San Antonio Spurs-Lakers maçında iki ilke şahitlik ettik. Biri Lebron James’in art arda 1000. maçta çift haneli sayı atarak bu alanda NBA rekoru kırması oldu. Diğeri ise San Antonio Spurs Koçu Gregg Popovich’in oyundan atılmasıyla yaşandı. Maçın kalanında takımın koçluğunu Popovich’in 1. asistanı Becky Hammon yaptı. Hammon böylece NBA tarihinde baş antrenörlük yapan ilk kadın koç oldu. İlham verici bir hikâye olacağı, reklam ve pazarlamaya katkısı olacağını düşünürsek yakın zamanda bir NBA takımının başında kadın koç göreceğimizi düşünüyorum. Becky Hammon bu konuda bir numaralı aday. 2014 yılından bu yana Spurs’da Gregg Popovich’in asistanlığını yapan Hammon, gerek oyuncu geçmişi gerek adım adım 1. asistanlığa kadar yükselmesine neden olan çalışma disipliniyle kendini ispat etti. Şayet Popovich emekli olursa Hammon’un Spurs’un başına geçmesi de olasılık dahilinde. Spurs-Lakers maçında kadın baş antrenöre ait filmin tanıtımını izledik geriye filmin gösterime girme zamanı kaldı.
Küçük dokunuşlar hücum verimliliğini artırdı
Indiana Pacers’un kadroyu değiştirmeden çok farklı bir takım olayı başardı. Saha sonuçları önceki yılların benzeri. Pacers’ı farklı kılan hücum yönünden çok farklı, çok daha işlevsel. Önceki yıllarda iyi hücum eden ancak ‘statik’ hatta ‘sıkıcı’ diye niteleyebileceğimiz hücum anlayışı nedeniyle tıkanan bir Pacers vardı. Yeni Koç Nate Bjorkgren, bu tıkanıklığı gidermek için daha hareketli ve daha verimli bir hücum anlayışını oturtmaya çalışıyor. Sezon başı itibariyle sonuç da almaya başladı. Geçen sene takım hücumu istatistiklerinde 30 takım arasında 19. sırada yer alana Pacers yeni sistemle 5. sıraya kadar yükseldi. Kadro geçen senenin neredeyse aynısı. Hücumdaki yükseliş oyuncuların daha verimli şekilde kullanılmasıyla yaşandı. Rol paylaşımı yapılmış. Herkes iyi yaptığını yapıyor, gereksiz zorlamalardan kaçınılıyor. Örneğin Myles Turner topla bir şey üretmeye çalışmıyor. Çemberi savunuyor, ikili oyunları bitiriyor, ceza şutu ile alan açıyor. Domantas Sabonis, hücumda pas istasyonu olarak kilit rol üstlendi. Malcolm Brogdon’ın yanında 2. top yönlendirici olarak faul çizgisi civarından oyun kuruyor. Oladipo deliciliği ve dış şutuyla Brogdon, Sabonis ikilisine takımın skor liderliğinde eşlik ediyor. Bu üçlü 20 sayı ortalamasıyla oynuyor. Justin ve Aaron Holiday kardeşler ve Doug Mc Dermott dış şutlarla tamamlayıcı görev üstleniyor. Hucümun bir diğer etkili ismi TJ Warren stres kırığı nedeniyle sakatlandı ve ne zaman döneceği belli değil. Dar rotasyon bir handikap oluşturmakla beraber hücumdaki gelişme kalıcı hale gelirse play-off’da çok daha etkili bir Pacers izleyebiliriz. Kimbilir en son 2013-14 sezonunda play-off’ta 2. tura geçen Pacers bu sene 2. turu TV başında izleyerek değil sahada mücadele ederek geçirir.
LaMelo sahada su gibi akıyor
LaMelo Ball çaylaklar arasında performansını en çok merak ettiğim oyunculardan biriydi. Çok yetenekli olduğu iddialarına rağmen değerlendirebileceğimiz liglerde oynamadı. Litvanya ve Avustralya Ligleri zayıf ligler olduğu için hep bir ‘acaba’ vardı bende. Çok genç ve eksiği fazla ancak izlediğim La Melo beklentimin ötesinde bir estetik yeteneğe sahip. 2001 doğumlu basketbolcu bana Sacramento ile lige giriş yapan Lebron’la Miami’de şampiyonluk yaşayan Jason Williams’ı hatırlattı. Jason çok daha atlet ve çok daha iyi şuta sahipti. LaMelo o seviyede değil. Ancak en az onun kadar spektaküler pasları var. LaMelo izlemesi keyif veren bir oyun oynuyor, adeta sahada su gibi akıyor. Pas vermiyor sanki sanat yapıyor. Öte yandan izlerken bu kadar keyif aldığım LaMelo’nun koçu James Borrego’nun onu sahaya sürerken benim kadar rahat olduğunu sanmıyorum. Fazlaca bireysel, savunma konsantrasyonu zayıf, özgüveni var ama gereğinden fazla, şut seçimi ve stili göze batan diğer defoları. Bunların olması da çok normal. Üst düzey organizasyonlarda ilk kez oynuyor ve yaşı çok genç. Çocuklarını birer reklam ve geçim kaynağı olarak gören babası LaVarr Ball’dan uzak durur, eksiklerini gidermek için de çabalar, özellikle Hornets Başkanı Michael Jordan’ın tavsiyelerini dinlerse özel seyircisi olan bir oyuncuya dönüşebilir. LaMelo’nun yeteneklerini disiplinle birleştirip, birleştiremeyeceğini zaman gösterecek ancak ben oynadığı her maçı keyifle izleyeceğim. Umarım Jason Williams’ın başaramadığını başarır ve uzun bir NBA kariyeri ile bizlere birbirinden keyifli anlar yaşatır.
KCP’ye kardeş geldi: THT
Son şampiyon Lakers kısa rotasyonunda önemli değişiklik yaparak girdi sezona. Sezon öncesi merak edilenler; Dennis Schröder, Oklahoma performansını tekrarlayabilecek mi? Wesley Matthews, Danny Green’in boşluğunu doldurabilecek mi? şeklindeydi. Bu sorular cevabını arayadursun hiç hesapta olmayan bir isim Talen Horton Tucker, rotasyonda 12 dakikalık bir süre kapmayı başardı. Bu sürede 6.8 sayı atarak aldığı sürenin karşılığını da verdi. Geçen sezon 2. tur 46. sıradan Lakers tarafından draft edilen Tucker, sadece 6 maçta forma giymesine karşın Houston karşısında play-off 2. tur maçında 10 dakikada 9 sayı atarak neler yapabileceğini göstermişti. Rondo’nun dönüşüyle kalan maçlarda forma giyemeyen Tucker’ı, sezon başında kendisi için “bu isme dikkat” şeklinde twit atan LeBron James bizlere yeniden hatırlattı. O twitin atılmasında James ile aynı menajerlik şirketi Klutch Sports’un oyuncusu olmasının ne derece katkısı var bilemeyiz ancak Talen Horton Tucker için torpille oynuyor diyemeyiz. Tam da Lakers gibi yıldızlarla dolu takımın tamamlayıcı oyuncusu olabilecek profilde bir isim. Çabası cesareti, oyun disiplini ve şut seçimindeki özeni en belirgin özellikleri. Savunmadaki gayreti, deliciliği ve şutu ortalama düzeyde. Süper özelliği olmayan ancak her şeyi belli seviyede yapıyor. O Lakers için, Lakers da onun için çok uygun. Oyunculara takma isim vermeyi çok seven Lakers spikerleri tıpkı Kentavious Caldwell Pope’u ‘kisipi’ olarak kısalttıkları gibi Talen Horton Tucker sayı attığında ‘teeechteee’ şeklinde bağırarak 2000 doğumlu garda THT lakabını verdiler. Bakalım Tucker umut verici hikâyesinin geri kalanını nasıl yazacak?
