Anadolu Efes, Partizan karşısında bu sezon ilk kez “kaderine isyan edip ayağa kalkan” ve geri dönüşe imza atarak kazanan Anadolu Efes kimliğini yakaladı.
Lacivert-Beyazlılar, sakat olan Bryant ve Pleiss’ten yoksun çıktığı, Willis’i üçüncü periyodun başında sakatlığa kurban verdiği ve bu çeyrek sonunda 10 sayı geriye düştüğü oyunda son periyottaki “Larkin bazlı” müthiş reaksiyonla 5. galibiyetini elde etti.
Dengede giden ilk çeyrek sonrası iki takım adına da gel-gitlerle dolu, yüksek tempo ile birlikte fazlaca hatanın da yaşandığı oyunda Efes için maçın kilidini açan detay “rakibini daha fazla hataya zorlaması” idi. Bunu da özellikle 10 sayı geride girdikleri son periyotta başardılar.
Larkin’in parmağındaki sakatlığı nedeniyle oynayıp oynamayacağı belli değilken, sahaya çıkıp 27 sayı, 3 ribaund, 8 asist, 2 top çalma ile 38 verimlilik puanına ulaşması ise sıra dışıydı. Sakatken bu seviyeye çıkabiliyorsa, iyi halini düşünemiyorum!.. ABD’li şutör, gerçekten de dün başka bir seviyedeydi. O’nu savunmada rakibi dünkü gibi “ısırırken” ve hataya zorlarken görmeye pek alışkın değiliz. Aynı agresifliği hücumda da gösterince, tribünlerle birlikte takım arkadaşlarını da aynı seviyeye çekti ve galibiyetin kapısını açtı. Partizan, baskıda hata adedi fazlalaşan, panikledi mi o girdaptan kolay kolay çıkamayan bir takım… Dün de Efes, rakibinin bu zaafından 36-20’lik son periyotta fazlasıyla faydalandı.
Anadolu Efes’in Efes Pilsen olduğu yılları iyi hatırlayanlar için dün de “dejavu” yaratacak bir 40 dakika izledik adeta!.. Efes, aldıkları süreye bakıldığında 7 oyuncunun yer aldığı ana rotasyonda Willis’in de sakatlanıp çıkmasıyla 6 kişi kaldı. Aklımıza hemen, 90’lı yıllarda Aydın Örs’ün başında olduğu Petar Naumoski, Tamer Oyguç, Ufuk Sarıca, Volkan Aydın, Larry Richard ve Taner Korucu’nun ana unsur olduğu, alan savunması ile hafızalara kazınan o “6-7 kişilik ordu” geldi.
Efes’te dün ayrı bir olumlu görüntü, takımda lider boşluğunu olabilecek en doğru aday olan Larkin’in “nihayet” doldurmaya karar vermesiydi.
