Fenerbahçe Ülker’in koçu Obradovic Euroleague dörtlü finaline giderken Obrakadabra’ydı. Yani sihirbaz… Karşıyakaya elenince Obrakadavra oldu. Öldü. Kadavraya döndü…
Gerçekte ölüp kadavraya dönüşen sahadaki oyunculardı amaNasrettin Hoca’nın kazan hikayesi bu: “Doğurunca iyi de ölünce mi kötü oluyor?” demiş ya. İşte onun gibi bir şey bu: Oyuncular oynayınca sen sihirbaz oluyorsan, oynamayınca ölür kadavraya dönüşürsün.
Önce Karşıyaka ve Ufuk Sarıca’nın hakkını teslim edelim, sonra bizce Fenerbahçe’nin yarı finalde elenmesinin nedenlerine şöyle bir bakalım. Bence birinci neden Madrid’de bıraktıkları motivasyondu: Euroleague Şampiyonluğuna kitlenmiş bir takımı orada aldığı iki yenilgiden sonra yeniden ayağa kaldırmak zor işti elbette ama eğer sen basketbolun sihirbazıysan yapacaksın bu işi kardeşim!
Sezonu oyun kurucusuz birinci bitirebilirsin, dörtlü finale de gidebilirsin ama saha içi liderin yoksa koçlukla filan olmaz bu işler Obrabeyim! Karşıyaka serisini anımsayın: Oyuncular yakan top oynuyorlardı sanki. Boş pozisyondaki oyuncu topu potaya atmak yerine, daha zor durumdaki başka bir arkadaşına pas verip sorumluluktan kaçıyordu. 24 saniyenin bitiminde top kimin elinde kaldıysa o yandı: Salladı topu çembere, giren girdi, girmeyenin günahı yoktu (!)
Sarıca faktörü!
Eh! Bu kadar korkağın olduğu yerde, karşındaki koç aslan yürekli eski bir şutörse, (Ufuk Sarıca) boş bırakılıcak adamları şıp diye bulup, içeri gömülü savunma yaptırınca hiç şaşırmayacaksın. Boş adamların şutu sokamazsa sihirbazlık filan sökmez basketbolda.
İyi de.. Diyeceksiniz ki: Bu Obradovıc’in hiç mi suçu yoktu dörtlü finalden bu yana oynanan kötü basketbolda? Vardı elbette! Bence, o kendisini toparlayamadı ki takımını toparlayabilsin! İkinci olarak da bütün sezon ne ektiyse onu biçti:‘Dilediğim oyuncuyu dilediğim zaman oyuna sokar, istediğim verimi alırım’ havası, takım havalıyken tutar da moral olarak çökmüş bir takımda adın Obradovic de olsa tuttuğun elinde kalır!
Oyuncuları tek tek eleştirmeyeceğim. Diyeceğim o ki, motivasyonunu yitirmiş, gelecek sezon takımda kalmayacağını anlamış (veya bilen) yabancı oyuncuların yanında karakterini ortaya koyup takımı coşturacak tek bir yerli savaşçı da olmayınca sonuç hüsran oldu…
Öğrenmenin yaşı yoktur Mr. Obradovic! Bizde bu duruma “Oyun kurucun kadar konuş” derler. Saha içi liderin yoksa veya olanları yok edersen başına geleceklere boyun eğeceksin. Taktik tahtasına yazıp çizerek, hoplayıp zıplayarak, mosmor bir suratla kenardaki oyunculara fırça atarak bir yere kadar gelirsin de… Topu çemberden içeri atacak oyuncuyu bulamazsan sonun bu olur: Obrakadavra!