Euroleague’in 80 sayı ortalamaları lideri Real Madrid İstanbul’a Fenerbahçe BEKO’yu ‘nasıl durdururum’ diye plan yapıp geliyorsa eğer… Sahaya 2 pivotla çıkıp, bu sezon ilk kez “alan savunması” uygulayıp, maç içinde 3 uzundan 4 kısaya her yolu deniyor ve De Colo+Vesely gibi iki yıldızı haftalardır tribünde oturan Fenerbahçe BEKO’ya sadece 51 sayı atmayı başarıp (!) evine 15 farklı yenilgi ile dönüyorsa eğer… İşte o Fenerbahçe BEKO için övgülerin, güzel sözlerin tümüne değer…
Haftalardır Fenerbahçe BEKO’nun çok karakterli oyunculardan oluştuğunu, eksik kaldıkları dönemde birbirlerine kenetlenip nasıl birlik oldukları ve zorlukları birer birer aştıklarını yazıp duruyoruz…
Real Madrid karşısında düne kadar olan biten tüm olumlu şeylerin üzerine ekleyerek, sahaya koydukları “koca yüreklerini”, 40 dakika bitmek tükenmek bilmeyen enerjilerini, yardımlaşmalarını gördük yine… Bu kez de son dönemde sahadaki savaşımın “simgesi” haline gelen Şehmuz Hazer sakattı, eksikti… Ama onlar eksildikçe çoğalmaya, büyük oynamaya devam ettiler… Kaptan Melih başladı, Floyd, Booker, Pierre, Henry, Guduric, Metecan, Ahmet, Polonara devam etti… Dün Real Madrid’in “fişini çekme” onuru ise İsmet Akpınar’daydı… Real’in canlandığı son periyodun başında fark tek hanelere doğru gerilerken üst üste iki üçlükle can verdi takımına…
SAADET ZİNCİRİ!
Oyuncuların her biri yoklukta oluşan bu mükemmel zincirin parçaları elbet… Ancak o halkaları birleştirip, onları neler yapabileceklerine inandırıp saha içinde uygulamalarına yön veren coach Sasha Djordjevic de en az oyuncuları kadar büyük iş çıkarıyor… Fenerbahçe tarihinde bir “efsane” olarak anılacak Obradovic’in bıraktığı bayrağı devralan her coach elbette onunla kıyaslanacak, yeri geldiğinde eksikleri nedeniyle eleştirilecek; bu çok doğal… Ancak Djordjevic, oyuncu olarak kariyerindeki ilk ve tek Euroleague şampiyonluğunu kazandığında “baş antrenörü” olan Obradovic’in yolunda emin adımlarla ilerliyor… Mesela “oyuncuların gelişimi ve onlara yönelik maç motivasyonu” olağanüstü… Floyd’un Panathinaikos’taki hali ile şu an geldiği seviye örneğin… Ya da İsmet’in, en kritik anda tereddüt etmeden topu potaya gönderişi… Fenerbahçe serüveni belki de O’nun antrenör olarak zirveye tırmanışına da şahitlik edecek… Ve işin güzel yanı, artık Fenerbahçeli taraftarlar da bu zincirin halkalarını tamamlamak için tribünlere geri döndü…
FENER ÇITAYI YÜKSELTTİ
Evet: sahada her şeyi paylaşan çok karakterli bir takım Sarı-Lacivertliler… Savunma çıtasını öyle bir seviyeye koydular ki, Euroleague’deki tüm takımların bundan böyle erişmeye çabalayacağı seviye bu olacak…
Real Madrid galibiyetiyle seriyi 5 maça çıkarıp Play-Off’a göz kırpan Fenerbahçe BEKO’nun “çığ gibi büyüyen” oyunu göz kamaştırıyor… Devamı için ayakları yere sağlam basmayı sürdürmeli… İçinde birçok anlam barındıran bu tarihi galibiyet herkese kutlu olsun… Yaşa Fenerbahçe, çok yaşa coach Djordjevic…