Anadolu Efes, Euroleague’de bir maçı daha “sonunu kötü oynayarak” kaybederken, bu sezonun en belirgin ve de “kronik” sorunu uzunlardan katkı anlamında yine dibe vurdu…
Geçen hafta Alba Berlin deplasmanında da geriden gelip kazanırken, Maccabi’nin Poythress gibi bir uzunu ve Baldwin gibi bir skoreri yoktu sahada… Efes’e karşı da bu iki silahından yoksun çıkmalarına karşın son periyottaki baskılı savunma ile Lacivert-Beyazlılar’ı 7 sayıda tutup kazanmayı başardılar.
Maccabi bunu kendi içinde çözüm üreterek, Bonzie Colson, Brown, Adams ve Dibartolomeo gibi Efes’in elindeki silahlara kıyasla “ikinci sınıf” diye tabir etmenin yavan kaçmayacağı isimlerle yaptı. İsrail ekibinin “elle tutulur” tek uzunu Josh Nebo’nun, neredeyse Efes’in 4 uzununun bir araya geldiğinde yapabildiği kadar (10 sayı, 8 ribaund) üretmesi Maccabi’ye yetti de arttı bile!..
Kısa forvetten uzun forvete “devşirme” M’Baye’yi – ki o da 8 sayının 5’ini ilk yarıda üretti, ikinci yarı 3 sayıda kaldı – bir kenara koyarsak, Zizic, Pleiss, Dunston üçlüsü maçı 4 sayı, 8 ribaundla tamamladılar!.. Polonara, haftalardır benchte “acaba hangi takıma gitsem” diye fal açarken (büyük olasılıkla o takım Kızılyıldız oluyor), Efes’in bu sezon kimyasını “darmadağın eden” uzun forvet sıkıntısına hala çözüm bulmaması, bulamaması ilginç!.. Geçen sezon sonunda, Clyburn’ün de gelişiyle Simon’un “yaş haddinden” emekli edilmesi doğru bir karardı. Moerman için de geçen sezonun geneline yansıyan “verimsizliği” baz alındığında ayrılık kararı doğruydu… Ancak Singleton gibi hem Avrupa deneyimi, dış şut tehdidi, oyun aklı, savunması, 4-5 oynaması gibi artıları olan bir uzunu gözden çıkarmak büyük kumardı; tutmadı… İşin ilginç yanı, Monaco’da süre bulamayan Moerman bile şu an geri dönse herhalde içinde bulunulan durumdan daha kötüsü söz konusu olamazdı!..
Tüm bu olan bitene ve gelinen duruma bakınca, yenilgiyi 5’i son çeyrekte toplam 16 top kaybına bağlamak, hele de yine “topu guardlara” atarak onları zan altında bırakmak en kolayı tabii… Hele de o guardlar (başta Micic) takımı sezon başından beri sırtına almış taşıyor ve artık omuzlarındaki yükün ağırlığıyla sadece fiziksel değil mental düşüş de yaşıyorsa bu suçlama ancak “acımasızlık” olarak algılanabilir!.. 7 sayı ile kapanan son periyotta top kayıplarının da önüne geçen hata bence, rakip 4 kısaya dönmüşken ve potaya atak edebilecek onca (Micic, Clyburn, Larkin, Beaubois) isme sahipken, ısrarla 3 sayı çizgisinin gerisini “zorlama” sevdasıydı… Efes’te kısa rotasyonu ile uzun rotasyonu arasındaki “kalite makası” uzun yıllardır hiç bu kadar açılmamıştı; hayırlısı…
