Fenerbahçe BEKO için Atina’da iki gün önce dramatik bir şekilde kaybettiği Panathinaikos maçının ardından Real Madrid’e karşı aynı yoğunlukla sahaya çıkması hiç de kolay değildi.
Rakip her ne kadar Musa ve Hezonja gibi iki kilit oyuncusundan yoksun olsa da hala sahada hep uzun beşlerle kalıp, alan savunmasını deneyerek Fenerbahçe’nin hücumdaki akışkanlığını sekteye uğratmak için çabaladı, durdu maç boyunca…
Real Madrid, iki şutör eksiğine rağmen Bruno Fernando ile alabildiğine genişleyen uzun rotasyonunu, Sarı-Lacivertliler’in sezon başından beri eksik olduğu bu pozisyonda avantaj sağlamaya yönelik hamleler yaptı. Kanarya’yı zor uzak şutlara mahkum etmeye çabaladılar. Maça başlayan beşte Zagars’ı baskı altına alıp, kısa bir süreliğine de olsa başarılı oldular. Fenerbahçe bu hamle karşısında ilk dakikalarda skor üretmekte bocaladı belki… Ama Real Madrid’i de top kaybına zorlayıp, savunma sertliğinden taviz vermeden aynı karşılığı verdiler. Açıkçası ilk dakikalar futbol maçını andıran sessizlikle geçerken, Nigel Hayes’in 3 dakika 42 saniye geride kalırken bulduğu maçın ilk basketi adeta ‘gol’ etkisi yarattı Sarı-Lacivertli tribünlerde… Jasikevicius, maçtaki ilk 8 hücum girişimden sayı çıkmayıp, ilk basketin 4. dakikada gelmesi üzerine oyuna erken müdahale edip, Real’in Fenerbahçe hücumlarına vurduğu kilidi McCollum ile kırdı. 37’lik delikanlı, kilidi kırmakla kalmayıp 2,5 dakikada 11 sayı ile kapıyı ardına kadar açtı. Real de Abalde, Smith JR ve Campazzo ile 8-0’la cevap verirken, çeyrek Tarık’ın üçlüğüyle (16-16) sona erdi.
İkinci çeyreğin başında da kaldığı yerden devam etti McCollum… Feliz ve Rathan-Mayes Real’i ayakta tuttu. 17.35’te Garuba’nın basketiyle skor 28-28’di. Devrenin sonuna kadar olan o 2 dakika 25 saniyede ise Fenerbahçe, bulduğu 12-0’lık müthiş seri ile beklenen hamleyi yaptı ve maçı dönüşü olmayan yola soktu. Melli’nin üçlüğüyle başlayan, Pierre’in üst üste iki sırtı dönük oyunu ile devam eden seri, 19:36’da Nigel Hayes’in maçtaki ilk üçlüğüyle 10-0’a geldi. Real Madrid’in acele ile yaptığı 9. top kaybı sonrası son hücumda McCollum’un, Fenerbahçe’nin teklifini reddedip Real’in yolunu tutan NBA patentli Angolalı pivot Fernando’ya attığı inanılmaz feyk ise galibiyetin habercisi gibiydi. McCollum, Fernando’yu amiyane tabiriyle ‘bakkala ekmek almaya yollayıp’ topu çemberden geçirince Sarı-Lacivertliler de soyunma odasına 12 sayılık avantajla gitti.
Üçüncü çeyreğin başında Llull ve Campazzo ile üst üste 3 üçlük isabeti ile maça tutunsa da rakibinin alan savunmasını Nigel Hayes ve Colson ile yüksek posttan avlayan Fener, 27.45’te Hall’un üçlüğüyle yeniden 12 sayıyı gördü, son periyoda da 11 sayı üstünlükle girdi.
Son çeyrekte Nigel Hayes&Guduric ikilisi, savunması düşen Real’i üçlük yağmuruna boğup, Tarık da yakın mesafeden bitirince 36. dakikada fark 20 sayıya (76-56) çıktı. Kanarya, oyunun kalanında bu konforu kullanıp rahat kazanırken, Jasikevicius yıldızlarını alkışlatarak kenara alıp, tam da Fernando’nun 5. faulü alıp kenara geldiği anda, O’nun vatandaşı olan yeni transferi Jilson Bango’yu sahaya sürdü!.. Zamanlama ‘manidardı!’… Şaka bir yana coach Jasikevicius da takımla birlikte yücelmeye devam ediyor… O da takımla birlikte büyüyor adeta… Elbette hala eksikler var ama Bango da uyum sağlar ve katkı vermeye başlarsa takım başka bir seviyeye gelecek…
İmzayı attığında herkesin tereddütle baktığı deneyimli guard Errick McCollum, takıma her geçen gün biraz daha ısınıyor. Dün 19 sayıyla Nigel Hayes ile birlikte takımın skor yükünü sırtladı ABD’li oyuncu… Ve uzun vadede Sarı-Lacivertli forma ile en azından efsane Bobby Dixon etkisi yaratmaya da aday…
Kupa arasına 1 maç eksiğiyle ikinci sırada giren Fenerbahçe BEKO’ya gönülden tebrikler…
ANADOLU EFES DAYANAMADI
Anadolu Efes, iki gün önce Fenerbahçe BEKO’nun kıl payı kaybettiği Panathinaikos deplasmanında Yunan ekibine 35 dakika kök söktürdü. Fenerbahçe, sondaki 1-2 basit hata ve tercih nedeniyle mağlup olmuştu. Efes de açıkçası güçlü rakibine olabildiğince kafa tuttu, tutmasına… Sloukas ve Nunn ikilisinin ‘çılgınca’ skor üretimine karşı yapacak fazla da bir şey yoktu. Bu ikiliye bir de son bölümde Cedi Osman ve Hernangomez eklenince son 5 dakikada gardı düştü Efes’in… O beş dakikalık dilimde Nunn, Cedi ve Hernangomez’le 19-6’lık seri bulan Panathinaikos evinde yine ‘ferrari’ moduna geçip istediğini aldı. Böyle bir rakibe karşı çoğu basit 17 top kaybı yapıyorsanız eğer, başka olumsuz detaylara girmeye gerek dahi yok… Yine de kalan 8 maçın 5’inin evinde ve ‘kazanabileceği’ rakiplerle oynayacak olan Efes için Play-Off zor görünse de Play-In kapısı hala açık…