A Milli Basketbol Takımımız, beklenildiği gibi rahat bir şekilde finale kaldı. Gruptaki üç maçını çok farklı kazanan Türkiye, benzer bir tarifeyi de yarı finalde İsveç’e karşı uyguladı, finalde Hırvatisan’ın rakibi oldu. Aslında herkesin beklediği final gerçekleşti. Bu turu geçmek için finali kazanmak gerekiyor. En ciddi rakibimiz de Zubac, Sariç, Hezonja ve Adams gibi yıldızlarıyla İstanbul’a gelen Hırvatistan olacak. Şu ana kadarki maçlar bir nevi final hazırlığı şeklinde geçti. Gerçi Hırvatlar da benzer maçlar oynadı ama yumuşak geçen maçlar sonrası sert bir takıma karşı oynamak farklı bir motivasyon gerektirecek.
Ukrayna maçı sonrası Furkan’ın devreye girmesi gerektiğini, gerekirse İsveç maçını tamamen onu ritme sokmak için oynamamız gerektiğini yazmıştım. Çünkü başta Alperen ve Ömer olmak üzere çember altında rakiplere büyük üstünlük kuruyoruz. Onuralp ve Okben de aldıkları dakikaları iyi değerlendirdiler. Larkin ve Wilbekın’in yokluğunda Kenan Sipahi çok konsantre ve iyi bir turnuva çıkarıyor. Eksiğimiz kısa pozisyonunda 20 sayı civarı atacak bir skorer. Bu isim de Furkan.
Kolay olmayacak ama… Nitekim Furkan dün ilk andan itibaren oyunun içindeydi. Doğru yer ve zamanda topla buluştuğunda neler yapabileceğini gösterdi. 23 dakikada 6/11 isabet oranı ile 18 sayı ve 5 ribauntla oynadı. Ondan beklediğimiz istatistikler bu. Finalde ihtiyaç hissedeceğimiz performans da… Kazanmanın yanı sıra Furkan’ın ritm bulması ve özgüvenli oyunu sevindiriciydi. Ergin Ataman takımda rolleri paylaştırmış ve herkes görevini biliyor. En doğru şekilde de uygulamaya çalışıyor. İsveç maçında hoşuma gitmeyen tek şey savunma konsantrasyonumuz oldu. Bazen finali de düşünerek alan savunması uyguladık. Çok kolay ve rahat şutlar verdik İsveç’e… Tabii ki kopan bir maç sonrası yenilen 84 sayının önemi yok ama finalde savunma performansımızı biraz da artırmamız gerekecek. Kolay olmayacak ama bu göze hoş gelen basketbol oynayan takıma güveniyorum…
GÖKHAN GERMAN / FANATİK