Barcelona'nın yıldız ismi Petteri Koponen için bu sezon daha kötü başlayamazdı. Takıma yeni transfer olan Finli oyuncu sezonun başlamasına birkaç hafta kala yolculuk nedeniyle içinde bulunduğu taksinin çok ciddi bir kaza yapmasından dolayı travmatik beyin yaralanması teşhisiyle hastaneye kaldırılmıştı. Ancak talihsiz basketbolcu bir ay hastanede kalsa da tedavi sürecinde işler yolunda gitti. Sadece basketbol parkelerinden değil tüm dünyadan izole geçen bir ayın ardından (bu zaman zarfında cep telefonun ışığı bile zarar verebilir diye kendisinden uzak tutulmuş) başarılı olan tedavisi Koponen'in yaklaşık 2 hafta önce takıma dönmesini sağladı.
Herkesin aklında olan tek soru sahalara nasıl döneceğiydi. 28 Ekim'de tüm bu kötü dönem geride kalmış ve Euroleague maçında Bamberg karşısında Barcelona Lassa taraftarının önüne çıkıyordu. Sezon başından beri yaşadıklarından sonra ilk maç için fena oynamadı, 16 dakika sahada kalıp 2 sayı kaydetti. Koponen sahalara dönerken takımı Barcelona Lassa bu sefer de diğer oyuncularının üst üste gelen sakatlık haberleri ile sarsıldı. Önce Juan Carlos Navarro ve Justin Doelmann, daha sonra da Pau Ribas ciddi sakatlıklar yaşayarak takımdan uzak kalacaklardı. Bu gelişmelerin üstüne Koponen'in sadece sağlığına kavuşup sahalara dönmesi değil aynı zaman da takımına sakat arkadaşlarının boşluğunu doldurabilecek kadar katkı sağlaması gerekiyordu. Buna rağmen başarılı oyuncunun pes etmeye niyeti yoktu, sıkışık Euroleague fikstüründe kısa zaman arayla oynanan iki maçta da sahanın en başarılı oyuncularından biri oldu. 14 sayı attığı Maccabi Tel Aviv maçının ardından 22 dakika sahada kaldığı Zalgris Kaunas maçında da 16 sayı kaydederek maçın en önemli performanslarından birini sergiledi. Finli oyuncu sıradışı performanslarına bu hafta sonu da devam etti. Dün oynanan İspanya Ligi mücadelesinde UCAM Murcia'ya karşı tam anlamıyla “alev aldı”. Maç sonunda istatistik kağıdında şu değerlere sahipti; hiç şut kaçırmadan 23 sayı (4/4 iki sayılık isabeti – 3/3 üç sayı isabeti ve 6/6 faul isabeti, toplam 13/13 isabet).
Şimdi şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Koponen'i öldürmeyen acı daha da güçlendirdi, yaşadığı talihsiz sakatlık onun mücadeleci karakterini ortaya çıkardı ve takımının ona en çok ihtiyaç duyduğu anda ona verilen görevi fazlasıyla yerine getirerek kendini yeni kulübüne tekrar ıspatlamış oldu.