Tempo, kritik hata, rekabet….Yok, yok.
Sacramento ve Golden State üçüncü maç hariç galibi küçük detayların belirlediği karşılaşmalar oynamaya devam ediyor. Seriyi eşitleyen son maç da öyle oldu. Yüksek temposu, hataları ve çekişmesiyle nefes kesen maçı Warriors kazandı ama tersi de olabilirdi. Harika bir maç çıkaran Stephen Curry son saniyede mola hakları olmadığı halde mola isteyerek Kings'e maçı kazanma şansı verdi ama Sacramento bu şansı kullanamadı. Saha avantajı hala Kings'in elinde. Ancak durum 2-2, baskı artacak, stres yönetimi devreye girecek. Kings'in bu baskının altından kalkması gerek. De'Aaron Fox ve ilk maç hariç Sabonis çok iyi oynuyor. Malik Monk son iki maç kayboldu. İlk üç maçta 10 sayı atarak duvara toslayan Keegan Murray bu defa 23 sayı attı ama galibiyete yetmedi. Warriors beklediğim kadar iyi oynamadığı maçı kazanarak seriye tutundu. Oyun olarak değil ama skoru takım geneline yayarak umut tazelediler.
Knickerbockers kapıyı araladı
Knicks-Cleveland serisi beklediğim kadar çekişmeli geçmiyor. New York tur kapısını araladı. Buradan dönmez gibi. Cleveland'ın ikiz kulelerini kullanarak boyalı alanda üstün olacağını bekliyordum. Aksine Bickerstaff ikisini bir arada kullanamadı. Kısa beşle oynayınca da ribaund sorunu kendini gösteriyor. Tom Thibodeau'nun Bickerstaff'a, Jalen Brunson'un Donovan Mitchell'a üstün geldiği bir seri oluyor. Miami-Milwaukee serisinden Heat çıkarsa Knicks için bir yarı final hayal olmaz. Sezon içinde Knicks'in bir ara dağılma noktasına geldiğini düşününce, bu günleri hayal etmek mümkün değildi. Sporun güzelliği de bu bilinmezliği.
Dillon Brooks'un suçu
Los Angeles Lakers, Crypto Arena'da konuk ettiği Memphis Grizzlies'e hiç iyi davranmadı. İlk dakikalarda 20 sayıya çıkan fark maç sonuna kadar tek haneye inmedi. Karşılamanın 10 sayıyla birmesi yanıltmasın. Lakers rakibinin umutlanmasına hiç izin vermedi. Savunmaya konsantreydiler. Memphis şutörlerini düşük yüzdeyle tutmakla kalmayıp, 8 blokla boyalı alana girişi yasakladılar. Lakers fizik üstünlüğünü çok net oyuna yansıttı.
Her ne kadar LeBron James üstünde durmamış olsa da belli ki takım içinde Dillon Brooks'un LeBron için kullandığı küçümseyici sözler rahatsızlık yaratmış. Lakers oyuncuları maça, Anthony Davis'in önderliğinde patronun kim olduğunu göstermeye çıkmışlardı. Öyle de yaptılar.
Dillon Brooks bu tür akıl oyunları için yetersiz olduğunu gösterdi. Düşük yüzdeyle attı. Kasti bir faul sonrası oyundan atıldı. Bir anlamda rakibinin üstünde kurmak istediği baskının altında ezildi. Takım arkadaşlarını da beraberinde sürükledi. Dillon için görüşüm 'zannettiği kadar iyi skorer değil. Ancak göründüğünden daha iyi savunmacı' olduğuydu. Bu sene çenesini gereksiz çalıştırmayı ekledi. Bu tür çıkışları yapacaksa sahada devamını getirmesi gerektiğini bilmeli. Böyle oyun içinde kaybolup, kasti faulle oyun dışı kalırsa baskı kendine döner. Nitekim maç sonu röportaj vermekten kaçarak mental açıdan zayıf biri olduğunu kabullendi. Brooks böylesi boş işlerle ugraşmazsa savunmayla sağlam bir yer edinir. Aksi takdirde neler yaşayacağına ilişkin bir kesiti Lakers maçında yaşadı.
Seride Grizzlies'in şansının sürdüğünü düşünüyorum. 6 veya 7. maça uzarsa şansları daha da yükselir. Çünkü yaşlı Lakers böyle fiziğiyle hükmedemez.
Böyle gitmez
Clippers'ın bir parçası haline gelen sakatlık kabusunun Paul George'un ardından Kawhi Leonard'ı devre dışı bırakmamasıyla Phoenix deplasmanda iki maç kazanarak seriyi 3-1'e getirdi. Suns şansının yardımıyla turlayacak gibi görünüyor. Buna rağmen Monty Williams'ın mutlu olduğunu sanmıyorum. Çünkü takım oyunundan çok uzaklar. Devin Booker dışında güven veren oyuncu yok. Durand iyi ama daha fazlası gerek. Çünkü kısalardan katkı gelmiyor. Chris Paul bolca üçlük deniyor. Ancak %30'u bile bulamıyor. Son maç dışında hayalet gibiydi. Cameron Payne sakat, Josh Okogie play-off duvarına çarptı. Landry Shamet 4 maçta 4 sayı attı. Damion Lee buralara ait değilim diye haykırıyor. Zaten dar olan uzun rotasyonunun patronu Deandre Ayton hücumda var ama savunmada yok. Eksik Clippers bile pota altında cirit attı. Torraye Craig dışında Devin Booker ve Durant'a destek olan oyuncu yok. Bu halde Denver karşısında çok zorlanır Suns. Clippers tam kadro olsa onları da geçemezlerdi. Seri muhtemelen 4-1 bitecek. Sonuç güzel ancak oynanan basketbol endişe verici.
Sixers süpürdü, beklemeye geçti
Sixers, Nets karşısında 4-0 galip gelerek ilk turun tek süpüreni oldu. Oynanan maçlara bakıp bir değerlendirme yapmak yanıltıcı olur. Çünkü Brookyn'e karşı eşleşme avantajına sahiplerdi. Son maçta oynamayan Joel Embiid’in ikinci turun ilk maçında oynama ihtimali %50 deniyor. Olası Boston eşleşmesinde onun yokluğunu tolore edemezler. Eminim Sixers cephesi Boston-Atlanta serisi en azından 6. maça uzaması için dua ediyordur. Böylece Embiid iyileşmek için zamsn kazanır. Ancak onlar da durumu 3-1'e getirdi. Pek uzayacak gibi durmuyor. Boston Celtics çok zorlanmadan turlayacak görünüyor. Ancak geçen seneki savunma seviyesinde değiller. Robert Williams iyi görünmüyor. Celtics kazanıyor ama play-off'ta güven vermiyor. İki takımın karşılıklı oynayacağı maçlar onları daha iyi değerlendirmek için bir fırsat olacak. Şu anki görüntü, tam kadro Sixers bir adım önde.
Her galibiyete bir kayıp
Miami Heat, Milwaukee'ye karşı dillere destan bir direniş sergiliyor. Şartlar ne olursa olsun ayakta kalmayı başarıyorlar. Jimmy Butler normal sezonda Kal-El, play-off'ta Superman olma geleneğini bu sene de sürdürüyor. Yeterince hakkının verilmediğini düşünüyorum. James Harden ve Kevin Durant'ın yıldız sayıldığı bir ortamda o da pekala bir yıldız. Koç Eric Spoelstra'nın hakkını vermeden olmaz. Sezonun hayal kırıklığını Duncan Robinson'dan bile verim almayı başarıyor. Heat ne kadar azimle seriye tutunsa da kazandığı her maça önemli bir kayıp verdi. İlk galibiyette Tyler Herro, sonuncusunda ise Victor Oladipo sakatlanarak sezonu kapattı. Pat Riley, ilahlara kurban mı adadı bilemem ama böyle her galibiyete bir sakat verirse sahaya çıkaracak oyuncu bulamayacak.