Sezon başında şut yüzdelerinin düşmesiyle yeni faul yorumunun etkilerini önce hücumda görmüştük. Genel kanı, şutörlerin daha sert savunma altında oynamaya alıştıkça yüzdelerin yükseleceği şeklindeydi. Nitekim öyle oldu. Haftalar ilerledikçe kısa savunmacılara biraz daha temaslı oynama izni verme şeklinde açıklayabileceğimiz yeni faul yorumunun asıl etkisinin savunma üzerinde olduğunu gördük. Topa baskı yapabilen oyunculara sahip olan takımlar beklenenin üzerinden savunma performansı sergilemeye başladı. Chicago Bulls, Minnesota Timberwolves ve Washington Wizards gibi savunmaya uzak olmasıyla tanıdığımız takımların ortalama üstü savunma yapmalarının sırrı baskı yapabilen Lonzo Ball, Alex Caruso, Patrick Beverley, Spencer Dinwiddie ve Kentavious Caldwell Pope gibi oyunculara sahip olmasındaydı. Bu tip kısaya sahip olamayan Los Angeles Lakers, Dallas Mevericks, Atlanta Hawks gibi takımların yarışın içinde olmalarına rağmen ligin en kötü savunmaları konumunda. Özellikle Lakers, Anthony Davis gibi boyalı alanı savunan ve kısaların karşısında durabilecek çabukluğa sahip bir savunmacıya rağmen ligin en kötü savunmaları arasında. Çünkü 35 dakika sahada kalan Russell Westbrook bırakın topa baskı yapmayı ligin en geçirgen savunmacısı. Diğer taraftan Nikola Vucevic, DeMarr DeRozan ve nispeten Zach Lavine gibi gibi savunma defosu olan oyuncuların merkezde olduğu Chicago Bulls, Lonzo Ball ve Alex Caruso gibi topa baskı yapan gardları sayesinde savunma verimliğinde 7. sıraya çıkıverdi. Benzer bir durum Kentavious Caldwell Pope ve Spencer Dinwiddie etkisiyle Washington Wizards, Patrick Beverley ve Josh Okogie etkisiyle Minnesota Timberwolves’da yaşandı. Birkaç gün önce New York Knicks Koçu Tom Thibodeau’nun Kemba Walker’ı üstü kapalı sözlerle oynatmayacağını açıklaması kötü savunmacı gardlarla oynamanın imkansızlığının bir diğer kanıtı oldu. Çünkü Kemba savunma defosu ve dizindeki problem bilinerek 25 dakika civarı oynasın, ofansif katkı versin diye alındı. Nitekim bekleneni de verdi. % 41 isabet oranıyla maç başına 2.1 üç sayı toplamda da 11.7 sayı atarak kendisinden beklenen ofansif katkıyı verdi. Ancak arkasında en az onun kadar kötü savunmacı Derrick Rose olunca, RJ Barret’ın çabası Nerlens Noel ve Mitchell Robinson gibi çember savunmacıların varlığı yeterli olmadı ve Knicks savunma verimliliğinde 19. sıraya düştü ki geçen sene 3. sıradaydı. Koç Thibodeau bir tercih yapmalıydı ve Kemba’yı takımdan keserek Alec Burks’a oyun kurma görevini verdi. Benzer bir tercihi Lakers’ın da yapmak zorunda kalacağını düşünüyorum. Russ en azından süresi azaltılmak zorunda.
Topa baskının savunmanın en önemli parçası haline gelmesi henüz çok yeni. Sürüp sürmeyeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Şayet böyle etkilemeye devam eder ve koçlar topa baskının etkisini azaltacak ofansif formüller bulamazsa tıpkı Stephen Curry’nin önderliğinde Golden State’in hücumu dış atışlar üzerinden kurgulaması gibi savunmayı da topa baskı üzerinden tanımlayabiliriz. Bu da bir atıcı bir basıcı gardla yani DeAngelo Russel yanına Patrick Beverley, Stephen Curry etrafına bir Gary Payton eklemesi demek. Lonzo Ball ve Chris Paul gibi her ikisini de belli oranda yapan gardlar da takımlarının en önemli oyuncusu halini alır. Bakalım agresifliğe bir ölçü daha prim tanıyan yeni faul yorumu savunmayı yeniden şekillendirmesi nereye gidecek? İzleyip göreceğiz.
Phoenix rüştünü ispat etti
Galibiyet serisinin görece kolay takımlara karşı olması nedeniyle zirvede ne derece şampiyonluk adayı olduğu tartışma konusu olan Phoenix Suns önce deplasmanda Brooklyn Nets’i ardından sahasında Golden State Warriors’u yenerek soru işaretlerini giderdi. Özellikle Warriors’a karşı gerek onların agresif başlamasına karşı reaksiyon vererek gerek tek eksik yanları boyalı alanı domine ederek yarışta var olduğunu gösterdi. Devin Booker sakatlandığı için maçın 2. yarısında oynamamasına rağmen Chris Paul, De Andre Ayton’ı boyalı alanda çok iyi kullanarak Phoenix hücumunu organize etti. Ayton tamamı boyalı alandan olmak üzere 24 sayı attı. Suns böylece diğer takımlara yaptığı gibi ligin en formda takımlarından Golden State’i de en zayıf noktaya hücum ederek yendi. Arizona ekibi galibiyet serisini 17 maça çıkartarak kulüp rekoru kırdı ve Batı Liderliği’ni ele geçirdi. Phoenix ve Golden State iki gün sonra bir maç daha yapacak. Sonuç ne olursa olsun Phoenix şampiyonluk adayı olduğunu tescilletti. Golden State için normal sezonda değil ama play-offlarda pivot eksiği göz çarptı. James Wiseman’ın dönüşü de çare olmazsa by-out markette GM Bob Myers’ın gözü çember savunabilen pivotlarda olmalı.
Ömer için fırsat kapıda
Ömer Faruk Yurtseven Türk oyuncular arasında oynama fırsatı bulamayan tek isim. 98 doğumlu basketbolcumuz 12 maçta maç başına sadece 3.1 dakika sahada kaldı. Bir başka anlatımla NBA kariyeri toplamda 36 dakika 12 saniye. Takım kimyasını yakalayan Miami Heat’te NBA’in en iyi pivotlarından Bam Adebayo ve savunmasıyla tanınan Dewayne Dedmon verimli oynuyor. Bu şartlarda Ömer’in oynama şansı pek yok. Öte yandan garanti olmayan takım opsiyonlu bir kontrata sahip olduğundan NBA’de kalıcı olması için oynayıp kendini göstermesi gerek. Sabırla şans bulmayı bekleyen oyuncumuz için beklediği fırsat geldi. Parmağındaki sorun nedeniyle küçük bir operasyon geçirecek olan Bam Adebayo’nun 6 hafta kadar takımdan uzak kalacak olması Ömer Faruk için rotasyonda yer bulma şansı demek. Ömer çok az oynadı ama oynadığı maçlarda ışık verdi. Ayrıca Dewayne Dedmon hücumdaki kısırlığı nedeniyle 30-35 dakika sahada kalacak bir oyuncu değil. Koç Eric Spoelstra zaman zaman PJ Tucker veya Markieff Morris’in 5 numara oynadığı kısa beşler kullanabilir ama 4 numara rotasyonu dar olduğundan uzun süre kısa beşlerle oynayamaz. Yani ne yaparsa yapsın Ömer’e en az 10-15 dakika süre vermek zorunda. 213 boyundaki oyuncumuz minimum 20 maç oynama fırsatı demek olan bu şansı umarım iyi değerlendirir. Sakatlıktan uzak, iyi performans göstererek Koç Spoelstra’dan formayı kapacağı performanslar sergilemesini diliyorum. Şans basketbolcumuzun yanında olsun.