Bundan tam 38 yıl önce hakem camiası içerisine girdim. Bunca zaman içinde iyi-kötü, acı-tatlı birçok olaya şahit oldum. Dostlarım da oldu, düşmanlarım da. Bu uzun zaman diliminde özellikle bu oyuna ihanet edenleri çıkardım hayatımdan ve yok farz ettim. Ama diğer yandan hep merak ettim; kendilerini nasıl bu kadar akıllı, ahaliyi aptal zannederler diye!
Bazen gülüp geçtim. Bazen çok üzüldüm. Bazen kızdım, direndim. Bazen çok acımasız buldum. Bazen anlamaya çalıştım ama bir türlü hiçbir yere konumlandıramadım. Bazen merak ettim; ailelerinin yüzlerine nasıl bakıyorlar diye. Öyle ki; bazen de ceketimi alıp gitmek istedim.
Play-off yarı final üçüncü maçının son saniyelerinde, Fenerbahçe’nin koçu İtoudis'in bilmediği kural nedeniyle hakemlerin ‘doğru uygulamasına’ rağmen ortamı gerildi. Maçtan sonra yapılan açıklama ile belki de koçun yanlışını ört bas etmek için oklar hakemlere yöneltildi. O gerginlik olmasa bugün yaratılan bu algı iklimi olacak mıydı? Yoksa herkes şapkasını önüne koyup mağlubiyetin gerçek nedenini mi sorgulayacaktı?
Yaratılan algı operasyonuna karşı; elimden geldiğince, dilimin döndüğünce, ulaşabildiğim herkese şunu söyledim: Beyler yapmayın etmeyin. Hakem arkadaşlar kabul edilebilir sınırların üzerinde hata yaptılar. Maçı iyi yönetemediler. Ama hatalar her iki takıma da yapıldı. Yapılan 15-16 hata neredeyse iki takıma eşit dağılmış. Burada art niyet aramak insafsızlıktır. İnsanları bu şekilde lekelemek ne insanlığa, ne adalet duygusuna sığmaz!
Maçta serbest atışlar 32'ye 12 diye yaygara koparılıyor. Bunun taktik anlayış, oyuncu yapısı gibi birçok nedeni olabildiği gibi hakem hatalarının da bir nebze etkisi olabilir. NBA'de play-off final serisi ilk maçında serbest atışlar 20’ye 2 oldu. Hiç tartışıldığını ya da hakemini kamuoyu önüne atan NBA yöneticisini duydunuz mu?
“Bu sorun hakemlik kurumu içerisinde masaya yatırılıp, yapılan hataların sebepleri belirlenmeli” derken, MHK’den sorumlu federasyon yöneticisi, eski Fenerbahçeli Kemal Dinçer’in ‘hakemleri zan altında bırakan’ ceza açıklaması ile şok oldum. Kurumların görevi, olayları taraf olmadan, herkese eşit mesafede durarak değerlendirmektir. Kurum olarak baskı altında tarafsızlığınızı yitirirseniz, bugün hakemlerinizin kellesini isteyenler, yarın sizin gövdenizi alırlar. Ya da başka bir değişle, bugün haksız yere kendisini kurtarmak için hakemini feda edenler, yarın nelerini feda etmek zorunda kalır, bilinmez!
TBF’nin MHK’dan sorumlu Fenerbahçeli yöneticisi Kemal Dinçer’in hakemleri suçlayıp zan altında bırakan manipülatif açıklamasını 40 yıldır görmemişti Türk basketbolu!
Kurumlar, fanatizmin körüklediği şehir efsanelerine itibar ederek ilerlemeye çalışırsa, o işten hayır gelmez. Basketbolun lokomotifi olmuş iki kulübün mücadelesi bırakın saha içinde devam etsin. Böyle skandal, hakemi suçlayan, zan altında bırakan ve bunu kamuoyuna açıklayan yaklaşımınız sonucu, bundan sonraki maçları yönetecek hakemlerin bundan etkilenebileceklerini düşünmez misiniz? Ya da bunu düşünerek mi yaptınız?
Hakemlere ilk kez ceza verilmiyor. Hepimiz defalarca ceza aldık. Ama şimdi anladınız mı; acaba hakeme verilen ceza niçin açıklanmaz?
Bu durum karşısında sessiz kalan Efes yöneticilerine de sormak istiyorum, Tuncay Özilhan'ın kulübünün hiç değeri yok mu?
Bu karar Aytuğ Ekti'ye hakemliği bıraktırdı. Bakalım sonraki maçlar kimlerin başını yiyecek?
Kaynak: Sözcü