Anadolu Efes, bu sezon evinde bir türlü dikiş tutturamıyor… Çift maç haftasını İspanya’da çok kritik iki galibiyetle kapadıktan sonra Paris Basketball’u yenmekve bu çıkışı seriye dönüştürmek bambaşka bir hava getirebilirdi Lacivert-Beyazlılar’a… Ancak olmadı… Daha doğrusu yine olmadı. Evindeki 5. maçta 4. kez kaybetti Efes… Dolayısıyla deplasmandaki 5-1’lik galibiyet serisini artıya dönüştüremediler.
Paris Basketball’un, ilk 4 maçın 3’ünü kaybederek başladığı sezonda her hafta biraz daha üzerine koyarak yukarı taşıdığı oyun kalitesi ve Euroleague’in doğasına aykırı, farklı basketbol anlayışı ligdeki hemen her takıma ters geliyor. Bu sayede üst üste 6 galibiyetle geldikleri İstanbul’da da aynı kurguda, yüksek tempo, baş döndüren pas trafiği, alabildiğine şut özgürlüğü ve atletizmle birlikte TJ Shorts’un önderliğinde galibiyet serisini 7 maça çıkardılar. Efes, daha maçın başında neye uğradığını anlayamadan 3,5 dakika içinde 13-2 geriye düşmüştü bile… İşin en garip tarafı, Efes cephesinin, sanki Paris’in bu basketbolu ilk kez deniyormuş gibi bir ‘başlangıç rahatlığıyla’ oyuna başlamış olmasıydı. Fransız ekibi, ‘Kavgada ilk yumruğu atan kazanır’ sözünü uygulamaya koyar gibi, başladığı gibi bitirdi maçın sonunu da… Arada gel-gitler oldu. Efes geri dönmek için hep çabaladı, durdu. İkinci periyodun ortalarında yaklaladı, hatta Bryant’ın basket artı bonusuyla 35-34 öne de geçti. Ancak maç hep Paris’in istediği gibi, yüksek tempoda devam edince onlar yine kendi oyununu dikte etmeye devam edip, çabukluğu akılla birleştirerek ve çokça da TJ Shorts’un hem oyun görüşü hem de bitiriciliğinden fayda ile momentumu bir an olsun elden bırakmadılar.
Efes’te, geçen haftaki 2 maçın aksine coach Mijatovic, takımı yine fazlaca ‘kurcaladı’, durdu. Oyunun akışında verime göre ilerlemek, sonunu ‘en verimli’ isimlerle bitirmek yerine rakibi Splitter’e ayak uydurmaya çalıştı. O’nun taktik denemelerine karşılık vermeye çabalarken, kendi düzenini sekteye uğrattı. Sonuçta geçen hafta yükselen çıta tekrar aşağıya indi.
Not: Bu Paris Basketball daha çok can yakar…
