Fenerbahçe BEKO’ya geçen hafta Virtus deplasmanında 4,5 dakika yetmişti… Ama yükselişe geçen, İstanbul’a ‘lideri yenmek’ gibi büyük bir hedef güderek için yüksek motivasyonla ‘bilenmiş’ olarak gelen Armani Milano’ya karşı hem de daha önce 2 maç kaybettiğin ‘evde’ sadece 1,5 dakikanın yeterli olabileceğini düşünmek en basit tabiriyle ‘hayalcilik’ olurdu. Ne yazık ki öyle de oldu.
Deplasmanda 5’te 5 yaparken hem de bunu 3 guardın yokken, pota altını domine edecek doğru dürüst bir uzunun yokken, başta Nigel Hayes Davis olmak üzere diğer kısalarının olağanüstü gayretiyle başarırken, oyuna ‘0’ (sıfır) motivasyonla girmek, değil Fenerbahçe BEKO’nun, Euroleague’de hiçbir takımın üstesinden gelebileceği bir şey değil…
‘Hazırlıksız yakalandılar’ demek için, gerek Armani Milano’nun son dönemdeki toparlanış ve yükseliş sürecini, İstanbul’a nasıl bir ivme ile geldiklerini, gerekse kendi iç dinamiklerini gerçekçi bir bakış açısıyla analiz etmeden, ‘nasıl olsa biri çıkıp maçı kazanır’ mantığıyla değerlendirmek gerekir… Ama gerçek bu değil…
İşin özü, eksik kalmışken müthiş bir özveri ile dişini tırnağına takıp, kazanmak için her şeyi yapan ve kazanıp liderlik koltuğuna oturan Fenerbahçe BEKO’nun ‘yıprandığı’ ile ilintili… Son 1-2 maçı kötü oynayarak ancak maç sonlarında oyuna akıl koyup, direnç gösterip savaşarak, bireysel çözümleri üreterek kazanacak yolu bulan bir Fenerbahçe BEKO vardı sahada… Kısacası lastiğin yıprandığı ve bir yerde patlayacağı aşikardı… Ne yazık ki evde Armani Milano karşısında patladı…
Sarı-Lacivertliler’in arka arkaya oynayacağı son derece kritik ve zor 7 maç öncesi evinde 3. Kez kaybetmesi ve son şampiyon Panathinaikos’a karşı alınan yenilgiyi bir kenara koyacak olursak ‘alttakiler’ sınıfından bir rakibe evde kaybedilmiş olması trajik…
Ancak dünkü maçın nasıl geçeceğine dair öngörü anlamında, geçen hafta maç sonu demecinde ‘ironi’ yapıp bilmediğini söylediği basketbolu aslında çok iyi biliyor olsa da, saha içinde kötü senaryoda ‘donan’ Jasikevicius’un da şapkayı önüne koyması gerekiyor bence… Hadi üç çeyrek takım, ‘sıfır enerjiye’ rağmen doğası gereği bir şekilde maçın içinde kalmış olsa da, son periyottaki kırılma anlarında ‘sanki kaybetmek için’ için elinden geleni yaptı Saras… Bilerek ya da istemeden ya takımın gerçek bir uzunsuz ‘buraya kadar’ gelebileceğini göstermek istedi ya da bilinçli olarak, önündeki son derece kritik 7 maç öncesi takımının ayaklarının yere basmasını istedi… Her ikisi de olabilir… Ancak 8,5 dakika 5 sayıda tıkanan Sarı-Lacivertliler’in, rakibin faul hakkı daha 2 dakika içinde dolmuşken potaya gitmek yerine, hem de rakip üst üste hücumlardan boş dönerken, arka arkaya 7-8 hücumda çizgi gerisinden panik atışlara yönelmesini ‘kenardan seyirci ile birlikte izlemenin’ izahı ancak bu olabilir. Son 1,5 dakikadaki çaba ile farkın 17’den 5 sayıya kadar eriyebilmiş olması da öyle…
Nigel Hayes gününde olmayabilir ve her maç için ‘kurtarıcı’ rolünü üstlenmesini beklemek ‘insafsızlığın’ da ötesinde bir durum… Aynı şey Guduric için de geçerli… Takımdaki diğer unsurları böyle bir maç öncesi ‘hazır’ hale getirmemek ya da getirememek ancak coacha yazar… Mirotic’e karşı 30 dakika ‘hiçbirşey üretememiş’ Nigel Hayes’te ısrar etmiş olmak yerine, maç öncesi, artık Nigel için çok doğal ve ‘muhtemel’ olan bu düşüşe dair bir B planı olmamak da öyle… Uzun konusunda ise ihtiyaç artık ‘elzem’ haline dönüşmüşken, piyasada ‘uzun krizi’ varken, en aklıselim seçimi yapamıyor olmak elbette kimsenin suçu değil… Ancak sıkıntının artık tolore edilebilir olmadığı da çok açık ve net görülüyor… Dolayısıyla bu noktada ‘çaresizlik’ dilerim en kısa sürede çözüme ulaşır…
Dünden itibaren arka arkaya ‘dışarıda ve içeride’ oynanacak Baskonia, Real Madrid, Monaco, Barcelona, Paris, Partizan ve Anadolu Efes maçları Fenerbahçe BEKO için sezonun kaderini büyük ölçüde belirleyecek… Dolayısıyla Sarı-Lacivertliler için lig şimdi yeniden başlıyor…
Yine aynı hatalar, kazanırken çok iyi pohpohlayalım, kaybedince lastik patladı!?!?!? Bu kadar keskin olmaması lazım medyanın… Yukarı grupta hala Barça ve FB’nin iyi oyunu yok…FB koçu basketbolu bilen adam kendi egosunu dizginledi ve rakip koçları yendi , bu güne kadar oyunda bariz üstünlük sağlayamadı FB… Adam gardsiz, pivotsuz denize döktü rakip koçları… Bir yenilgide lastik patlamaz en fazla hava kaçırır, neyse maç yorumumda yazarız…
Yine aynı hatalar, kazanırken çok iyi pohpohlayalım, kaybedince lastik patladı!?!?!? Bu kadar keskin olmaması lazım medyanın… Yukarı grupta hala Barça ve FB’nin iyi oyunu yok…FB koçu basketbolu bilen adam kendi egosunu dizginledi ve rakip koçları yendi , bu güne kadar oyunda bariz üstünlük sağlayamadı FB… Adam gardsiz, pivotsuz denize döktü rakip koçları… Bir yenilgide lastik patlamaz en fazla hava kaçırır, neyse maç yorumumda yazarız…
Efesin de maçının olduğu günde erken uykusu mu gelmiş Gökhan Beyin de tek paragraf ayrılmadan fb dergisine yazar gibi yazmIş! Tek kelime diyecektim ama haksızlık edemem fenerin önündeki 7 maçı sayarken yabancı rakip gibi pişkin pişkin sıraya koymuş Efesi çubuklu formalı sözüm ona yazar.
Yahu adamın yazdığı herşey doğru. Bu nasıl bir fanatiklik! Gökhan bey eğer ki Galatasaray lıysa bu yazdıklarını yalanlamaz ki. Fanatik bir Fenerbahçe liyim ama öncelikle sporseverim. Yazarın her dediği doğru. Çekirge misali kıl payı kazandığımız maçlara bakarak iyi olduğumuz hayalleriyle kendimizi avutursak sıradan bir takım olan Milano bile kendi sahamızda bizi yener. Takımda çok eksikler var ama koçunda eksiği çok .
Son maçları kazanırken lastikten hiç bahsetmediniz ! Methiyeler duzdunuz .kaybedince lastik çıktı ortaya ! Bence siz kendi lastiklerinize baktırsanız !
Çok yerinde gözlemler. Daha önceki iki maçta Baldwin yoktu. Baldwin-Hayes arasında iletişim zayıf. KoçSaras ra başından beri 5 numara konusunda saçmalıyor. Ligin açık ara en kötü birkaç uzun rotasyonundan biri FB’de. Kulüp ısrarla uzun alamıyor. Uzağa gitmeye gerek yok Türkiye’deki oyunculara baksalar oradan bile geçici katkı verecek uzun bulunur (Örneğin Odiase). Çekirge Kasım ayında epeyce sıçradı. Aralık ve Ocak kolay değil…