Fenerbahçe BEKO, taşlar yerine oturup verim artmaya devam ettikçe “taş gibi” bir takım kıvamına dönüşüyor giderek…
Kupa arası sonrası Baskonia maçıyla başlayıp, geçen hafta Real Madrid deplasmanında “ezici” üstünlükle gelen galibiyet de dünkü Valenciakarşılaşmasının da nasıl geçeceğine dair fikir veriyordu aslında…
Real Madrid’i Madrid’de yenerken, oyuna baştan sona hükmetmenin, son şampiyonu bu sezon 2 maçta da mağlup eden tek takım olmanın özgüven açısından büyük bir kazanım olacağı ortadaydı.
Sarı-Lacivertliler, bir hafta sonra Valencia karşısında ekstra efor sarfetmeden 30 farkla kazanırken bu özgüvenin yarattığı fark da net biçimde hissedildi. Ligin en savunmacı takımlarından biri olarak sivrilen İspanyol ekibine karşı 24/38 üçlük isabetiyle tam 118 sayı kaydetti Kanarya… 24 üçlükle Euroleague rekorunu, 118 sayıyla da bu sezon üçüncü kez kulüp rekorunu kırdı Fenerbahçe BEKO…
Geçen hafta Nigel Hayes-Davis’i çıkarmıştı vitrine Sarı-Lacivertliler… Bu haftanın flaş ismi ise Tyler Dorsey idi… ABD’li şutör daha ilk çeyrekte 4/4 üçlük isabetiyle “alev alev” yanıyordu… Onun yaktığı ateş, takımdaki diğer isimleri de alevlendirdi. Wilbekin 6, Hayes-Davis 4 derken, Guduric 2, Tarık 2, Sestina ve Noua da 1’er isabetle çizgi gerisinden kusursuz fırtına estirdiler.
Fenerbahçe’nin bu seviyeye çıkmasında birçok faktör sayabiliriz… Bunların başında Tarık ve Sestina’nın kenardan getirdiği üst düzey katkı geliyor… Takıma yeni eklenmiş iki oyuncu etkisi yarattı bu ikili… Aynı şeyi, ara transferde dahil olan Amine Noua için de söylemek mümkün… O da “kırk yıllık Fenerbahçeli” moduna geçiverdi ayağının tozuyla ve öyle de devam ediyor… Sertaç ve Dorsey’deki yükselişle birlikte takımı sürükleyen ana unsurlar Hayes-Davis, Motley, Wilbekin, Guduric’in üzerindeki baskının azalmasıyla verimleri de yukarı çıktı. Daha az yıpranmaları onların istikrarlı katkısını da beraberinde getiriyor. Ama en önemli artı değer kim diyecek olursanız yanıt Calathes… Sezon başında az daha takımdan ayrılacak olan Yunan guard, kariyerinin en olgun döneminde en verimli süreci yaşıyor… Tabii sezon ortasında gelen coach hamlesi ve Itoudis’le yolların ayrılıp Jasikevicius’un göreve gelmesi de bir milat Sarı-Lacivertliler için… Litvanyalıcoachun oyun şablonuna küçük dokunuşları kadar, geçmişte tartışılan oyuncu ilişkilerindeki yanlışlarından sıyrılıp daha sıcak bir ortam yaratmasının da payı var… Oyuncular da sahada O’nunla birlikte yaptıkları işten net keyif alıyorlar… Kısacası Jasikevicius da Fenerbahçe’de “ustalık” dönemini yaşıyor ve bu da Fenerbahçe BEKO için büyük bir şans…
Baskonia, Real Madrid, Valencia derken 3 İspanyol rakibini de sıraya dizdi Fenerbahçe BEKO… Öyle görülüyor ki sırada da Barcelona var!.. Dünkü galibiyetle ilk 4 yarışındaki pozisyonunu koruyan Sarı-Lacivertliler için Barcelona’yı da yenmek, ilk 2 için de şans yaratmak anlamına gelebilir… Dileriz bu yolun sonu önce Play-Off, sonra F4 ve ardından da kupa olur…