Son dönemdeki derbilerin belki de en heyacanla geçeni oynandı Ülker Sports Arena’da.
Bunun nedeni de Fenerbahçe’nin bulduğu müthiş seriydi, devre sonunda. Tam 19-0 ile maçı kopardı sarı-lacivertli ekip sadece 7 dakikada.
Savunmadan beslenen, rakip yerleşmeden fırsat bulduğunda bunu değerlendiren Fenerbahçe, maçın başındaki durgun görüntüsünden Ömer ile Oğuz’un kenardan gelişiyle kurtuldu. Ömer zaten bildiğimiz gibi, hem savunma, hem hücumdaki agresifliği ile bir anda maça damgasını vurdu. Onun coşkusu takıma yansıdı, arkadaşları da tribünler de uyandı. Oğuz ise rakibin ilk dakikalarda en önemli skor opsiyonu olan boyalı alan penetrelerini durduran isimdi. Kapladığı alan ile Cim-Bom’un kısalarını potaya yaklaştırmayan dev oyuncunun, 3 gün önceki kader maçında Milano karşısında sarı-lacivertli ekip boyalı alanda ezilirken neden hiç denenmediği sorusu da bir kez daha akıllara geldi.
Galatasaray ise çok kötü bir günündeydi. Arroyo, Fenerbahçe’nin akıllı savunması karşısında devreye giremeyip, maçı 4 sayıyla bitirirken, Ender-Cenk-Göksenin-Hairston dörtlüsünün toplamda 24’te 2’lik saha içi isabeti krizi derinden hissettirdi. Boyalı alanda Bonsu’nun agresifliğini çok arayan sarı-kırmızılılar, o açığı kapatmak için dışarıyı riske ettiğinde, hep Melih’in kestiği cezalarla karşılaşınca erken havlu attı maça.
Fenerbahçe’nin, belki de Ergin Ataman’ın ilk maç sonunda tartışılan ‘eze eze yendik’ açıklamasının faturasını çıkarmak için tempoyu hiç düşürmediği maçın sonunda Berk Uğurlu’nun küçük bir resitali ise tribünleri mest etti. 18 yaşındaki yıldız adayının yaptığı ustaca organizasyonlar, asist yapan bir guard hasretini yaşayan takımı için derbi galibiyeti kadar değerliydi.