Fenerbahçe BEKO, eksiklerinin farkında olduğu, onları nasıl ‘yamayabileceğinin’ dersini bu kez iyi çalışıp ve uygulamaya koyduğu bir maçı kazanarak, ‘tepetaklak’ gidişe fren koymuş oldu bir bakıma…
Aslında Anadolu Efes gibi, sert savunma uygulayan rakiplere reaksiyon vermekte oldum olası sorun yaşayan bir takım, Fenerbahçe’nin içine düştüğü krizden bir nebze olsun uzaklaşması adına çok uygun bir rakipti. Kalabalık oyuncu grubu, ‘kağıt üzerinde’ ligin ‘en geniş ve alternatifli’ kadrolarıdan biri olsa da ‘bir arada kalma ve direnç koyma’ konusunda ‘sürekliliği en zayıf’ takımlardan biri olmayı sürdürüyor Efes…
Fenerbahçe’ye dönecek olursak, dün, sezon boyunca kazandığı maçlardan tek farklı olan şey, ‘takımca paylaşım’ anlamında mevcut yapı ile ilk kez ‘tavan noktayı’ görmüş olmasıydı Sarı-Lacivertliler’in… Süre alan 10 oyuncu da tüm parametrelerde işin içindeydi Kanarya cephesinde… Bunlar arasında en dikkat çekici detay, maça ilk beş başlayan Skylar Mays’in ‘geldiği günden bu yana ilk kez’ faydalı işlerin altına imza atmış olmasıydı… ABD’li guard, bu kez ‘kendini kanıtlamak için gereksiz forselerle takımı frenlemeyi’ bir kenara bırakıp süre aldığı 16 dakika 39 saniyeyi verimli kullandı. 3/5 2 sayı, 1/1 3 sayı isabetiyle 9 sayı üretti, 2 ribaund, 1 asist ve 1 top çalma ile 11 verimlilik puanına ulaştı. İkinci önemli konu ise, son maçlarda ‘insani’ açıdan üzerine binen ağır yükün olumsuz etkileri görülmeye başlayan, kısacası form grafiği bu aşırı yükleniş nedeniyle doğal olarak aşağı ivmelenen Nigel Hayes Davis’in bu olağan düşüşünü takımdaki diğer isimlerin örtülemesiydi. Guduric başta olmak üzere Tarık ve Hall, Nigel’ın standartlarının çok altında seyrettiği, oyunu fazlasıyla ‘zorladığı’ süreçte devreye girip maçı Fenerbahçe adına yeni bir muhtemel bir krizin eşiğinden aldılar.
Özellikle Guduric’in direksiyonda olduğu anlar, Sarı-Lacivertliler’in oyuna hükmettiği anlardı. Sırp şutör, sezon başında Wilbekin’i, sonrasında da Zagars ve Baldwin gibi iki oyun yönlendiriciyi sakatlığa kurban vermiş, hala pivot pozisyonuna takviye arayışında olan bir takımın tüm bu olumsuzluklara karşın bu iki pozisyonda da, hem guard hem de pivotlarıyla ‘bol alternatifli’ bir rakibi devre dışı bırakmada ‘başrolü’ oynaması fazlaca takdir edilmesi gereken bir durum… 27,5 dakikada, çoğu kırılma anlarında gelen 17 sayı, 7 ribaund, 7 asist, 2 top çalma ve 30 verimlilik puanıyla müthiş bir gece geçirdi Guduric… Alkışı fazlasıyla hak etti. Tarık da Bryant’ın savunmasında fazlasıyla zorlansa da hücumda ürettikleriyle karşılığı vererek ciddi katkı verdi Fenerbahçe BEKO’nun galibiyetine…
Eksikler tamamlanana, takviye ya da takviyeler yapılana kadar Fenerbahçe’nin dünkü gibi ‘savaşmak’ dışında çıkar yolu yok… Bunu yaptığı sürece kazanma şansı var… Aksi taktirde, bundan önceki son 6 maçın 5’ini kaybederken olduğu gibi direnç koymadan, mücadele etmeden böyle bir ihtimal yok…
Efes için ise söylenecek tek şey var… Böylesi ‘kırılgan’ bir yapı ile baş etmesi gerçekten güç… Takımdaki roller iyice netleşmeden, sürekli arayış içinde maçtan maça yaşanan dalgalanmalar Efes’in önünü açmaz, tıkar… Mesela dün, sahaya adım attığı andan itibaren iyi iş çıkaran Johnson’ın ikinci yarıda hiç süre almaması, ‘o gün iyi olanda ısrar etmek yerine süreyi paylaştırma çabası’ verimi de aşağıya çekiyor… Yolda ‘kalabalık’ bir şekilde ilerliyor olmak yolun sonunu göreceğiniz anlamına gelmiyor…
Fenerbahçe BEKO, eksiklerinin farkında olduğu, onları nasıl ‘yamayabileceğinin’ dersini bu kez iyi çalışıp ve uygulamaya koyduğu bir maçı kazanarak, ‘tepetaklak’ gidişe fren koymuş oldu bir bakıma…
Aslında Anadolu Efes gibi, sert savunma uygulayan rakiplere reaksiyon vermekte oldum olası sorun yaşayan bir takım, Fenerbahçe’nin içine düştüğü krizden bir nebze olsun uzaklaşması adına çok uygun bir rakipti. Kalabalık oyuncu grubu, ‘kağıt üzerinde’ ligin ‘en geniş ve alternatifli’ kadrolarıdan biri olsa da ‘bir arada kalma ve direnç koyma’ konusunda ‘sürekliliği en zayıf’ takımlardan biri olmayı sürdürüyor Efes…
SEZONUN ÖZETİ… Elinize sağlık…