Bu kez Fenerbahçe oyuna iki uzun Vesely-Udoh, 3 numara Kalinic ile başladı. Daha önceki maçlarda Kalinic-Datome ikilisini daha önce kullanıyordu. Bu kez coach Obradovic böyle bir tercih yaptı. İlk devre Fenerbahçe'nin savunmadaki agresifliği ve özellikle de Udoh'un yine savunmadaki caydırıcılığı (2 blok en az değiştirdiği üç atış) dengeleri tamamen Fenerbahçe tarafına çevirdi ve fark 13 sayıya kadar çıktı. Bu karşılık coach Laso, doğru bir seçim yaptı ve iki 4 numarayı aynı anda sahaya sürdü. Bu da Udoh'un savunmada çemberden daha da uzaklaşmasına yol açtı ve Real Madrid biraz daha hücumda pozisyon bulmaya başladı.
1. devre Udoh'un bu savunmadaki gayretinin yanı sıra Kalinic'in de oyunun iki tarafındaki katkısını unutmamak lazım. Her şey ilk devre istediğimiz gibi gitti. Oyun disiplinini hiç kaybetmedik. Ve Fenerbahçe ilk yarıyı çift haneli farkla önde bitirdi.
Fenerbahçe’nin Panathinaikos karşısındaki kusursuz performansı Final-Four öncesinde en büyük güvencemizdi. Tek tereddütümüz şampiyonluk baskısının yaşanabileceğiydi ama üst üste 3. kez bu seviyede yer almanın avantajı da işte orada hissedildi. Real Madrid karşısında son derece sakin, kendinden emindi Fenerbahçe ve maçı baştan sona domine etti.
Ancak bir isim vardı ki, heykelinin dikilmesini haketti. Ekpe Udoh tabii ki… 18 sayı, 11 ribaunt, 8 asist, 2 blok… Dile kolay geliyor belki ama bu onun yarı finaldeki istatistiği. Ulu Önder Atatürk’ü çok sevdiğini biliyorduk ama onun yolundan gittiğini de ‘Çanakkale geçilmez’ savunmasıyla gösterdi. Maçın başında yaptığı bloklar ondan görmeye alışkın olduğumuz şeylerdi belki ama Ayon’un sinirlerini öyle bozdu ki, Madrid en önemli kozlarından birisini hiç devreye sokamadan maçı bitirdi. Yetmedi Udoh’un yaptıkları, kısaları da savundu, toplar kaptı, orta mesafeden şutlar attı, dimdik ayakta kaldı.. Sezon başında da sonunda da geçen yılın şampiyonu CSKA ve MVP’si De Colo’dan tahtı alacağını söylemişti ya, inşallah ona çok yaklaştı ama, daha da önemlisi sarı-lacivertlilerin gönlünde asla sarsılmayacak bir taht kurmayı başardı.
Ama sonuçta rakip Real Madrid’di ve onları devirmek için daha fazlası lazımdı. Obradovic’in askerleri arasında da her şeyi yapabilecek oyuncular vardı. Udoh ile birlikte Kalinic ve Vesely’nin savunmada kurduğu üçgen Real Madrid’in bir kez daha elini kolunu bağladı. Kalinic, zaman zaman 3 oynadı, zaman zaman 4, bazen guard savundu, bazen pivot. Real Madrid’in pas trafiğini bozmak ilk şarttı, bu üçlü fazlasını yaptı.
Fenerbahçe’nin farkı çift hanelere çıkardığı bölümlerde klasik İspanyol taktikleri girdi devreye, hatta ilk yarıda Fernandez kısmen başarılı da oldu. Onun sinirleri gerdiği anda 11-0’lık gelen Madrid serisi, ekibimizi kısa çaplı bir krize de soktu ama o anların kahramanı Obradoviç, hemen müdahale edip, olaya noktayı koydu.
Teşekkürler Fenerbahçe, bize bu gururu bir kez daha yaşattığın için. Art arda iki kez finale yükselmek, öyle önemli ki bizim için… Şimdi basketbolda istatistikleri konuşturma zamanı. Çalıştırdığı her takıma Avrupa Şampiyonluğu yaşatan Obradovic’ten yarın akşam aynı başarıyı beklemek tabii ki hepimizin hakkı…
Kaynak: milliyet



