Fenerbahçe BEKO, “uyku modunda” başladığı ve 15 dakika öyle devam ettiği ASVEL karşısında sonraki 25 dakikaya sığdırdığı 76-43’lük müthiş seriyle “uyanıp” kazandı.
ASVEL’in üst üste 3 maçını da kaybetmesi, Efes yenilgisi sonrası coach T.J. Parker’ın kovulacağı söylentileri, Sarı-Lacivertliler’in oyuna “rehavetle” başlamasındaki en büyük faktördü… “Nasıl olsa kazanırım” psikolojisi, Euroleague seviyesinde artık karşılık bulması mümkün olmayan bir yaklaşım… Bununla birlikte ASVEL’li oyuncuların da hem o 3 mağlubiyet ve hem de coachlarının düştüğü durumla “ekstra motivasyonla” sahaya çıkması, buna bir de Parker’ın sürpriz alan savunması eklenince zaten düşük enerji ile oyuna giren Fenerbahçe BEKO, rakibin agresif savunmasıyla sudan çıkmış balığa döndü adeta…
Wilbekin’in kenardan gelip bulduğu sıra dışı iki üçlük olmasa ASVEL daha ilk çeyrek bitmeden maçı alıp götürüyordu… İkinci çeyrekte hücumda taşlar yerine oturmaya başlasa da savunmanın yerinde hala yeller esiyordu Fenerbahçe cephesinde… 14.38’de Paris Lee’nin üçlüğüyle fark 18 sayıya (25-43) tırmandığıktan sonra bu kez Tarık’ın üçlükleri ayakta tuttu Sarı-Lacivertliler’i… Devre sonunda da 27-28’lik bu çeyrek sonunda potasında 55 sayı gören temsilcimiz hala 13 sayı gerideydi.
ATEŞİ CALATHES YAKTI
İkinci yarıda geri dönüş için bir kıvılcım gerekiyordu Kanarya’ya… Ve kaderin cilvesi, tıpkı Panathinaikos karşısında olduğu gibi o kıvılcımı yakan, yine sezon başında “topun ağzında” olan, “gönderildi, gönderilecek” gözüyle bakılan Nick Calathes’ti… Yunan guard, takımını ve tribünleri ayağa kaldıracak her şeyi yaptı adeta!.. Top çaldı, hücum faul yaptırdı, asist yaptı, ribaund aldı, üçlüğü gönderdi ve sahada ASVEL’in dengesini bozan isim oldu. 23 dakika 42 saniye sahada kaldı. 7 sayı, 8 ribaund, 9 asist ve 2 top çalma ile 20 verimlilik puanına ulaşıp triple-double’ın kapısından döndü. Tekrar ediyorum; çok büyük profesyonel, çok büyük karakter… Ve sonrasında, Calathes’in yaktığı ateş tüm takımı sardı adeta… Önce Guduric devreye girdi, farkı 2 sayıya eritti. Ardından 26.53’te Motley’nin basket+faul sayısıyla Fenerbahçe BEKO maçta ilk kez öne geçti (62-61). Motley, meşaleyi Guduric’ten devraldı, pota altında Scott madenini iyi kullanıp üstünlüğü elde tutmayı sağladı. Sonra Nigel Hayes-Davis devreye girdi. Üç sayı çizgisinin gerisinden hala ritmini bulamayan ABD’li yıldız, 28.59’da zincirlerini kırdı. Takımının son periyoda önde girmesini sağlayan Hayes-Davis, son periyodun da açılışını yaptı.
Son periyotta ise üçlük yağmuru vardı Sarı Kanarya’nın… Biberovic 3, Hayes-Davis, Wilbekin, Madar ve Motley, çizgi gerisinden ASVEL’in yorulan ve düşen savunmasına karşı balyozu arka arkaya indirdiler. Ve Fenerbahçe BEKO, ilk 15 dakikasında 18 sayı geriye düştüğü mücadeleyi 15 farkla kazanmayı başardı. Kendi düştüğü çukurdan kendi çıktı Sarı-Lacivertliler… Çift maç haftasını 2 galibiyetle kapamak çok ama çok önemliydi. İç sahada kaybetmeden yola devam etmek de öyle…
Genel olarak “sezon sonu gibi bir sezon başlangıcı” izliyoruz Euroleague’de… Tüm takımlar bu sezonun tarihin en zorlu sezonu olacağının bilincinde… Artık “kolay rakip” diye bir şey yok… Ya da “nasıl olsa kazanırım” deyip “gevşeme” lüksü de… Sezon sonu gelip çattığında, sezon içindeki basit hatalar, küçük detaylar kaderi belirleyecek… Şu ana kadar görünen, Zalgiris Kaunas sınırlı kapasitesine karşın bu anlamda “en bilinçli” ve planlı hareket eden, her topun değerini bilerek, hiç geri adım atmadan savaşmaya devam eden takım görüntüsünde… İlk dört maçtan 2’si deplasmanda olmak üzere 3 galibiyet çıkardılar, sadece dış sahada Real Madrid’e kaybettiler…
Guard takviyesine odaklanmışken geri çağırmayı planladığı Zagars’la birlikte Dorsey’yi de sakatlığa kurban veren Fenerbahçe de doğru yolda… Dorsey’nin yokluğunda Tarık’ın yükselen grafiği, Calathes’in kariyerinin en parlak dönemlerinden esintiler sunması çok olumlu gelişmeler… Aman ayaklar böyle yere basmaya devam etsin, dünkü ilk 15 dakika gibi havada kalmasın; dikkat…
Ευχαριστω παρα πολυ: Çok teşekkürler
