Belki de görmüşsünüzdür; sosyal medyada dolaşan bir yazı var. Rahmetli Hıncal Uluç, Portekiz maçında Arda’yı oynatmadığı için Milli Takım’ın teknik yönetimini yerden yere vuruyor. “Tövbeler tövbesi… Hıncal Ağabey bu turnuvayı nereden gördü, nasıl yazdı?” diye kafamı kaşıyordum ki, bir baktım altında 2008 tarihi var. Rakip aynı, sonuç yine kalp kırıcı olmuş… Oynatılmadığı için kıyamet koparılan yetenekli gencimizin adı bile aynı. Pes! Ülke sporunda hiçbir şey değişmiyor, başka bir deyişle hiç ders almıyoruz. Euro 2008’de Portekiz yenilgisiyle başlayan maceramız, bize unutulmaz anlar yaşatıp yarı finale kadar sürmüştü. Sonrasında ilk gün yerden yere vurulan teknik direktör Fatih Terim turnuva dönüşü çiçeklerle karşılanmıştı.
Aradan 16 yıl geçmiş ama biz başladığımız noktaya geri dönmüşüz. Bravo bize! Yine antrenörün kellesini isteyenler çoğunlukta. Halbuki turnuva devam ediyor. Bugün en önemli maçımıza çıkıyoruz. Kadromuz genç, potansiyelli ve yetenekli ama buna karşın tecrübesi az. Montella elemelerde takımı son derece zorlu bir süreçten alnının akıyla çıkarıp buralara getirmemiş miydi? Adama “Futbolu bilmiyor” diyeceğiz neredeyse… Bunları yazıp çizenlere Löw ve Del Bosque isimlerini hatırlatmak isterim. Eleştiri boyutlarını aşan hakaretlere maruz kalan bu iki teknik adamın, Türkiye’den ayrıldıktan sonra neleri başarmış olduklarını futbol ansiklopedileri yazıyor. En büyük korkum içinde bulunduğumuz bu atmosferin takımımızı olumsuz yönde etkilemesi. Ülkemizi temsil eden bu gencecik çocuklara moral vermeyi bıraktık, kurban arayışına girdik. Toparlanıp, kendimize gelelim lütfen maçımız var.
Erman Kunter – Cumhuriyet
Ah Erman’ım ah, bu ülke senin benim bildiğim yer değil artık. Bu ülke artık adını bilmediğimiz, nereden bilgi sahibi olduğunu tahmin bile edemediğimiz, bu işi Montella’dan, Şaras’tan, Santarelli’den daha iyi bilen uzman’larla dolup taşıyor. Yakında sıra sana bile gelebilir, biri çıkıp bu işi senden daha iyi bildiğini iddia edebilir. Başlarlar sen kimsin demeye… Çünkü onlar olmadıkları için, bizim bildiğimiz insan!!! duygularına sahip değiller, yüzleri yok, YÜSSÜZLER, kalpleri yok KALPSİZLER, bilgileri yok CAHİLLER HEM DE ZIRCAHİLLER, izan, saygı yok KÜSTAHLAR, KORKAKLAR, ÖDLEKLER AMA YOKLAR, KİM OLDUKLARI BELLİ BİLE DEĞİL, onlar yeni düzen Cahilizmin, embesilliğin idiotluğun son temsilcileri, onlar internet böcekleri, aslında yaşamıyorlar.Hollywood filmi senaryosu gibi bir şey, ama gerçek, onlar bu ülkenin yarattığı bütün rezillikleri özümsemiş çabalayanlardan, emek verenlerden beslenenler, onlar Obra’ya bile hakaret edenler, onlar bu gariban ülkenin sülükleri, her şeyi bilenler, çünkü bunlar sanal bir alemin terliksi hayvanları hiç bir şeye sahip değiller böcek gibi yaşayacaklar böcek gibi ölecekler, onların kimse mezarlarina bile tükürmeye gitmeyecek. Pislikleriyle bir gün daha fazla yaşayacaklar, kendilerini kahraman sanıp hiç bir şey olmadıklarını anladıkları anda da bilecekler ki dünya sanal bir yer değil.
Bu linç kültürü bizim gibi şark ulkelerinde vardır ! Hani şu ” katli vaciptir ” sözü varya ! Kökü oaralara uzanır ! Tabiki altında yatan cehaletten başka birşey değildir !