Fenerbahçe Beko için kabus gibi bir geceydi. Sarı-Lacivertliler, geçen hafta CSKA'yı yendikten sonra maç yazımı 'hala bir oyun kurucu ihtiyacı var. Bu galibiyetle umutlu ama temkinli olalım' diye bitirmiştim. Nitekim dün teknik anlamda takım duvara çarpınca, sorun çözücü bir oyun kurucu da olmayınca Fenerbahçe ilk periyotta 3, devre bitiminde de 20 sayıda kaldı. Hiçbir şey üretemedi Sarı-Lacivertliler. Milano, İstanbul'a sadece 1 yenilgi ile lider olarak gelmişti. Maça gerek mental, gerekse taktik olarak çok ama çok iyi hazırlanmışlar.
Çözüm bulamadı
Fenerbahçe'nin yarı saha hücumlarında değişmeli adam savunması müthiş işe yaradı. Geriye de iyi koşup ekibimize açık alan sayıları da vermeyince Fenerbahçe 9 dakikada hiç basket atamadan sadece 1 sayı üretebildi. Eli ayağı bağlanmıştı Fenerbahçe'nin. Coach Djordevic de 40 dakika boyunca bu soruna çözüm bulamayınca bir ara 35 sayı geri düşen Sarı-Lacivertliler salondan 43-68 mağlup ayrıldı. 43 sayı Fenerbahçe'nin Euroleague tarihinde attığı en az sayı. Hem de kendi evinde.
Oyun anlayışı değişmeli
Yazacak, söyleyecek çok fazla bir şey yok aslında… Basketbol aklı, zekası, saha görüşü olan bir oyun kurucu fark yaratabilir. Ama tüm sorunları çözebilir mi, bilemiyorum… Çok değişken, inişli çıkışlı grafikler çiziyor Djordevic'in Fenerbahçe'si bu sene. Umutlanacağımız örnek maçlar da var, kabus gibi biten maçlar da. Hangi Fenerbahçe, gerçek Fenerbahçe? Bunu çözmek güç aslında. Sarı-Lacivertliler'in oyun kurucu takviyesinin yanı sıra, oyun anlayışında da değişikliklere gitmesi gerekecek. Daha önümüzde uzun bir maraton var. Ama halen Fenerbahçe'nin olumlu ya da olumsuz anlamda neler yapabileceği konusunda bir fikrimiz yok.
Kaynak: fanatik