Anadolu Efes, Monaco deplasmanında “kısaların elleri” üzerinde yükselirken, birlikte hareket etme ve direnç anlamında da bu sezon ilk kez “üst seviye” bir takım görüntüsündeydi.

Sezon başından beri verim anlamında istikrarı bulamadığı üç oyuncusu Larkin, Beaubois ve Thompson’dan ilk kez beklediğini, hatta fazlasını aldı bu kez Efes… Efes’in ürettiği 89 sayının 62’sinin altında onların imzası vardı… 14 asist, 10 ribaund ve 4 top çalma ile adeta “üç kişilik ordu” gibiydiler dün… Öyle ki Lacivert-Beyazlılar’ın uzunlardan verim anlamında tüm “defolarını” da halının altına ittiler Monaco karşısında… Mike James başta olmak üzere Okobo, Loyd, Walker gibi bu lig için çok değerli sayılabilecek bir dörtlüye sahip bir rakibe karşı hem de deplasmanda böylesi bir üstünlük kurabilmeleri de ayrıca takdire değer… Bunun bir “tesadüf” olmadığını kanıtlamak, bu çıkışı ve hatta patlamayı ileriki maçlara taşımak da Efes için ayrı bir sınav olacak…

Dünkü galibiyete rağmen “devam eden” sıkıntılar yok muydu?.. Fazlasıyla vardı elbette… Tyrique Jones’un bu seviyede Efes’e artı değer katma ihtimali olmadığı gerçeği her geçen maç biraz daha belirginleşiyor… Efes’in her maçı dünkü gibi üretimin yüzde 70’ini kısaların üstlendiği bir düzenle ilerlemesi “hayalcilik” olur… Kısa bir süre içinde uzun transferi elzem…

FENERBAHÇE DARMADAĞIN!

Fenerbahçe BEKO, Kızılyıldız deplasmanında resmen dağıldı… Böylesine büyük hedefleri olan bir takımın “eksikleri de olsa” bu kadar kolay pes etmesi, daha doğrusu mücadele etmeden, savaşmadan kaybetmesi kabul edilebilir değil… Üçüncü periyodun başındaki 3-5 dakikalık Nigel Hayes-Davis bazlı çabayı bir kenara koyacak olursak Sarı-Lacivertliler’de 40 dakika boyunca ayakta kalan bir isim yoktu. Bu kadar enerjisi düşük, hücumda bu kadar tıkanmış, üretimi dibe vurmuşken, Melih Mahmutoğlu’nu fark 30’a çıktıktan sonra sahaya sürmenin anlamı ne?.. Ya da farklı bir bakış açısıyla, sakatlanmadan önce Sertaç Şanlı ve Melih konusunda coach Itoudis’in “elini tutan” faktör nedir?.. Dünü bir kenara koyalım; Motley bu kadar faul problemi yaşayıp, takımı eksik bırakırken, Sertaç gibi şutu olan bir uzunu “yok” saymak da ne?... Oynatmayacaksanız niye aldınız?.. Itoudis, kendi ağzıyla “Sertaç çok iyi bir profesyonel, çok iyi idman yapıyor, kendini hazır tutuyor” derken espri mi yapıyordu?.. Guduric ve Pierre devre dışı kalmış, tüm yük Dorsey, Wilbekin ve hatta Tarık’ın üzerine binmişken (ki Tarık dün daha fazla süre almalıydı) Melih’i neden sahaya sürmezsiniz?.. Şehmus’u, Madar da sahada sefilleri oynayıp, oynatacak başka kimse kalmayınca sahaya sürerseniz, bunun bir “çaresizlik” sonucu olduğunu oyuncuya hissettirirseniz ondan nasıl verim alabilirsiniz?... Koca Fenerbahçe, 56 sayı üretebildiği maçta sadece 4 kez faul çizgisine gidiyorsa eğer, bunu 4 eksikle falan açıklayamazsınız… Sonuç itibarıyla 2 gün sonra, dün evinde (!) (Belgrad’da) Olympiakos’a kaybeden Maccabi karşısında şu haliyle Fenerbahçe BEKO’ya “mucizevi” bir dokunuş gerekiyor…