Korktuğumuz az daha başımıza geliyordu. R. Madrid performans eğrisini finale doğru dikleştirirken, Fenerbahçe doyuma ulaşmışçasına son haftalarda aşağı pikeye geçmişti. Korkumuz şuydu; haydi ligin en iyi kısaları Rodriguez, Llull, Carrol ve Fernandez’i bir şekilde Dixon, Hickman, Sloukas ile dengeledik diyelim. Zaten kalın uzun pivotun yokken birde Vesely olmayınca, ligin en pislik pota altı kötü çocuğu Reyes, Ayon ve Nocioni’nin pota altı etkinliklerini nasıl etkisizleştirecektik ki…
ÖLDÜK ÖLDÜK DİRİLDİK
Madrid’in asist, top kontrolü ve dış isabet üstünlüğü özelliklerini ters yüz ederek kazandı Obradovic. Salonu mahşere benzeten muhteşem seyirci baskısıyla taraflar futbol maçı temposunda 4-4 geçilen ilk beş dakika tutuk ve top kullanımı az, isabeti de düşük basketbol oynadılar. Bu noktada sertleştirdiği atak savunmasıyla beklenen rengi katarak skor liderliğini ele geçirdi. Beş kısayla hücuma ağırlık veren Fenerbahçe’de Dixon ve Sloukas üçlük olup yağmaya başlayınca savunma coşkusu da Udoh’un şık blok ve smaçlarla katlandı.
KOSTAS GECEYİ KURTARDI
Kaçıp gitmemize dış atışlarla Llull ve Carrol karşılık verdiler ama kararlı Kanarya şaşkına çevirdiği Real karşısında üstünlüğünü bırakmadan odaya 41-29 önde gitti. Serinin sırrının pota altı hakimiyetinde yattığının farkına Allah’tan geç varan Real, pota altını Fernandez ataklarıyla zorlamaya başlayınca ortalık karıştı. Son çeyrekte, 53-52 ile maç yeniden başladı. Real sonuna kadar maça asıldı ama olağan kahraman Bogdanovic’in yanına eklenen Sloukas rakibin çabuk atışlarla öne geçme hayallerini 17’şer sayı atarak bozan gecenin adamları oldular.
Kaynak: hurriyet
