Lynetta Kizer, Virgina doğumlu, pivot pozisyonunda oynayan bir basketbolcu. Altyapılarda Amerikan milli takım formasını giymiş, sonradan rahat transfer adına Bosna-Hersek’in vatandaşlık teklifini kabul etmiş, hatta AB pasaportunu da cebine koymuş ama Bosna Milli Takımı ile maça çık(a)mamış. Çünkü FIBA, “Sadece altyapı formasını giydiğin ABD adına milli maçlarda oynayabilirsin” demiş. Ardından Kizer’in yolu Türkiye ile kesişmiş. ABD pasaportu ile Hatay’da oynayıp, güzel anılarla ülkesine dönmüş, WNBA’de forma giydikten sonra teklif alınca da geçen ay içinde G.Saraylı olmuş! Sarı-Kırmızılılar da o an elinde çifte pasaport olduğu için, Avrupalı kimliğini tercih etmişler Kizer’in, ki yarın öbür gün maliyeti düşük yeni bir Amerikalı yakalarlarsa kadrolarını güçlendirsinler diyerek ‘Bosnalı oyuncu’ statüsünde lisans çıkartmışlar ve Kizer’i AGÜ-G.Saray maçında da oynatmışlar.
İlk 3’lük FIBA’dan!
İşte buradan sonra durum biraz karışıyor. G.Saray, bu oyuncuyu Avrupalı kimliği ile Euroleague’de kullanmak isteyince, kuralsızlığın farkına varan FIBA, “Hayır, Kizer ABD’lidir, ABD ulusal forması giymiştir, Bosna pasaportu olsa bile Bosna Hersek milli oyuncusu değildir. Avrupa liginde de kıta dışı oyuncu statüsünde oynar” açıklaması ile dur demiş bu oyuna! Yenen 3’lük karşısında da G.Saray, oyuncuyu en azından Avrupa’da ABD vatandaşı statüsünde oynatabilmek için TBF’ye ve FIBA’ya ikinci başvuruyu yapmış. TBF’nin sicil lisansındaki görevli de, noterden onaylı, “şu ülkenin vatandaşıyım” yazısını beklemeksizin ABD vatandaşlığını seçen Kizer’e 2. lisansı vermiş ve ABD tabiyesine dönen Kizer de kazanılan Fenerbahçe derbisinde forma giymiş.
Bu karışıklıktan haberi olan F.Bahçe de maç sonrası 30 dakika içinde itiraz hakkını kullanmış. TBF de statüdeki “Bir oyuncu sezona başladığı uyruğunu(vatandaşlık) değiştiremez” kuralını uygulayıp G.Saray’ı hükmen yenik saymış!
TBF de G.Saray da kabahatli!
Gördüğünüz gibi tam bir curcuna! Şimdi, burada TBF kabahatli. Çünkü, G.Saray’a Kizer için, federasyon onaylı, ikinci lisansı vermiş.
Ama G.Saray da kabahatli, onlar da başka bir ABD’li alabilmek için, henüz Bosnalı lisansı alamamış Viriginalı oyuncuyu Sarajevolu olarak kabul ettirmeye çalışmış. Hatta FIBA’nın uyarısından, “vaziyet çıkartma” yoluna bile gitmeden, “Nasılsa elimde lisans var” diyerek Kizer’i sahaya sürmüş! Sonrası malum!
Gelelim kavgaya, G.Saray’ın konuyla ilgili çıkışı etik değil. Öncelikle Başkan Dursun Özbek’in şova dayalı basın toplantısındaki söylemlerinin altı hukuken boş. Madem bir basın toplantısı düzenleyip, “Elimizde TBF onayı var” diyecekti Özbek, yanınaEkrem Memnun’u değil, bir hukukçuyu alacak, TBF’nin verdiği 2 lisansı da barkovizyonla ekrana yansıtacaktı. Yoksa, Harun Erdenay’a, “Sen kimsin Harun..” demek haklılık göstergesi olmamalı. Kaldı ki Erdenay’a saygı duymuyorsa bile bunu, nazikçe ifade eder, “Sayın demiyorum, saygı duymuyorum, ama sporcu etiği gereği Bay Başkan diyorum” ifadesini kullanabilirdi, o Ekrem hocayı da alıp, garip üslupla tribüne oynamayı seçti.
Gelelim, bundan sonra ne olura? Açıkçası G.Saray Tahkim Kurulu’na doğru isimlerle gidip, yüz yüze savunma isterse, hukukçu manevrası ile en azından maçın Kizer’siz tekrarını kurtarabilir. Hatta, TBF’nin, yönetmeliklere uymayan Uşak ve Samsun uygulamaları da Sarı- Kırmızılılar’ın elini güçlendirebilir, ama bunlardan haberdar olabilmek için G.Saray’da basketi bilen (idari anlamda) birilerinin bulunması gerekiyor. O yüzden, eldeki donelerle F.Bahçe’nin ‘usulen’ yaptığı ve haklı çıktığı itirazın Tahkim’den onay alması kuvvetli olasılık. Çünkü Sarı-Lacivertliler, menajer Didem Akın aracılığıyla dersine çok çalışmış ve rakibinin açığını iyi yakalamış.
Yazıyı yazarken bir G.Saraylı genç aradı. “Hukuki boşluklardan yararlanıp, 2 yıl önce sermaye arttırımı yapan bir kulüp, sicil lisans yönetmeliğini nasıl bilmiyor anlamadım abi” diyerek şubeye ve yönetime verip veriştirirken lafını şöyle bağladı: “Burçin’le (Badem) Murat (Özyer) olsa bu hatalar yapılmazdı…”
