Play-Off’ta son yıllarda böylesine keyifli, kıran kırana bir maç izlememiştik…
Basketbol kalitesiyle, mücadelesiyle ve iki coachun da ortaya koyduğu taktik savaşımla dünkü derbi birçok açıdan ders niteliğindeydi.
Önce kaybeden Anadolu Efes’ten başlayalım… İvkovic’ten görevi kısa süre önce devralan Ahmet Çakı, dersine çok iyi çalışmıştı. Fenerbahçe’yi yenmenin “durdurmaktan” geçeceği gerçeğinden yola çıkarak, önceliği işin savunma kısmına vermişti. Rakibin guardları Dixon ve Sloukas’ı oyunun büyük bölümünde baskı altında tutarak Kanarya’yı düzenden çıkarmayı hedeflemişti. Açıkçası ilk 25 dakikalık dilimde de hedefe ulaştı. Rakibi 15 top kaybına zorlayıp, hücumda da yüksek posttan oynadıkları ikili oyunlarla, bazen hareketli uzunlarıyla bazen de kısalarla ama “sürekli” penetre edip potaya gittiler, Fenerbahçe savunmasını sekteye uğrattılar. Sadece guarda baskı ile yetinmeyip, yardımlarla boyalı alana da pas trafiğini engelleyip, ligin en etkili uzunlarının üretkenliğini yine bu 25 dakikalık süreçte asgaride tuttular. Ancak tüm bu doğruları yaparken, 3 sayı çizgisinin gerisinden standartların altında kaldılar. Böyle olunca da farkı 12 sayıya kadar çıkarsalar da maçı koparacak ivmeyi yakalayamadılar.
Tabii karşılarındaki rakip de boru değil, Fenerbahçe’ydi. Sarı- Lacivertliler, baskı altında sürekli top kaybedip, hücumda “bireysel” üretkenliğin ötesine geçemediler. Bogdanovic’in yine kötü gününde olması onlar adına işlerin arapsaçına dönmesine neden oldu. Ama ne olursa olsun savunmada direnci yitirmeyip, maçın içinde kalmayı başardılar.
Obradovic, ilk yarıda düşen takımını ayağa kaldırmak için neredeyse taktik anlamda her şeyi denedi. Dört uzuna döndü, olmadı. Dört kısaya döndü, yine olmadı. Maç “gidiyorum” diye bağırırken, farkın 12 sayıya çıktığı ve Kanarya’nın “dibe vurduğu” 25. dakika dönüm noktası oldu. Bir kıvılcım gerekiyordu Fenerbahçe’ye… Onu da sahanın “en yoğun baskı gören” ama buna rağmen yılmadan savaşına devam edip, çok kritik bir top çalarak üçlüğü yapıştıran Dixon yaktı, Melih ve Vesely ateşe dönüştürdü. Çeyreğin kalanında iki uzunu Vesely- Udoh’u da nihayet devreye sokan Kanarya, 18-5’lik seriyle son periyoda önde girmeyi başarıp, momentumu ele geçirdi.
Fenerbahçe, son 5 dakika içinde Melih, Dixon ve Udoh’la çok kritik hücumları sayıya dönüştürürken savunmada ise sertlik anlamında rakibine göre “bir tık”yukarıda kalmayı başardı. Ancak Kanarya’nın 7 sayı önde girdiği son dakikada Efes, geri dönüş için öylesine bir baskı uyguladı, Fener de buna öyle bir direniş gösterdi ki, hakemlerin dahi bu mücadele sırasında topun kimden dışarı çıktığını anlayamadığı 4-5 pozisyon oldu. Efes farkı tek sayıya kadar çekse de Kanarya, ilk yarıda 5 kez boş attığı serbest atış çizgisinden ikinci yarıda 24/25 isabet bulunca, “taktik faul” yarışında bir adım öne çıkıp, seride saha avantajını rakibinin elinden söküp aldı.
Kaynak: Habertürk
