Fenerbahçe BEKO, geçen sezonki Valencia deplasmanının kopyası gibi bir maçı daha kaybetti, aynı şehirde!..
Kopya derken, sadece final bölümüne kafa kafaya girilmesini, kırılma anlarında yine Fenerbahçe’nin daha çok hata yapan taraf olmasını ve yine kıl payı gelen kaybı kastediyorum. Yoksa oyunun başlangıcından bitimine kadar, kaybedilen o maçtan çok daha fazla “fahiş hatanın” altına imza attı Sarı-Lacivertliler…
O nasıl başlangıçtı öyle!..
Bu sezon en iyi yaptığı iş savunma olan Valencia’ya karşı oyuna öylesine “light” başladı ki Sarı-Lacivertliler, buna anlamak mümkün değil… Karşısında nasıl bir rakip bulacağını cümle alem bilirken, Fenerbahçe BEKO’nun buna yönelik bir strateji geliştirmeden, tedbir almadan maça çıkması olası değil… E peki nasıl oluyor da, oyunun başında yaşanacak Valencia baskısından “bihaber” olabiliyor Kanarya benchi?.. Ya da niye aynı agresiflikle karşılık vermek yerine rakibine maçı kazanacağı ivmeyi, özgüveni altın tepside sunuyor Sarı-Lacivertliler?..
Enerjisini savunmadan alan takım olma dışında, kendisinden hiçbir artısı olmayan rakibi, sırf bu başlangıç hazırsızlığı yüzünden 30 dakika kovaladı, durdu Fenerbahçe BEKO!.. Rakibe ilk çeyrekte verdikleri 13 sayılık (22-9) avantajı geri alabilmek için çabaladı; sürekli… Ama oyuna “ikinci çeyrekte” başlamış olmanın, ardından da rakibi yakaladığı anlardaki inanılmaz “beceriksizliklerin” bedelini ödedi sonunda Kanarya… Rakibe 14 hücum ribaundu verdi… İkinci şans toplarından potasında 15 sayı gördü… 19 serbest atışın 8’ini kaçırdı… Maç boyunca tam 5 “boş turnikede” isabet (!) bulamadı. Ve en önemlisi de 3 sayı çizgisinden 4/13 (% 30,8) isabette kalan rakibi cezalandırmayı başaramadı!.. Boyalı alan ve çevresinden rakibin 24/49 (25 boş!) isabetine ancak bu bölgeden 15 basketle (15/28) karşılık verebildi!.. Kısacası 3 uzunundan, sadece Davies (18 sayı) kadar sayı çıkaramadı Kanarya!.. Kaybetmek için uğraşsanız anca bu kadar olur!..
Bu gibi savunma bazlı rakiplere karşı sadece defansif anlamda değil, hücumda da agresif olmak zorundasınız… Buna geç uyandı Fenerbahçe BEKO… Motley’nin yine “sefilleri” oynadığı boyalı alanda tüm yükün Sertaç’ın omuzlarına bindiği Sarı-Lacivertliler’de, olağanüstü çaba sarfeden Madar’la birlikte Dorsey&Wilbekin ikilisi Fenerbahçe’nin maça tutunmasını sağladı… Barcelona maçının suskun ismi Nigel Hayes-Davis de kıpırdanınca, bu kadar olumsuzluğa rağmen maç yine avuçlarının içine geldi Fenerbahçe’nin… Ama kırılma anlarında rakibin hatalarını değerlendiremeyip bunlara yine basit hatalarla karşılık verince kayıp kaçanılmaz oldu…
Sezon başı, daha çok maç var, bu yenilginin telafisi mümkün tabii… Ama şu da unutulmamalı ki fırsat ayağa geldiğinde kaçırmamalı… Rekabetin böylesine tavan yaptığı, neredeyse 18 takımın da Play-Off için iddialı olduğu bu sezonda en küçük detayların üzerinde duran, bunlara özen gösteren takımlar suyun yüzeyinde kalacak… Bu yüzden, rakip seçmeden, küçümsemeden her maça yüksek odaklanma ve motivasyon hem oyuncular hem de kenar yönetimler için elzem!..