Draftlar risktir. Sonuçta 17-22 yaş arası gençlerin potansiyeline yatırım yapıyorsunuz. Disiplini, uyumu, ahlaki yapısı, fiziksel ve mental gelişimi, sağlıklı kalabilmesi, takıma uygunluğu vb birçok başarıyı etkileyen faktör var. Buna oyuncu menajerinin medya ilişkileri ve sponsorlar vb diğer etkenleri eklediğimizde yanılmak için pekçok gerekçemiz olur.
NBA tarihini değiştiren tercih
Ancak bazı seçimlerin bahanesi yok. Örneğin 1984 draftinda 2. sıradan Michael Jordan'ın yerine Sam Bowie'i seçmek gibi. Kimse ilk sıradan Hakeem Olajuwon'ı seçen Houston'ı suçlamadı. Jordan, Hakeem'den çok daha büyük oyuncu oldu ama pivotların çağında lig tarihine geçen bir pivot olan ve roketlere iki şampiyonluk kazandıran Hakeem'in ilk sıradan seçimi kabul gördü. Rekabetçi yapısıyla tanıdığımız Jordan bile bunu sorun etmedi. Ancak 2. sıradan tercih edilmemenin acısını Portland Koçu Jack Ramsay'den her maç çıkardı. Oysa Ramsay ligin saygın koçlarından biriydi. 1976 yılında Trail Blazers'ı favori olmadığı bir sezonda şampiyon bile yapmıştı. Ramsay, Clyde Drexler'in varlığını gerekçe göstererek N. Carolina formasıyla NCAA'lerin altını üstüne getiren Jordan'ı seçmedi. Jordan'ın yerine seçtiği Sam Bowie sakatlıklarla boğuşup vasatı bile bulamazken, majesteleri play-off'larda Boston'a 60 sayı atınca Jack Ramsay, 'basketbolu en iyi bilen koç' nitelemesiyle medyada alay konusu oldu. O yıllarda sosyal medyanın olmaması Ramsay'ın büyük şansı. Yoksa günümüze çeşitli şekillerde alay edildiği binlerce caps ulaşırdı. Jordan baskısı koçun 86 yılında kovulmasına neden oldu. 2 yıllık Pacers macerası da başarısız olunca Ramsay, bir süre medyada yorumculuk yaptıktan sonra öldüğü 2004 yılına kadar basketboldan uzak kaldı. Yazık ki NBA Şampiyonu bir koç olarak değil NBA tarihinin en büyük oyuncularından birini seçmeyen biri olarak alay konusu oluyor.
Yanlış tercih sonlarını getirdi
Benzer bir olay 2018 draftında yaşandı. İlk sıradan seçen Phoenix Suns'ın Koçu Igor Kokoskov aynı zamanda Slovenya Milli Takımını çalıştırdığı için Doncic'i tercih etmeleri bekleniyordu ama Kokoskov ne yaparsa yapsın Doncic'i seçtiremedi. Bir kez daha bir pivot, Deandre Ayton seçildi. İkinci sırada seçen Sacramento Kings GM'i Vlade Divac ve yardımcısı Peja Stojakovic, Sırp olmalarına dolayısıyla Doncic'i sadece oyuncu olarak değil karakter olarak da analiz edecek bilgi kaynağına sahip olmalarına rağmen yeteneği sınırlı, atlet uzun Martin Bagley'den yana seçim yaptılar. Üçüncü sıraya çıkmak için draft hakkı veren Dallas Mavericks ligi kasıp kavuran bir lider oyuncuya kavuşurken ortalama düzeyde bir oyuncu olan Deandre Ayton bazı maçlarda koçu Monty Williams'ı delirtiyor. Divac ve Stojakoviç çoktan kovuldu. Bagley'den bir şey olmayacağını anlayan Kings, üçe beşe bakmadan, onu Pistons'a takasladı.
Anne kararıyla Slovenya
Sloven anne ve Kosova Sırp'ı bir babanın çocuğu olan Luka Doncic şu aralar finansal konular nedeniyle arası açık olsa da annesinin etkisi altında. Doncic, Sloven milliyetçisi olan Mirjam Poterbin'in yönlendirmesiyle Sırbistan'dan davet almasına, hatta altyapı eğitimini İspanya'da aldığı için İspanya seçeneği olmasına karşın tereddüt etmeden Slovenya'yı seçti. Milli takım konusu tartışmaya kapalı. Eski bir basketbolcu olan ve koçluk yapan baba Sasa Doncic'e kızan çok sayıda Sırp olmalı.
Luka 16 yaşında R. Madrid formasıyla Euroleague sahnesine adım attığından baskı altında etkili oluyor. Günümüz basketbolu atletizm ve çabukluk üzerine inşa edilmiş olsa da oyun zekasıyla atletizm açığını kapatıyor. Luka'nın saha görüşü bana Magic Johnson'ı hatırlatıyor. Tek eleştireceğim yönü yaz tatilini içki, sigara gibi uzak durması gereken ne varsa onunla geçirmesi. Hatta 2 sene önceki yaz nargile içerken görüntülenmişti. O ilkel ortadoğu alışkanlığından tıpkı diğerleri gibi uzak durur umarım. Bu sene milli takımla olduğu için tatilini serkeş alışkanlıklarla değil çalışarak geçirince lige fırtına gibi girdi. Her yıl sezon başı bocalamasına şahit olurduk. Çünkü şişman gelirdi tatilden. Bu seneki formu umarım ders almasını sağlar da tatilini sporcu gibi yaşar..
Magic Johnson'ın zekası, Kobe ve Jordan'ın hırsı
Doncic bu sene 32 maçta ortalama 37 dakikada 33.6 sayı, 8.8 asist, 8.7 ribaunt ortalamasıyla en iyi sezonunu yaşıyor. Oyunda kalma süresi ve sayı ortalamasında kariyer zirvesi. Diğer istatistikleri de en iyi rakamına yakın. Takıma yaptığı liderliği rakamlarla açıklamak mümkün degil. Luka'yı çıkarınca Dallas'dan geriye kocaman hiç kalır. Ancak Doncic'i değerli kılan parlak istatistikleri değil. Onlara sahip çok oyuncu var. Doncic'i farklı kılan rekabetçi yapısı. Lige girdiği 2018 yılından beri karşısındaki LeBron olmuş, Curry olmuş fakt etmeden üstüne gidiyor. Onların saygısını kazanmayı başardı. Ligde çok sayıda yıldız oyuncu var ama Doncic'in sahip olduğu rekabetçi ve lider karakter pek azında var. Luka tıpkı Jordan gibi, Kobe gibi içinde yanan bir rekabet ateşine sahip ve takımına seviye atlatıyor. O ateş herkesi yenmeden, herkesten iyi olmadan sönmeyecek. Doncic, bu ateşi canlı tuttuğu takdirde ligin en iyisi olacak.
Takım sahibi Mark Cuban, Doncic'in ne kadar değerli bir oyuncu olduğunun farkında. Ona istediği sözleşmeyi verdi. Ayrıca idari ve teknik kadroyu Sloven yıldızın isteği doğrultusunda yeniledi. Dallas Mavericks artık Doncic'in takımı. Bana kalırsa sadece Dallas değil NBA de Doncic'in kontrolüne geçecek. Doncic henüz 22 yaşında ve önünde uzun bir kariyer var. Saha içindeki dominant oyununun yanısıra güler yüzlü, neşeli ve sempatik tavırlarıyla hem çocukların hem de genç kızların sevgilisi. Üstüne Avrupalı olmasını eklediğimizde Luka için global çapta bir pazarlanacak bir marka diyebiliriz. Magic Johnson nasıl Jordan'a devrettiyse, ondan devralan Kobe Bryant'ın varisi nasıl LeBron James olduysa, LeBron'un ardından NBA'in yeni yüzü Luka Doncic olacak. Kariyer başlangıç hikayesi Michael Jordan'a benzer başladı. Devamı da benzer gelişecek gibi. Ne kadar yüzük kazanacak bilemem ama Dallas onu kadrosunda tutmayı başarırsa Nowitzki'ye yaptığı gibi heykelini dikmeye yetecek başarı elde eder. Bütün bunlar olurken Phoenix Suns, James Jones, Sacramento Kings ve Vlade Divac bolca alay konusu olur. Şansları varsa Jack Ramsay kadar hayata küstüren seviyede olmaz.