Anadolu Efes alt yapısından yetişen ve milli takımın birçok yaş kategorisinde görev yapıp şimdiden büyük başarılara imza atan Muhaymin, aile yaşantısından hedeflerine, keşfedilme hikâyesinden şimdilerde yaptıklarına kadar pek çok konuya değindi.
İşte Muhaymin Mustafa Abdelgadir’in, Hürriyet Spor Arena’ya yaptığı açıklamalar…
“ANNEM LONDRA'DAKİ ÜNİVERSİTEYE KABUL EDİLSEYDİ…”
* Dilersen ilk olarak aile yaşantınla başlayalım. “Hayatımı değiştiren an” diyebileceğin bir an var mı geçmişinde?
– Annem, Londra’da üniversite kazanmış gençlik yıllarında… Ama Sudan ile İngiltere arasındaki ilişkiler yüzünden oraya gidememiş. O sırada da Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi, öğrencilere bir sınav yapmış. Kazananları o üniversite alacaklarmış. Annem ve babam tesadüf eseri o üniversitenin sınavını kazanmışlar. Giderken birbirlerini tanımıyorlarmış ama orada, üniversitede tanışıp evlenmişler. Annem Londra’ya gidebilseydi, belki de bambaşka bir hikâyesi olacaktı.
YÜKSEK ATLAMA VE UZUN ATLAMA ŞAMPİYONLUKLARI VAR
* Spora başlaman ve Anadolu Efes çatısı altına giriş sürecin nasıl gelişti peki?
– Önce, 1995 senesinde abim dünyaya geldi, sonra da 1999’da ben… Ben de annemin isteğiyle spora başlıyorum ve atletizm yapıyorum ilk olarak… Kıbrıs’ta Girne’de yaşıyorduk. Orada yüksek atlama ve uzun atlamada birinci oluyorum. Türkiye’de yarışma hakkı kazanıyorum. O sırada İzmir’de oluyor yarışmalar… O sene de Genç Erkekler Türkiye Basketbol Şampiyonası var İzmir’de… Benim antrenörümle irtibata geçip tanışıyoruz. Beni davet ediyorlar bir gün İstanbul’a, kulübe… Ben de bir gün abimle geliyorum. İkimizi de beğeniyorlar, yetenekli olduğumuzu söylüyorlar. Ben 10 yaşımdayım o zaman, abim de 14 yaşında… Hikayemiz öyle başlıyor.
İSTANBUL TRAFİĞİNDE GEÇEN ÇOCUKLUK YILLARI…
* İstanbul’a gelip basketbola başladığın ilk dönemlerde ne tür zorluklar yaşadın?
– İlk başta Kozyatağı’nda kalıyorduk, çok zor oluyordu bizim açımızdan… Sabah 06.00’da servise gidiyorduk. Önce okula, okuldan sonra antrenmana… Tabii herkesin antrenmanının bitmesi gerekiyordu servisin kalkması için, 11.00’de kalkıyordu servis… Uyuyarak gidiyorduk İstanbul trafiğinde…
“ANNEM ABİM VE BENİM İÇİN İSTANBUL’A TAŞINDI”
* Alışma sürecinin ardından neler yaşandı? Ailen sen ve abin için neler yaptı?
– Daha o zamanlardan itibaren pazar günleri hariç hemen hemen her günümü basketbola ayırıyordum. Hayatımız basketboldu ve İstanbul trafiğiydi… Abimizle çok zorlanıyorduk idare etmekte. Ev işleri, yemek, çamaşır… Annem dayanamayıp geldi bizimle birlikte yaşamaya başladı. Ben abimle beraberdim öncesinde… Efes’e en yakın yerden, Bahçelievler’den ev tuttuk. Sporcu lojmanına geçtik 2 sene sonra… Öyle devam etti. Sırasıyla, küçük, yıldız ve genç takım… Yıldızlarda şampiyonluk yaşadık. Genç takım döneminde Karşıyaka’ya kaybedip ikinci olduk. Son alt yapı senemde de şampiyonlukla tamamladım.
“GELECEKTE NBA OYUNCUSU OLMAYI HEDEFLİYORUM”
* Kariyerindeki hedeflerini ilk olarak ne zaman koymaya başladın? Gelecekte kendini nerede görüyorsun?
– Anadolu Efes’in beni ilk davet etmesiyle birlikte kendime hedefler koydum. Çünkü o dönem 10 yaşındaki bir çocuğun tüm ailesini, arkadaşlarını, okulunu bırakıp sadece basketbol için İstanbul gibi büyük bir şehre gelmesi… Tanımadığı insanlar, bambaşka bir ortam… O yüzden zaten buraya gelirken hedeflerim çok büyüktü. İlk baştaki hedefim tabii ki Efes’te A takıma çıkmaktı. Hayalimdi. Şu an bunun mutluluğunu yaşıyorum ilk senemde… Tabii ki herkesin hayalidir basketbola başlarken NBA… İnşallah bir gün oraya gitmeyi de çok istiyorum ve bunun için mücadele ediyorum.
“ANADOLU EFES’E MİNNETTARIM, KARİYERİMDE ACELE ETMİYORUM”
* Anadolu Efes gibi köklü ve alt yapıda başarılı bir kulübün sana kattıkları ne oldu?
– Hedeflerime ulaşma konusunda acele etmiyorum. “Anadolu Efes’te 1-2 yıl oynayıp gideceğim” demiyorum. Ama tabii ki burada sonuçta oynamaktan zevk alıyorum. Anadolu Efes benim evim gibi. İlk geldiğimde Kozyatağı’na gitmeden, kulüpte yatakhaneler var. İki hafta yatakhanelerde uyuyordum. Gerçekten evim gibi Anadolu Efes Kulübü… Önce tüm bana yaptıkları yatırım, minik takımdan bu zamana kadar, onun karşılığını vermek istiyorum. Kendimi kulübe minnettar hissediyorum. Burada gelişmeyi hedefliyorum. Kadromuzda NBA’den gelen oyuncular var. Bu da çok büyük bir avantaj benim için… Sürekli onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Yaptığımız her şeyi en ufak detayına kadar soruyorum. Seviye atladıktan sonra NBA’e gitmek istiyorum. Çünkü oraya gidip oturmak istemiyorum.
“PERASOVIC BENİM İÇİN BÜYÜK ŞANS”
* Koç Perasovic’le olan diyaloğunuz nasıl? Onun hakkındaki düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
– Koç Perasovic sezon başındaki hazırlık maçlarında bana şans verdi. Hatalarımı da söylüyor, her zaman bana çok yardımcı da oluyor. O yüzden çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü şu an Türkiye’de, yerli oyuncuların oynayamaması gibi ciddi bir sorun var. Bana kalan sadece çalışıp hatalarımı düzeltmek, öğrenmek, öğrenmek, öğrenmek…
“TÜRK HALKI SİZİ, YARDIMSEVER BİR YAKLAŞIMLA SAHİPLENİYOR”
* Annen ve babanın yollarının Kıbrıs’ta kesişmesi ve sonrasında Türkiye’ye gelişiniz… Sana göre başka bir ülkeye gitmiş olsan da, böyle gelişme gösterebilir miydin?
– Türkiye’yi çok seviyorum. Avrupa’daki ortamı da görme şansım oluyor. İnsanlar orada birbirlerini, çok düşünmüyor ve dinlemiyor, kendi yollarına bakıyor gibiler… Ama Türkiye’de öyle değil mesela… Ülkemizde birçok yabancı insan var, kendi ülkesinde sorun yaşayıp buraya gelen… Çünkü Türk halkı insanları gerçekten yardımsever bir şekilde sahipleniyor. Alışma sürecim zordu diyebilirim ama çok sayıda arkadaşım da oldu ve şu an çok mutluyum. Türkiye benim için büyük şans. Belki başka bir ülkede olsam, bu kadar gelişemezdim.
Muhaymin, 12 Ekim'de Anadolu Efes'in İstanbul'da 88-74 kaybettiği Real Madrid maçı sonrası salonda tek başına yaklaşık 1 saat kadar şut çalışırken…
Kaynak: hurriyet