Anadolu Efes, Partizan deplasmanındaki görkemli galibiyetin ardından evinde ağırladığı Baskonia’ya da sürpriz izni vermedi, kalitesine takım kimliğini eklediğinde ne kadar ‘yenilmesi zor bir ekip’ olduğunu üst üste beşinci kez kazanarak gösterdi.
17 galibiyetli Efes’in, Play-Inn için, puan cetvelinde bir galibiyet altındaki iki rakibi Partizan ve Milano’yu 2’şer kez yendiğinden ikili ya da üçlü averajda da bu iki rakibe göre avantajlı olduğunu da hesaba kattığımızda ve de kalan maçları göz önüne aldığımızda artık ‘Play-Inn cepte’ demek çok da yanlış olmaz… Play-Off’a gelecek olursak, o hedef açısından da 3 maç kala ‘her şey yolunda’… 18 galibiyetli Kızılyıldız ve Bayern Münih’le karşılaştıracak olursak, Bayern’i 2 maçta da yenen Efes, rakibinin kalan 3 maçta alacağı bir yenilgi ile yukarı tırmanabilir. Bu noktada Efes’in kaderini belirleyecek maç, önümüzdeki hafta Kızılyıldız’la Belgrad’da oynayacağı maç olacak aslında… Lacivert-Beyazlılar, o maçı kazandığı taktirde bileti cebine koyabilir… Şöyle ki, yarın evinde Real Madrid’i ağırlayacak olan Sırp ekibi, sezonun son maçında da Panathinaikos’a konuk olacak. Dolayısıyla Kızılyıldız’ın hiç kolay maçı yok ve Efes’in, altına alıp Play-Off’a kalma adına en uygun rakibi Kızılyıldız… Efes’in, yarınki Maccabi maçının ardından Kızılyıldız deplasmanı ve sonrasında İstanbul’da oynayacağı Zalgiris karşılaşmaları, Kızılyıldız ve Bayern’in fikstürüne bakıldığında çok daha ‘kazanmaya elverişli’…
Ancak tabii öncelikle yarın Letonya’nın Riga kentinde oynanacak Maccabi maçını da kazasız atlatması gerekiyor Efes’in…
HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ SOKUYOR
Anadolu Efes’te son dönemdeki yükselişin en önemli sebebi, takımdaki tüm oyuncuların hedefe adanmışlığı… Lacivert-Beyazlı oyuncuların, sezonun geneline bakıldığında geç de olsa kafaca bu noktaya gelmiş olmaları fark yaratıyor. Tabii takımın en deneyimli iki ismi Larkin ve Beaubois’nin tüm takım arkadaşlarına örnek olacak biçimde gösterdiği ‘cansiperane’ mücadele de takdir edilecek cinsten… Bu iki yıldız da tam zamanında form tuttular… Baskonia karşısında Larkin’in de Beaubois’nın da sadece hücumda üretime verdikleri katkıdan bahsetmek eksik kalır… İki oyuncunun savunmada gösterdiği gayret, özellikle de ilerleyen yaşlarına karşın bu seviyeye çıkabilmiş olmaları büyük kazanım… Beaubois’nın maçın başında yaptığı bloğun hemen ardından hücumda üçlüğü çemberden geçirmesi, rakibe olduğu kadar takım arkadaşlarını da yukarı çeken bir mesajdı aslında… Poirier ve Oturu ile birlikte Smits ve Ercan’ın kararlılıkları, Bryant ve Thompson’ın giderek olgunlaşan, bireysellikten uzak, top paylaşımına yön veren isimler olarak sivrilmeleri, Dozier ve Willis’in kenarda ‘hazır kıta’ olarak aldıkları sürenin hakkını vermeleri Efes’in sahip olduğu müthiş potansiyeli de açığa vurmasına neden oluyor… Dileriz bu yükseliş sekteye uğramadan aynı kararlılık ve paylaşımla devam eder…