önemli detay ise savunma sertliği açısından kıza zamanda katedilen yol – ki bu da birlikte hareket etme ve paylaşımla doğru orantılı ilerliyor – ve bu gibi üst düzey maçlarda sonucu küçük detayları belirlediği gerçeğinin özümsenmiş olması… Tabii bu konuda her şey toz pembe değil. Örneğin, Pierre’in, maç sonuna doğru James’e yaptığı kritik blokla oyunun kaderini değiştirmeye yönelik bu müthiş hamle sonrası, normal sürenin sonunda Clyburn’ün savunmasındaki hamle zamanlaması hatası gibi…
EDDIE ŞİMDİ GERÇEK F.BAHÇELİ OLDU!
Futbolda yeni transferlere, ilk derbide gol atmaları halinde “işte şimdi gerçekten ‘o takımın oyuncusu’ oldu” yakıştırması yapılır. Jarell Eddie de dünkü performansıyla gerçek bir Fenerbahçeli oldu. 6/6 üç sayı isabeti ile ilk kez vitrine çıktığı Euroleague sezonunda çok ciddi bir rakibe karşı, kırılma anları da dahil olmak üzere eli titremeden şutları ardı ardına çemberden geçirmesi onu ‘büyük oyuncu’ adayı statüsüne soktu. En önemli özelliği de top eline gelir gelmez son derece seri bir şekilde topu potaya yollamasına karşın hedefi bulması…
CSKA maçında göze çarpan eksiklerin başında ise uzun pozisyonundan üretim geliyordu. Vesely dışında, sakatlıktan çıkan Barthel’in, Hamilton’ın ve Pierre’in, özellikle işin hücum kısmında henüz fark yaratacak bir çizgide olmadığını gördük. Ulanovas’ın da dünün özelinde verim sağlayamaması, F.Bahçe hücumlarının fazlasıyla De Colo ve Brown üzerinden sürüklenmesine yol açtı.
Bir diğer göze çarpan detay, De Colo’nun direksiyonda iken fazlasıyla yıpranmasıydı. Bu gibi durumlarda hata oranı artan Fransız guard, ilk yarıda itirazdan teknik faul aldığını hesaba katmadan en kritik anda rakibine faul aldırmak isterken 2. Teknik faulü alıp, takımını yalnız bıraktı. Onun yıprandığı süreçte, haftasonu Lokman Hekim mücadelesinde fazlasıyla hazır olduğunu gösteren Westermann’dan faydalanma yoluna gidilmedi. Eğer böyle zorlu bir mücadeleye fiziksel olarak hazır olmadığı düşünülerek oynatılmadıysa diyecek bir sözümüz yok. Değilse, De Colo’nun bu kadar yıprandığı maçta birkaç dakika olsun katkı verebilirdi.
Bardağın dolu tarafına dönecek olursak, coach Kokoskov, sahadaki duruşuyla hem kendisine hem de oyuncularına duyduğu özgüveni net biçimde yansıtıyor. Oyuncuların da bunu hissettiğini ve sahada stresten uzak, işini yapmaya çalıştığını gözlemliyoruz. Geçen sezonlardan belki de en büyük farkı bu Fenerbahçe’nin…
ANADOLU EFES ZİNCİRİ KIRDI
Anadolu Efes, tutuk başladığı sezonda üst üste gelen iki galibiyetin ardından düzlüğe çıkabilmek adına aradığı saha içi konforu Alba Berlin deplasmanında buldu. Rakibinin baş döndürücü temposunda yaptığı top kayıplarının adedini, iyi savunma ile arttırıp, hücumda da topu en iyi şekilde döndürüp, ya içeride Dunston ya da Pleiss’i besleyip ya da kısaları çizgi gerisinde ekstra paslarla buluşturup kolay bir galibiyet aldılar. Alba’nın özellikle boyalı alan savunmasındaki zaaflarını iyi değerlendirdiler. Geçen yılki Efes’ten esintiler sunan Lacivert-Beyazlılar’ın da beklenen düzeye erişmesi çok zaman alacak gibi görünmüyor.
GÖKHAN TÜRE