En iyileri seyretmek için Final Four'da dört en iyi buluştu.
Bu ustaların mücadelesinde sadece takım olanın mutlu sona ulaşacağını biliyorduk. Bu maçta iki usta karşı karşıya geldi. Biri söylemeye gerek yok, ustaların ustası Obradoviç! Diğeri başarıya aç ve en genç olan Jasikevicius idi. Bitmek bilmeyen enerjisi ile kopacak maçı kopartmıyordu. Fenerbahçe Doğuş ısırıyor, sertleşiyor. Zalgiris direniyor, bir türlü sarı lacivertliler rahatlayamıyordu.
İlk yarıda müthiş savunmamıza karşı hücum performanimız iyi denemezdi. Savunmadaki tek hata, ilk yarıda oyuna girer girmez Muhammed Ali adam değişimi yaptıkça 2 kere çember altından basket yedik!
Her seferinde oyundan alınan Ali takımını büyük bir şutörden eksik bırakmış oldu. Nihayet 3.periyot sonunda sazı ele alan Muhammed Ali farkı tekrar on sayıya yükseltti. Bazen en iyi takım olmak kazanmaya yetmediğini gördük. Muhammed Ali sahneye çıktı, hücumda tutuk oynayan takımı aldı finale götürdü.
Sonlarda bizim usta Obradovic, hücumda 3 kısa, savunmada birini dışarı alarak 2 kisa ile farkı korumaya çalıştı. Maç bitti derken Zalgiris inanılmaz baskı kurarak ümitlendi. Fakat bizim kısalar bu gece daha iyiydiler. Diğer taraftan Zalgiris faulleri kötü atarak asıl orda maçı kaybetti.
Aslında çok heyecanlı, bir o kadar itiş kakışlı bir maç izledik. Maçın kaliteli olmaması, Zalgiris oyunu bozmaya yönelik savunmasıyla Fenerbahçe silahşörlerini zorladı. Diğer yandan Zalgiris uzunları çember altında Fenerbahçe uzunlarına üstündü. Final aşkı iki takimda da herşeyini ortaya koymasını sağladı.
Maç bitti geriye aklımızda Muhammed Ali'nin muthiş yüzdesi, Datome & Melli Italyan savunma işbirliği, Melli'nin 5 top çalması ile 6 asisti, Datome'nin blokları, Ahmet'in hücum ribauntları, ve tabii ki maestro Obradoviç kaldı.