Gücün test ortamı olan play-off'lar başladı. Miami bir kez daha play-off'ta farklı olduğunu gösterdi. Maçlardaki rekabet seviyesi bir iki eşleşmede yüksekti. Antetokounmpo, Herro ve Ja Morant sakatlanarak bizi üzdü. Antetokounmpo ve Morant yüksek olasılıkla oynar ama Herro için sezon bitti.
Lakers-Memphis şu ana kadar play-off'un en iyi maçı oldu. Başka iyi maçlar da oldu ama karşılıklı rekabetin bu denli üst düzey olduğu mücadele izlemedim. Maçın 16 sayı farkla bitmesi yanıltmasın. Son iki dakikaya kadar kimin galip geleceği belli değildi. Yüksek tempo, savunma sertliği, kora kor mücadele, sürpriz katkı, üst düzey kalite…..Basketbol adına ne varsa izlettiler. 'Nba'de savunma yapılmıyor' diyenlere tekzip niteliğinde bir maç oldu. Muhtesem maçın kazananı Lakers saha avantajını ele geçirdi. Ancak bu seride herşey olur. Oynanan oyun onu gösterdi.
Üçüncü periyot yazının başlığı için Rui Hachimura'nın muhteşem performansına atıf olsun diye 'Big in Japan' düşünmüştüm. Ancak son periyot Austin Reaves öylesine oynadı ki ikisini ayırmak olmaz. LeBron'un iyi oynamadığı maçın yıldızı iki genç adam oldu. Sadece iyi oynamadılar, liderlik yaptılar. Hachimura üçlüklerle Memphis'in kalbine hançer olup saplandı. Reaves bir maestro gibi takımını yönetti. Büyük bir özgüvenle, attı, attırdı. Öyle ki; maçın en kritik pozisyonlarından birinde LeBron elini açmış top isterken, ona bakmadı bile. Memphis potasına penetre etti ve bitirdi. Bu hareketiyle “bu benim gecem” dedi. Anthony Davis için savunma resitali sundu diyebilirim. Lakers kısaları hücumda ondan yeterince yararlanamadı. LeBron rakamları kadar iyi değildi. Hata yaptı. D'Angelo Russell birkaç hatanın ardından sindi, şutları girince devamı geldi. Russell korkaklıktan bir türlü sıyrılamadı. Keşke Reaves'e bakıp “o yapabiliyorsa bende yaparım” diyebilse. Darvin Ham'ın performansını beğendim. Wenyen Gabriel'i yedek pivot olarak oynatmayıp, Davis'in dinlendiği dakikaları LeBron ve Vanderbilt'le oynaması, Troy Brown'ı az, Hachimura'yı çok süre vermesi yerinde ve adildi.
Kazanmaya yetmedi ama Jaren Jackson Jr çift yönlü şahane maç çıkardı. Anthony Davis olsun olmasın, Lakers potasına saldırdı. Desmond Bane'nin şut performansını beğendim. Yıldızların yardımcısı olma yolunda ilerliyor. Lakers savunması Ja Morant'ın istediği gibi delmesine engel oldu. O da dış suta yöneldi. Bileğinden sakatlandığı için maç sonunu oynayamadı. Umarım bir sonraki maç oynar. Boz ayılar Steven Adams'ı çok aradı. Böylesi temaslı oyun tam da onun olayıydı. Jackson Jr tek başına kora kor mücadele etti etmesine de, Adams'la olsa belki de galip gelen Grizzlies olurdu.
Lakers, Davis'in olduğu dakikalarda fizik olarak ağır bastı. Umarım sağlıklı kalır. Nasıl bir genetik harika olduğunu gösterdi. Diğer maçlarda da fizik avantajını kullanacaklarını düşünüyorum. Kolay olmayacak ama hazır rakibi şoklamışken ikinci darbeyi indirseler iyi olur. Çünkü böylesi fizik mücadeleyle oynanacak maçlarda, seri uzarsa yaşlı Lakers'ın şansı azalır. Zaten LeBron eski gücünde değil. Daha fazla yıpranmadan Memphis'i saf dışı etmeye baksınlar. Ancak bunun hiç de kolay olmadığı açık. Bu seride her türlü sonuç normal.
Diğer seriler
Los Angeles Clippers için 'Şampiyon da olurlar, play in'de de elenebilirler' tavan ve taban o kadar yüksek demiştim. Herkesin eşleşmemek için köşe bucak kaçtığı Phoenix Suns'ı deplasmanda yenerek beni yanıltmadılar. Kawhi Leonard enfes oynadı. Kritik anlarda sorumluluk alıp Suns'ın umudunu kırdı. Hedefe kitlenmiş bir Kawhi'nin bambaşka seviye olduğunu gösterdi. Westbrook savunmada şahaneydi. Kawhi ile beraber agresif savunmayla Durant'ı oyundan düşürdüler. Özellikle Russ sinir uçlarıyla oynadı. Bunu çirkinleşmeden yapması ayrıca güzeldi. Eric Gordon eski günlerini hatırlatan bir şut performansı sergiledi. Clippers yedeklerden iyi katkı alırken Phoenix eksik rotasyonun acısını çekti. Torrey Craig beklediğim gibi ekstra katkı verdi. Her maç 22 atmasını beklemiyorum. Ancak x faktör olacaktır. Hem kısa hem de uzun savunabilmesi, kalıplı olduğu için kısa beşin pivotu olabilmesi ve topsuz skor üretebilmesi, onu play-off'ta normal sezonda olduğundan daha değerli kılıyor. Durant'ın bu maça bir cevabı olacak mı yoksa geçtiğimiz seneki Celtics serisi gibi ortadan kaybolacak mı? Göreceğiz.
Boston, Atlanta karşısında zorlanmadan kazandı. Füzeler, son dokuz dakikada 32-12'lik seri yakalanmasına rağmen çift haneyle kaybetti. Trae Young'ın maça Kobe Bryant tişörtüyle gelmesi rekabete hazır olduğunu düşündürttü. Ancak hiç de öyle olmadı. Kobe'nin anısına iki sene önceki Knicks ve Sixers karşısındaki efsane maçlarından pasajlar sunması fena olmazdı. Boston'ı elemelerini beklemiyorum ama birazcık rekabet fena olmaz.
Brooklyn Nets, Atlanta'nın aksine Sixers'a bayağı direndi. Embiid'i ikili sıkıştırmayla yavaşlatılar. Ancak bu defa James Harden, Rockets günlerindeki gibi şut atınca yapacak birşey kalmadı..
Batı'da her takım Sacramento ile eşleşmeyi hayal etti. Savunmaları kötü, çember savunmaları felaket, genç, deneyimsiz ve yarı saha hücumunda zorlanan, tam play-off'ta elemelik rakip. Gel gör ki piyango bütün bu zaaflardan en az yararlanacak takım olan Golden State'e vurdu. Oyun “at ata” giderse Warriors kazanır diye düşünüyordum. Fırsat geldi ama Wiggins kullanamadı. Çok verimsiz oynamıştı zaten. Golden State, Curry'ye destek verecek bir skorer bulamadı. Kings ise De'Aaron Fox ve Malik Monk'la maçı kazandı. Domantas Sabonis, Draymond Green ve Kevon Looney arasında kayboldu.
Donovan Mitchell ve Jalen Brunson'un düellosu şeklinde geçen maçta kazanan Knicks ve Brunson oldu. JB Bickerstaff, takımı spacing sorunu yaşarken %66 ile 2 üç sayı atan Cedi Osman'ı daha fazla oynatmalıydı.
Miami kör topal kapağı attığı play-off'ta Bucks'ı deplasmanda yenerek sürprize imza attı. Antetokounmpo belinden, Tyler Herro elinden sakatlanarak keyfimizi kaçırdı. Eli kırılan Herro sezonu kapattı. Umarım Antetokounmpo diğer maçlarda oynar. Bucks'da Khris Middleton'u toparlanmış gördüm. Heat, bir play-off klasiği olan 'orta mesafelerin efendisi ' modunu açan Jimmy Butler'la galibiyete uzandı ama Herro olmadan işleri zor.
Denver baştan sona üstün olduğu maçta Minnesota'yı farklı yenerken adeta ” buralar sana göre değil” dedi. Batı'da çekişme bekliyorum. Ancak Denver-Minnesota serisinde değil. Nitekim ilk maç umduğum gibi geçti.