Atlanta karşısında yenilgiyle tanışan Milwaukee Bucks hızını alamayıp bir de Oklahoma'ya yenildi. Ancak hala ligin en güçlü görünen takımı. Doğu'da Boston, Atlanta, Cleveland rakiplerine oranla bir adım önde. Keyif veren basketboluyla Toronto onları yakından takip ediyor. Zirveyi zorlamasını beklediğim Philadelphia ve Miami bir türlü toparlanamadı. Sixers için James Harden'ın yokluğu bir mazeret oluşturuyor. Miami için ise yaratıcı bir kısa ve uzun forvet takviyesi şart. Batı'da ise Utah Jazz zirveye kuruldu. Ancak orada kalmaları zor. Danny Ainge sonuçlardan bağımsız olarak draft hakları karşılığı Mike Conley ve Jordan Clarkson'ı takaslayacağı bilgisini medyaya sızdırdı. Kariyer sezonunu geçiren Lauri Markkanen kesin teklif alır. Umarım Ainge onu da göndermeye kalkmaz. Portland Trail Blazers'ın yükselişini sakatlıklar etkilemedi. Müthiş bir azimle her maça asılıyorlar. Phoenix Suns normal sezondaki istikrarını bu sene de koruyor. Onlar için asıl sıkıntı play-offlar. Memphis daha da gençleştirdiği kadrosuyla ilk 6 içinde kalacak gibi. Clippers saha sonuçları olarak toparlandı ama oyun olarak hala eksik. Toparlanmaları halinde şampiyonluk şansları var. Golden State şaşırtmaya devam ediyor. Üstelik Stephen Curry çok ama çok iyi oynarken! Lakers iyice dibe vurdu. Artık bir hamle yapmaları şart ama Başkan Jeanie Buss, GM Rob Pelinka olunca fazla umutlu olamıyor insan.
Kyrie Irving skandalı Nets yönetimi epeyce korkutmuş olmalı ki ikinci bir olası problemi göze alamayıp İme Udoka'dan vazgeçtiler. Yeni koç Nash'in asistanı Jacque Vaughn oldu. Brooklyn, Vaugn yönetiminde çıktığı 7 maçta 4 galibiyet elde etti. İyiy doğru gidişin bir nedeni Kevin Durant'ın yükselen formu. Diğer neden koçun küçük dokunuşları mı yoksa Kyrie Irving'in oynamaması mı olduğunu önümüzdeki maçlar gösterecek. Nets için işler yoluna girdi demek için henüz erken. Sadece küçük bir toparlanma var.
NBA'deki temsilcilerimiz için sezon başladığı gibi sürüyor. Alperen Şengün double double ortalama ile başladı sezona. Belli bir sistemi olmayan ve gardların kendine oynadığı Houston'da yaptıkları çok değerli. Medyanın ve taraftarın sevgisini de kazanmış durumda. Alperen sürekli daha iyiyi hedefleyen bir genç. Şu an için en net zaafı çok kolay faul alması. Cedi Osman'ın rolü iyice netleşti. Koç Bickerstaff onu yedek forveti olarak kullanıyor. İlk beşte sürekli bir arayış içinde Dean Wade, Caris LeVert çok sıkıştığında Lamar Stevens'i oynatıyor. Kim oynarsa oynasın yedekten Cedi giriyor. Ondan da topu aldığında sonuca gitmesini istiyor. Üçlük atmak, potaya yönelmek veya pas vermekten en uygun olanını yapmasını istiyor. Şu ana kadar Cedi hocasının istediğini yaptı. Skor katkısı da iyi. Cedi için endişem geçmiş yıllardaki istikrarsız görüntüsü. Artık olgun bir oyuncu. Umarım iniş çıkış yaşamaz. Çünkü dakikalarını almak için pusuda bekleyen Isaac Okoro gibi güçlü bir alternatifi var. Furkan için en kötü Philadelphia sezonu olabilir. James Harden'ın yokluğunda bile oyun koptuğu anlarda 3-5 dakika süre bulabiliyor. Sakatlığı süren Ömer Faruk Yurtseven için sezonu kapatabilir şeklinde bir haber okudum. Sol bileğindeki sakatlık yüzünden ameliyat olması gereken Ömer'in sağlığına kavuşması için en az 3 aya ihtiyacı olduğu hatta sezonu kapatabileceği söyleniyor. Henüz resmi açıklama yapılmadı. Basketbolcumuzun sezon sonu sözleşmesi bitecek ve oynaması gerek. Miami ribaunt almakta bu kadar zorlanır ve Dewayne Dedmon çok kötü oynarken çok rahat forma giyerdi. Şartlar bu kadar lehineyken sakatlık çok kötü oldu. Siyahi çocuğumuz Adem Bona UCLA formasıyla NCAA'de boy göstermeye başladı. İzlediğim maçta 8 sayı, 8 ribauntla oynadı. Pota altından iyi bitirdi. Ancak oyun bilgisi olarak hala eksik. Atletizmi ve fizik gücüyle önemli potansiyel. Sabırlı olursa NBA şansı olabilir.
Omer Yurtseven To Miss Three Months Due To Ankle Surgery https://t.co/BoE7jzaG0t
— RealGM (@RealGM) November 13, 2022
Markkanen Jazz'ın hücum jokeri oldu
Şu ana kadar sezonun en büyük çıkışını Utah Jazz yaptı. İki yıldızını kaybeden, yepyeni bir kadro ve koçla yola çıkan Jazz büyük bir kenetlenmeyle Batı zirvesine kuruldu. Bu başarı kolektif bir çabanın ürünü. GM Danny Ainge, Koç Will Hardy, Lauri Markkanen, Mike Conley, Jordan Clarkson, Collin Sexton, Malik Beasley ve diğer rol oyuncuları parlak başlangıcı birlikte gerçekleştirdi. Başarıyı bir kişiye mal edemeyiz ama ortaklaşa çabanın ürünü bu leziz pastanın kremasının Lauri Markkanen olduğunu pekala söyleyebiliriz. Fin basketbolcu şahane başladı. 33 dakikada 22.7 sayı, 8.8 ribaunt, 2.5 asist ortalamalarıyla kariyerinin en yüksek rakamlarına ulaştı. % 34 üç sayı yüzdesi geçmiş yıllardaki performansına yakın. % 52.7 genel şut yüzdesi kariyer rekoru kırdığı bir başka istatistik. Koç Hardy, Markkanen'i hücum jokeri olarak kullanıyor. 3,4 zaman zaman da 5 oynuyor. Hücum repertuarını da genişletti. En etkili silahı üç sayılardan daha çok boyalı alandan skor üretir hale geldi. Orta mesafeden ve pota altından epey etkili bir hücum silahına dönüştü. Atletizm eksikliğinden kaynaklı savunma defosunu da oyun aklı ve pozisyon bilgisiyle aza indirmiş durumda. Savunmada eksi yazmıyor. Hatta artısı var denilebilir. Komple bir oyuncuya dönüşmek üzere. Geçen sezon başını anımsadığımda bu günleri hayal etmek bile imkansız. Sınırlı serbest olduğu transfer döneminde kimse istememişti. Bulls onunla kontrat uzatmamış, Knicks ve Dallas kısa süreli ve düşük kontrat teklif etmişti. Sezon açılmak üzereyken Cleveland'ın 18×4 yıllık kontrat vermesini çok riskli bulmuştum. Sergilediği basketbolla benim gibi düşünenleri haksız çıkardı. Donovon Mitchell takasıyla geldiği Utah Jazz performansıyla iyice gömdü. Fin uzun öncelikle istikrarını sürdürmeli. Teklif alması kaçınılmaz. Ancak takım onu göndermek istemediği sürece ayrılmamalı. Utah'da kendisine çok uygun bir ortam var. Ona başrol veren bir koç ve baskıdan uzak bir şehirde bir iki sene takıma liderlik etmeli. Zaten bu takımın önü açık. Max kontratla burada bile devam edebilir kariyerine.
John Wall geliyor
Oyunu atletizme dayalı basketbolcular için ağır sakatlıklar atketik yetenekleri erozyona uğrattığı için çok daha yıkıcı oluyor. Derrick Rose örneğinde olduğu gibi farklı özellikler geliştirip daha kısıtlı bir role evrilenler kalıcı oluyor. Bunu yapamayanlar ise silinip gidiyor. Bu açıdan son 3 sezonun 18 ayını sakat geçiren kalanında ise sadece 40 maç oynayan John Wall'dan umutlu değildim. Ancak sahada yaptıkları beni şaşırttı. Çabukluğundan pek de bir şey kaybetmemiş. Washington yıllarındaki gibi sahadaki herkesten bir kat daha hızlı ve alçaktan uçmuyor ama bayağı çabuk. Koç Tyronn Lue onu yedek beşinde kullanıyor. 22 dakikada 12.4 sayı, 5 asistle aldığı sürenin hakkını veriyor. Şut yüzdesi düşük. Daha çok deliciliğini kullanarak boyalı alandan skor üretiyor. Zaten dış şut hiçbir zaman ana hücum silahı olmamıştı. Benim için daha çekici olan asist katkısı. Clippers çok sayıda hücum silahına sahip olmasına rağmen hücumda tıkanıyor. Bunun nedeni de hücum yönlendirerek oyuncu azlığı. Bütün yük Paul George'un üzerinde. Wall kariyeri boyunca iyi pasör oldu. Çabukluğuyla çok rahat skor buluyor. Bir de asist rakamlarını yükseltirse takımı için kilit oyuncu olur. Clippers savunmaya yaslanarak kazanıyor. Hücumda ligin en kötü takımlarından. Oysa zengin ofansif potansiyele sahip. Farklı şekillerde skor üretebilecek oyuncuları var. John Wall ve Paul George'un servisleriyle bu potansiyel sahaya yansıyabilir. Wall yeniden etkili olabileceğini gösterdi. Oyun kurucu özellikleriyle daha fazlası olduğunu da gösterebilir. Onu böyle görmek güzel. Umarım sağlıklı bir sezon geçirir.