Euroleague’de kolay rakip yok… Kolay maç yok… Kolay maç kazanma şansı neredeyse hiç yok…
Bu yüzden de oyun karakteristiğinizi, dinamizminizi, motivasyonunuzu 40dakikaya yaymanız şart… Hele bir de sahada “eksik kaldığınız noktalar” varsa o zaman işiniz daha da zor…
Alman takımlarının, branş fark etmeksizin benzer özellikleri kolay kolay pes etmemeleri… Dün Bayern Münih de, tıpkı Alba Berlin’de gördüğümüz gibi yine olabildiğince sorun çıkardı Fenerbahçe BEKO’ya… Sarı-Lacivertliler’inWilbekin’in üçlüğüyle farkı 10 sayıya çıkardığı (22-12) 7. dakika sonrası kalan 3 dakikaya 10-0’lık seri sığdırması da Bayern’in ne kadar tehlikeli bir rakip olduğunu, bir an olsun rahat nefes almanıza izin vermeyeceklerinin en net göstergesiydi.
Laso’nun, belki de Euroleague’e yükseldiğinden bu yana “en alternatifli ve en geniş kadroya sahip” Bayern Münih’in teknik patronu olması da tesadüf değil… Çıtayı bu sezon olabildiğince yukarı koyup, Euroleague’in en becerikli, en deneyimli coachlarından birini göreve getirdiler. Ama yine de onlar Ibaka’yı, Fenerbahçe de Nigel Hayes-Davis’i aradı maç boyunca…
Fenerbahçe BEKO cephesinde uzun pozisyonunda kriz devam etse de kendi içinde çözüm bulmaya devam ediyor Sarı-Lacivertliler… Dün yine uzunlardan beklenen katkı gerçekleşmedi… Oyuna başlayan Papagiannis, ardından süre alan Sertaç oyunun iki yönünde de katkı sağlayamadı. Papagiannis 5 dakika sahada kalıp bir daha süre almazken, Jasikevicius, Sertaç’a da 10 dakika 47 saniye katlanabildi!.. Litvanyalı coach, “faul özürlü” Motley’i ise bu yüzden sahaya 15 dakika sonra attı!.. Ve Fenerbahçe BEKO, Ibaka’sız Bayern’e karşı bu yüzden boyalı alandan tehdit oluşturamadı. 23 yaşındaki Hırvat Brankovicdışında net pivotu olmayan Bayern, 2 dört numarası Harris ve Booker ile Sarı-Lacivertliler’e maç boyunca sıkıntı yaşattı. Obst’un perde çıkışı bulduğu üçlükler de, Francisco’nun hem çizgi gerisinden hem de potaya giderek ürettiği basketler de Fenerbahçe’nin ikinci yarı boyunca kopup gitmek adına yaptığı tüm hamleleri boşa çıkardı.
Sarı-Lacivertli cephede de Wilbekin alev alev yanıyordu dün… Oyunda kaldığı 29 dakikada takımı için her şeyi yaptı yıldız guard… 30 sayı, 4 asistle ufukta görünen yeni bir sürpriz iç saha yenilgisinin önüne “duvar gibi” geçti Wilbekin… Maçın sonunda el üstünden bulduğu üçlük sonrası Francisco’ya maçı uzatmaya götürme şansı tanıyan 3 sayılık atış sırasındaki faulü dışında kusursuz oynadı…
Dünkü sıkıntılı 45 dakikalık oyunda, tıpkı Partizan maçında bu sezon ilk kez “patlama” yapan Sestina gibi “yeniden doğan” Pierre vardı sahada… Her ikisi de uzunların eksiğini, gediğini kapamak için çabaladı durdu sahada… Pierre 28 dakika oyunda kaldı… 10’u uzatmada Fenerbahçe’nin maçı koparmasını sağlayan kritik sayılar olmak üzere 15 sayı, 10 ribaund, 2 asist, 1 top çalma ile 29 verimlilik puanına ulaştı ve kariyer rekoru kırdı. Sestina’dan sonra O’nun da geçirdiği ağır sakatlık sonrası yeniden ritmini bulması, Fenerbahçe’nin kaliteli oyuncu yelpazesini genişleten çok önemli bir artı…
Evindeki 11. maçta 10. kez kazandı Fenerbahçe BEKO… Ve bu, son 8 maçtaki 7. Galibiyet oldu… Zaman zaman inişler-çıkışlar olsa da Jasikevicius ile daha dinamik, daha iştahlı, daha verimli ve özgüvenli bir şekilde tırmanışa devam ediyor Sarı Kanarya… Uzunlardan verim konusunu da çözüme kavuşturursa Sarı-Lacivertliler’i daha güzel günler bekliyor…