2017-2018 7Days EuroCup sezonu temsilcimiz Darüşşafaka’nın şampiyonluğu ile, bizim açımızdan mutlu sonla bitti. EuroCup sezonunun geneline bakarsak Darüşşafaka’nın iyi performansıyla yarı final oynayacağını kestirmek zor olmazdı.
Grup aşamasında oynadığı 10 maçın 8’ini kazanan Daçka, sezon başında kendilerini görmezden gelenlerin bile dikkatini çeker hale gelmişti. Volkswagen Arena’daki Bayern Münich maçının ilk yarısı kupayı getiren 2 periyot oldu. Serinin favorisi olarak görülen rakibe karşı ilk yarıyı 17 sayı geride tamamlayarak ikinci yarıya başlayan Darüşşafaka (ki devre süresince zaman zaman 20 küsür sayılara çıkmıştı fark), o gün sadece maça tutunmadı, kupanın da bir kulbundan tutmuş oldu. Şampiyonluğa giden yolda önce yarı finalde, sonra final serilerinde hep rakiplerin favori gösterilmesi bir anlamda temsilcimizin de yararına oldu. Bayern Münich’in son topta kaybettiği ilk maç, Almanya’daki maçta kendilerini ne kadar etkilemiş çok net görüldü. (Kaybedilen seri de kulubü o kadar etkiledi ki Djordjevic görevden alındı, hem de Daçka serisi öncesi toplamda sadece 3 maç kaybedilmişken, ligde lider giderken ve Almanya kupası alınmışken).
Benzer bir senaryo da Lokomotiv Kuban serisinde gerçekleşti. Krasnodar’daki maçta oyundan hiç kopmayan Daçka, kırılma anlarında maç tam ellerinden kayıp gidecekken küçük bir mucizeyle geri döndü ve yine rakibinin tüm dengesini bozarak İstanbul’daki coşkulu ortamda kupaya uzanmayı başardı. Maç sonunda basın toplantısında konuşan Lokomotiv Kuban koçu Sasa Obradovic’in cümlesi aslında her şeyi özetliyordu: İçerde kaybetmenin şokunu atlatamadık. Şampiyonluğun kazanılmasında birçok etken var, ancak David Blatt, Scottie Wilbekin ve Will Cummings isimlerini ayrıca tebrik etmek gerek. Önceki yazımda koçun payına değindiğim için (buradan), Wilbekin ve Cummings devam edebiliriz.
Wilbekin’in yarı final ve final performansları bana Playstation oyunu olan NBA 2K 2018’de oyuncuların maç içerisinde ritim yakalayınca altlarında çıkan kırmızı çember ve alev logolu hallerini anımsattı. Sezonun en doğru zamanlarından birinde yakaladığı inanılmaz form sayesinde takımını şampiyon yaparken kendisi de en değerli oyuncu seçilmeyi başardı. O kadar kendine güvenli oynuyordu ki, hücum ne zaman sıkışacak gibi olsa her oyuncu hemen Wilbekin’e topu atmak istiyordu. Gerçekten son maçlarda yüksek şut yüzdesi ve özgüveniyle muazzam bir performans sergiledi.
Cummings ise en iyi yardımcı aktör ödülünü sonuna kadar hak etti. Wilbekin ne zaman savunmadan bunalsa, Cummings hücumda hemen sorumluluk alarak takımını çok rahatlattı. Çembere yaptığı penetrelerle hem kendi sayı buldu, hem de boş konumdaki arkadaşlarını topla buluşturarak sayı bulmalarını sağladı. Bunun yanında savunmada çaldığı çok kritik toplar ve aldığı ribauntlar ile (Rusya’daki maçta özellikle, takım ribaunt sorunu yaşarken 8 ribauntla maçı tamamlamıştı) en değerli parçalardan biri oldu.
Ülkemizin en köklü geleneğe sahip takımlarından biri olan Darüşşafaka’nın tarihinde ilk kez bir Avrupa kupası kazanması, hem ülke basketbolumuzun hem de kulüp olarak Darüşşafaka’nın eksiğini tamamladı. Gelecek sezon nasıl bir takım kurulacak, başta koç David Blatt olmak üzere Scottie Wilbekin ve oyuncuların kaderi ne olacak, bilinmiyor. Ancak 2017-2018 EuroCup şampiyonluğu bize gösterdi ki, işini doğru yaparak ve hiçbir polemiğe dahil olmadan izole bir şekilde sadece hedef için çalışılarak büyük başarılar kazanmak mümkün. Umarım Avrupa kupalarında şampiyonluk şansı bulunan 3 takımımız da (Fenerbahçe Doğuş, Yakın Doğu Üniversitesi, Galatasaray) kupayı alarak ülke tarihinin en başarılı basketbol sezonunu bize yaşatabilirler.
*Soru, görüş ve önerileriniz için: https://twitter.com/knnlpy
