Fenerbahçe BEKO için kabus gibi başlayan sezonda Alba Berlin ile deplasmanda oynadığı ve 26 sayı farkla kaybettiği maç, ‘saç baş yolduran’ sürecin en vahim 40 dakikalarından biriydi.
İlginç olan, o maçın kaybedeni Sarı-Lacivertliler’in, bu kez rakibinin karşısına “favori” olarak dikilmiş olmasıydı. 10 Aralık 2020’deki bu maçtan sonra köprünün altından çok sular geçti. Fenerbahçe BEKO’nun yaşadığı köklü değişim, arka arkaya gelen 9 galibiyet bu maça bambaşka bir çehre kazandırmıştı. Alba Berlin cephesinde ise statü olarak değişen pek bir şey yoktu. Sürprizlerin takımı olmayı sürdürüyorlardı belki ama gelişen oyun kalitesi de göz ardı edilemeyecek cinstendi. Siva, Sikma, Eriksson gibi sakatların takıma dönmesiyle birlikte ‘kader değiştirebilecek’ oyuncu adedi fazlalaşan Alman ekibi, geçiş hücumlarındaki top kayıplarını azaltıp, topsuz koşularda rakiplerinin başını döndürecek bir tempo ile skor üretmeyi başarınca, özellikle de Play-Off’u kovalayan takımlara sorun yaşatabiliyor. Kaybetse de en azından rakiplerine bir an olsun huzur vermiyor.
Fenerbahçe BEKO için de dün böyle bir 40 dakikaydı. Sarı-Lacivertli takımda, arka arkaya gelen 9 galibiyetin ardından sahaya “favori” olarak çıkmanın yanında seriyi devam ettirme zorunluluğunun getirdiği stres hissediliyordu. Kaybedecek bir şeyi olmayan Alba Berlin için ise tam tersi söz konusuydu. Gerilimden uzak, sadece iyi basketbol oynamaya odaklanmıştılar. Haklarını verelim; oynadılar da… Biraz da Kanarya’nın önceki maçlara göre savunma konsantrasyonunun daha aşağıda olmasını fırsat bilip, maçın sonuna kadar oyunun içinde kalmayı başardılar. Neyse ki Fenerbahçe cephesinde de son dönemde tırmanışa geçen hücum kalitesi, bu maçta da devam ediyordu. De Colo’nun yaratıcılığı, Guduric’in soğukkanlılığı, Veseley’nin bitiriciliğiyle birleşince ortaya izlemesi keyif veren bir Fenerbahçe çıkıyor.
Dün Sarı-Lacivertli takımın, maçı koparmak adına yaptığı tüm hamleler Alba Berlin’den karşılık buldu. Son periyotta Pierre’in oyunun iki yönünde de, özellikle de hücumda kırılma anlarındaki katkısı takdir edilecek cinstendi. Fenerbahçe BEKO’nun, De Colo, Guduric gibi isimlerden sonra ‘kırılma anlarında sorumluluk alıp maçın kaderini değiştirebilecek’ oyuncu adedi Pierre ile birlikte 3’e çıkmış oldu. Kanadalı oyuncu, son periyotta 11 sayıya imza atarken, 13 sayıdan yine geri gelmeyi başaran Alba Berlin’in Maodo Lo le yaptığı hamleyi bloklayıp, son noktayı da koydu.
Fenerbahçe BEKO için esas mücadele şimdi başlıyor. Sarı-Lacivertliler, önümüzdeki hafta Anadolu Efes ile oynadıktan sonra üst üste 4 deplasman maçına çıkacak ki dördü de birbirinden zorlu olacak. Bu süreçte yenilgiler de olabilir. Ancak son dönemde kazandıkları özgüven, kazanma alışkanlığı ve en önemlisi de belli bir düzeye erişen oyun kalitesi bu yolda Kanarya’nın elini güçlendiren en önemli artıları olmaya devam edecek.
