Golden State süpürgeyi çıkardı
Golden State ilk devresini 72-58 geride kapattığı ikinci maçı 24 sayı geriden gelip kazanarak Dallas’a ciddi bir travma yaşattı. Dallas daha şoku atlatamamışken deplasmanda oynadığı üçüncü maçı da kazanarak seride durumu 3-0’a getirdi. Golden State’te Dallas serisiyle beraber başka bir tarz görmeye başladık. Warriors alıştığımız gibi üç sayı temelli oynamıyor. İkinci maçta 28’de 14 üç sayı isabeti bulan Golden State’e karşı Mavericks ise 45 denemede 21 isabet kaydetti. Üçüncü maçta da benzeri oldu. Warriors 11, Dallas 13 üç isabeti buldu. Warriors, bu seride daha çok orta mesafeden hücum etti. Jordan Poole, Andrew Wiggins, Otto Porter, Kevin Looney pas temelli bir oyun anlayışıyla orta mesafeden skor üretti. Steve Kerr, Kevin Looney’in rakip savunma tarafından boş bırakılmasını artıya çevirmeyi başardı. Looney ikinci maçta 21 sayı, 12 ribaund ve 2 asistlik katkıyla 31 dakika oyunda kaldı.
Üçüncü maçta ise 30 dakikada 9 sayı, 12 ribaund, 4 asist e 1 top çalmayla galibiyete katkı yaptı. Daha önce de vurguladığım gibi Looney’in uzun süre oynaması Golden State’in boyalı alanı savunmasını ve Draymond Green’in savunmada özgür kalmasını sağlıyor. Looney çemberi savunurken Green kısaların karşısında duruyor. Ayrıca takım savunmasını toparlıyor. Böylece Golden State savunmada iç dış dengesini sağlayarak Dallas kısalarının boyalı alanda etkili olmasına izin vermemiş oluyor. Dallas savunması hücumundan destek alan bir yapıda. Hücumda organize olamadıkları zaman savunmaları da düşüyor. Looney hamlesi bu açıdan Dallas’ı hem hücumda hem de savunmada bozan bir etki yarattı. Serinin anahtarlarından biri asistlerdi. İlk maçta 24-14, ikinci maçta 33-22, üçüncü maçta ise 28-18’lik asist üstünlüğü Golden State’i 3-0 öne taşıyan etkenlerden biri oldu. Stephen Curry’nin Golden State’in skor lideri olma özelliği Dallas karşısında da devam etti. Maçtan maça farklı isimler ona katıldı. Curry’nin 31 sayı, 11 asist, 5 ribauntla yıldızlaştığı üçüncü maçtaki partneri 27 sayı, 11 ribaund ve 3 asistle oynayan Andrew Wiggins oldu. Golden State için Dallas’ın direncini kırdı diyebilirim. Süpürerek seriyi bitirmeye yakınlar. Gönlümden geçen seride 33 sayı ortalamayla oynayan Luka Doncic’in bu gayretinin bir galibiyetle süslenmesi. Dallas’ın 3-0’dan geri gelerek turu geçmesi mümkün değil bari bir maç kazansınlar.
Miami el yükseltti
Boston ve Miami serisi her biri içinde ayrı hikâye barındıran taktik savaşı şeklinde geçiyor. İlk maçın anahtarı Celtics’in top kayıpları olmuştu. İkinci maça ise Boston’ın sertliği ve dış atışlardaki başarısı damga vurdu. Celtics deplasmanda kazanarak seriyi eşitledi. Üçüncü maçta ise Miami, “sertliğe sertlik” mesajı verdi. Koç Spoelstra, Adebayo’yu temaslı ve boyalı alanda agresif oynattı. Kamerun asıllı pivot, rakip boyalı alanda çok etkili oldu. Orta mesafeden attı, post upla attı, yüzü dönük topla yüklendi attı. Sürekli Boston savunmasını yıprattı. Bam Adebayo tamamını boyalı alandan ürettiği 31 sayısının yanına 10 ribaund, 6 asistle ekleyerek galibiyetin mimarı oldu. 30 sayı ortalamasıyla oynayan Jimmy Butler ve benç skoreri Tyler Herro’nun 8’er sayıda kaldığı bir günde Adebayo’nun performansı bu defa deplasmanda kazanan tarafın Miami olmasını sağladı. Maçın ilk yarısında sakatlanan Butler sadece 20 dakika oyunda kaldı ve ikinci yarıda oynamadı. Sakatlığının diz iltihabından kaynaklığı açıklanan Butler’ın dördüncü maçta oynayıp oynamayacağı belli değil. Öte yandan Al Horford maçtan sonra yaptığı açıklamada “yaralı bir hayvan gibiydiler ve savaşmaya gelmişlerdi” diyerek Miami’nin ne denli sert oynadığına dikkat çekti.
Üçüncü maçın bir başka dikkat çekici detayı Kyle Lowry’nin Miami için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunun bir defa daha görülmesi oldu. İlk iki maçta oynamayan Lowry 30 dakika oyunda kaldı. %28 gibi felaket yüzdeyle dış şut attı. Ritim bulmamış bu haliyle bile ilk pası hızlı vererek Miami’nin süratli oynanasını sağladı. Miami yarı saha hücumunda zorlanan bir takım. Hızlı oynayarak çok daha etkili olabiliyor. Lowry’nin formsuz da olsa topa yön vermesi Heat’in verimli hücum etmesini sağladı. Lowry’nin diğer katkısı 4 top çalmayla savunmada oldu. Miami’yi TD Garden deplasmanında galibiyete taşıyan diğer etkenlerden biri 33 sayıya dönüştürdüğü top kayıplarındaki 23-8’lik üstünlüğü oldu. Baskılı savunma yapan Miami ilk maçta olduğu gibi Jayson Tatum’ı hedef aldı. 6 top kaybı yapan Tatum’a 7 top kayıyla Jaylen Brown eşlik etti. Brown top kayıplarından fazla etkilenmeyerek 40 sayı attı ama Tatum oyundan düştü ve % 14 üç sayı %21 genel şut yüzdesiyle kabus gibi gece yaşadı. Ayrıca 10 sayıda kalarak kariyerinin en düşük play-off skorunu yaptı. 26-16’lık benç skor katkısı Miami’nin üstün olduğu bir diğer alan oldu. İstatistiklerdeki bu kadar açık farka rağmen maçın sadece 6 farkla bitmesi Boston gerçeğini bir kez daha gösterdi. Celtics ne olursa olsun maçın içinde kalmayı başarıyor. Darbe alıyor, sendeliyor ama yıkılmıyor. Üçüncü maçta bu gerçeği bir kez daha gördük. Celtics 25 sayıya kadar çıkan farkı 1 sayıya kadar indirerek maça ortak oldu. Bu arada sakatlıklar seriye damga vuruyor diyebilirim. İlk maçta Kyle Lowry ve Marcus Smart oynamadı. İkinci maçın kayıpları ise Derrick White ve Kyle Lowry oldu. Üçüncü maç ise Robert Williams’ı izleyemedik. Dördüncü maçta ise Boston’da Robert Williams’ın, Heat’te ise Jimmy Butler’ın oynaması şüpheli. Ancak her ikisi de güçlü ve savaşçı oyuncular. Oynayacaklarını düşünüyorum. Üçüncü maçta sakatlanmasına rağmen oyuna dönen Marcus Smart ve Jayson Tatum’ın oynaması bekleniyor. Miami Heat’te ise Kyle Lowry, PT Tucker, Gabe Vincent, Tyler Herro ve Max Strus sakatlığı olan ve oynaması beklenen isimler. Boston’ın sahası TD Garden’da oynanacak dördüncü maçta Ime Udoka ve Eric Spoelstra’nın karşılıklı ne gibi hamleler yapacağını merak ediyorum. Celtics bu seneki play-off macerasında üst üste iki maç kaybetmedi. Bakalım bu geleneği sürdürebilecek mi?
İsmail Durlanık