Anadolu Efes, izleyenlerin basketbola doyduğu son yılların en güzel maçlarından biri olarak hafızalara kazınacak keyifli mücadelede CSKA Moskova’yı evinde uzatmada yenerek çok kritik bir virajı geride bıraktı.
İnişler-çıkışlar, gel-gitlerle dolu bir 45 dakikaydı dünkü… Oyunun başında Anadolu Efes’in, ardından da CSKA Moskova’nın elde ettiği çift haneli “suni farkların” ardından son bölümde maç, takımların “gerçeği yansıttığı”, “kılıçların çekildiği” kıvama büründü.
İzlemesi gerçekten keyif veren, sonu da, uzatmaları da nefes kesen bir mücadeleydi. Larkin’in geçen yıl fırtınalar estirdiği günlerden kesitler sunması, Beaubois’nın üçlükleri “buz gibi” çemberden geçirişi, Micic’in “durun ben de varım” deyişi ve takımda küçük detaylara gösterilen özen… Evet; dün Anadolu Efes’e maçı kazandıran, Larkin ve Beaubois’nın önderlik ettiği “büyük oyunun” takım olarak toplamda verimlilik puanına gelen karşılığı 124’tü… 34 üç sayılık denemenin 19’unda isabet bularak, geçen yıl bu zamanlarda Valencia karşısında 18 isabetle kırdığı kulüp rekorunu bir yıl dolmadan yeniledi Lacivert-Beyazlılar… Micic’i blok yaparken gördük, Dunston guardların toplamı kadar (3) top çaldı… Takımdaki herkes hem hücum hem de savunmada birbirine yardım etmek için yarıştı adeta… Hem de son 3-4 maç “yerlerde sürünen” üçlük yüzdesini 55,9’a çekerek…
Bunu sadece iyi antrenman ya da çok çalışma ile açıklamak mantıklı değil… Hafta sonu Fenerbahçe BEKO ile oynadıkları maçta da yüzdenin bir anda farklılaştığını, arttığını gözlemlemiştik. Bunu ancak maça olan “motivasyon” ile bağdaştırabiliriz. Karşılığı “maç seçmek” oluyor ki bu da Efes’in “bu galibiyete rağmen” takım halinde bu sezon en çok eleştirilecek yönü…
İki takımın da baş antrenörleri rahatsızlıkları nedeniyle kenarda yoktu dün… Efes cephesinde Ataman’ın yardımcısı Yakup Sekizkök geçen hafta olduğu gibi yine direksiyondaydı. CSKA geri gelip farkı 15 sayıya çıkardığında dahi sakin, soğukkanlı kalması, molada oyuncuları ya da kendini germeden verdiği direktifler, kenardaki “özgüvenli” duruşuyla farklı bir tarzı var Sekizkök’ün… Teknik açıdan en dikkat çekici yönü de rotasyon-verim denkleminde iki maçtır oyunculara dağıttığı süreler ve onları sahada tutarken “zamanlama” adına verdiği doğru kararlar…
CSKA Moskova da kazanmak için elinden geleni yaptı dün… Ama Rus ekibinin bu sezon kadrosuna kattığı ve düne kadar iyi de iş çıkaran şutörü Aleksey Shved oyunun iki yönünde de “berbat” bir gece geçirdi. Savunma zaafları zaten biliniyordu. Ama hücumda 3 sayı çizgisinin gerisinden 0/7 isabet CSKA’nın kaybetmesindeki en önemli faktörlerden biriydi.
Uzun pozisyonundaki eksiği Dunston ve Pleiss ile “yamayan” Efes’in sezonun kalanında kaderini kısaların performansının belirleyeceğini, Lacivert-Beyazlılar’ın “kısaların götüreceği yere kadar gidebileceğini” söylemiştik daha önce… Durum hala öyle…
