Anadolu Efes'in başarılı oyuncusu Tibor Pleiss, Misli TV'den Nazlıcan Elestekin ve Gökhan German'ın sorularını yanıtladı.
Daha önce Galatasaray'da da forma giyen Tibor Pleiss'ın Türkiye'ye yabancı olmadığını söyleyen Nazlı Elestekin, Pleiss'a Türkiye ve Türk basketbolu hakkındaki düşüncelerini sordu.
"TÜRKİYE'DE 5. YILIM, NAVİGASYONA İHTİYACIM YOK"
"Çok fazla söyleyecek şey yok. Burayı seviyorum. İnsanlar çok dostça davranıyor ve kibar. Yolda yürürken insanlar bana selam veriyor ve sıcak davranıyor. Tabii ki yemekler çok güzel, basketbolda da inanılmaz bir taraftar grubu var. Çok duygu dolu ve tutkulular, basketboldan keyif alıyorlar. Salonda yaratılan atmosferden keyif alıyorlar. Türkiye'de 5. yılım, artık her şeyi biliyorum. Yemek yemek istersem nereye gideceğimi biliyorum. Benim şehrim gibi. Bir yere giderken artık navigasyona ihtiyacım yok. Nerede ne zaman Trafik olacağını bile biliyorum. Trafik olunca nereden kaçacağımı çok iyi biliyorum." diye cevapladı.
Gökhan German, Tibor Pleiss'a; Anadolu Efes formasıyla Euroleague şampiyonluk kupasını kendi evinde, Köln'de kaldırmanın nasıl bir his olduğunu sordu.
"KÖLN'DE EUROLEAGUE ŞAMPİYONU OLMAK RÜYA GİBİYDİ"
"Aslında duygularımı ifade edecek kelimeler bulamıyorum. Çok çabuk ve hızlı oldu. Hala tam olarak neler yaşadığımı hatırlamak için zamana ihtiyacım var. Kariyerim '10 sene sonra' bitince yine bu anı hatırlayacağım. Benim için duygu doluydu. Doğup büyüdüğüm, basketbola başladığım şehir Köln. Ailem, arkadaşlarım orada. Beni çok desteklediler. Şampiyon olduktan sonra herkes beni tebrik ediyordu. Çok fazla duygu vardı. Benim için bir rüyaydı ve rüya gerçek oldu." ifadelerini kullandı.
Nazlı Elestekin, Pleiss'e basketbol oynamaya nasıl karar verdiğini sordu.
"ANNEM 'SANA YENİ BİR SPOR BULDUM' DEDİ…"
"Daha önce futbol oynuyordum. Kötü değildim aslında ama uzun boyluydum. Babam herkes gibi futbolu çok seviyordu. Her küçük çocuk futbolla spora başlıyor, sonra başka sporlara geçiyor. Bir gün futbol oynamamaya karar verdim. Çok eğlenmiyordum, defansta oynuyordum ve top çok fazla bana gelmiyordu. Bir gün annem bana 'sana yeni bir spor buldum' dedi. Basketbolda da bütün hikayem böyle başladı." açıklamasında bulundu.
Gökhan German, Sertaç Şanlı'nın Barcelona'ya transferi sonrası Alman pivotun Anadolu Efes'teki yeni rolünü sordu.
Tibor Pleiss'ın sorumlulukları ve dakikaları arttı…
"4 yıldır buradayım, daha önce de sorumluluklarım vardı. Geçen yıl zordu, sakatlıkları nedeniyle sezona iyi başlayamamıştık. Ben sadece basketbol oynuyorum ve aldığım süreyle de çok ilgilenmiyorum. Biz bir takımız! Bazen Dunston iyi oynuyor, bazen ben, bazen bir başkası… Biz bir aile gibiyiz. Ne kadar oynadığım önemli değil. Tabii ki daha çok oynamak isterim ama kim iyi oynarsa o sahada daha çok kalıyor. Bazı takımlarda kıskançlık oluyor ama bizde öyle bir şey yok. Herkes birbirine ve takıma yardımcı olmaya çalışıyor. Takım olarak başarılı olmak için çabalıyoruz." dedi.
Nazlı Elestekin, Tibor Pleiss'a Almanya Milli Takımı'nda oynamanın nasıl bir duygu ve tecrübe olduğunu sordu.
"Milli takımda olmak güzel, orada herkes Almanca konuşuyor. Ben 10 yıldır yurt dışındayım ve anlaşabilmek için İngilizce konuşmak zorundayım. Milli takımda olmayı bu nedenle seviyorum. Orada kendi ülkendeki oyuncularla oynuyorsun ve uluslar arası bir arenadasın. Ülkeni temsil ediyorsun. Herkes aynı hedef için savaşıyor. Kimin ne kadar sayı attığı önemsiz. Aynı burası gibi, herkes başarılı olmak için savaşıyor." diye cevapladı.
Gökhan German, Pleiss'ın sakin olmasına değindi… Saha içinde hiç sinirlenmeyen Alman pivotun saha dışında, gerçek hayatta da sakin biri olup olmadığını merak etti.
"İNSAN GENÇKEN DAHA DUYGUSAL OLUYOR"
"Aslında daha önceleri sinirleniyordum. İnsan gençken daha duygusal oluyor. Çok kızıyordum. Mesela birine blok yaptığımda çılgınca bağırıyordum. Bu da benim enerjimi alıyordu. Sinirlenip çılgına dönünce yoruluyordum… Bunu farkına vardım. Çok fazla duygularımı göstermezsem, sakin kalırsam; kötü bir şey olsa bile bunu geride bırakırsam daha iyi oynadığımı gördüm. Aslında bu da olgunlaşmayla ilgili sanırım. Sahada kötü bir şey olursa artık onu geride bırakıyorum ve önüme bakıyorum. Artık olgunlaştım." ifadelerini kullandı.
Nazlı Elestekin, Tibor Pleiss'ın basketbol kariyeri sona erdiğinde neler yapacağını sordu. Yine basketbolun içinde kalacak mıydı?
Tek temennisi "İnşallah" demek oldu…
Gökhan German geçtiğimiz 3 sene içinde Anadolu Efes'in Euroleague'i domine etmesine vurgu yaptı. Ancak bu yıl işler iyi gitmedi. Fakat hala şansları var, Alman pivota Anadolu Efes'in şampiyonluk unvanını koruyup koruyamayacağını sordu.
"ŞAMPİYON UNVANINI KORUMAK, ŞAMPİYON OLMAKTAN DAHA ZOR"
"Her şey mümkün. Diğer takımlar gelişiyor, iyi oyuncular transfer ediyor. Seviye atlamaya çalışıyor. Bizim işimiz de tabii ki zorlaşıyor. Herkes Euroleague şampiyonunu yenmek istiyor. Haliyle işimiz de geçen sezona kıyasla daha zor. Şampiyon unvanını korumak, şampiyon olmaktan daha zor. Çünkü herkes kralı yenmek istiyor. Şampiyonluk unvanını korumak kolay değil. Taraftarlar gelip yeniden kazanmamız gerekiyor diyor. Bunun için de en az geçen yılki kadar savaşmamız gerekiyor. Geçen yıl da iyi başlamamıştık. Toplantılar yapıyorduk, problemlerimizi konuşuyorduk. İniş çıkışlar yaşamıştık. Şimdi de benzer bir dönemden geçiyoruz. Bazen iyi, bazen kötü maçlarımız oluyor. Dört yıldır beraberiz ve dört yıldır aynı basketbolu oynuyoruz. Elbette bizim maçlarımızı izleyip 'böyle hücum ediyorlar, onları böyle savunmalıyız' diyorlardır. Onlar bize çalışıyor, biz de onlara çalışıyoruz." diye açıkladı.
Nazlı Elestekin, Tibor Pleiss'a Basketbol Süper Ligi hakkındaki düşüncelerini sordu.
Anadolu Efes'in en büyük rakibi hangi takım, çekindikleri bir takım var mıydı?
"Çekindiğim var diyemem ama tehlikeli takımlar var. İsim vermek zor, play-off barajı içindeki her takım tehlikeli! Bu basketbol ve birinin iyi günü, diğerinin kötü günü olabilir. Ve maçın sonunda da favori takım kaybedebilir." dedi.
BAŞANTRENÖR ERGİN ATAMAN'LA ARASI NASIL?
Gökhan German, Alman pivota, daha önce Galatasaray'da da beraber çalıştığı başantrenör Ergin Ataman hakkında neler düşündüğünü sordu. Aralarında nasıl bir ilişki var?
"Aramız güzel. Hala burada olduğuma göre aramız iyi diyebilirim. Daha bir yere gitmedim, beraber çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ataköy'de yaşadığını, denize yakın olduğunu ama denizin yüzmek için yeteri kadar temiz olmadığını belirten Tibor Pleiss; "Denize yakın olmak güzel ama yüzememek kötü. Üzücü bir durum aslında. Herkesin çevre bilincinde olması gerekiyor. Her yerde çöp kutuları var ama insanlar çöplerini yere atıyor. Tek yapmaları gereken çöpü, çöp tenekesine atmak! Bu gerçekten üzücü bir durum. Ben evdeyken çöpümü yere atmıyorum dolayısıyla dışardayken de atmamalıyım. Herkes bunun bilincinde olmalı…" açıklamasını yaptı.
"Almanya tabii biraz daha iyi ama orada da bilinçsiz davrananlar var. Hiç Japonya'da yaşamadım ama Japonya'da durum daha iyiymiş. Hatta en iyisiymiş…" dedi.
Kaynak: youlogoyeni