Anadolu Efes için üst üste gelen 5 yenilginin ardından Armani Milano mücadelesi yarışta kalmak adına ‘olmak ya da olmamak’ anlamına geliyordu. Hele de bu maçın ardından arka arkaya Olympiakos, Real Madrid ve Panathinaikos karşılaşmalarının sırada beklediği düşünüldüğünde Play-Off ya da Play-In hedefini canlı tutmak adına kazanmaktan başka şansı yoktu Lacivert-Beyazlılar’ın…
İstanbul’a Mirotic başta olmak üzere önemli eksiklerle gelen, sakatlık sorunlarıyla başı dertte olan İtalyan rakibine karşı maça öylesine sert, öylesine kararlı bir başlangıç yaptı ki Efes, kazanacağının sinyalini daha ilk periyot sona ermeden verdi bile… Tam 5 blokla rakibine potayı kapatan temsilcimiz, Milano’ya sadece 2 saha içi isabet şansı tanıdığı bu periyot sonunda 15 sayı (24-9) öne çıkmıştı bile… Efes cephesinde dün önceki maçlardan farklı olan şey ise rehavete kapılmadan, hiç frene basmadan savunma sertliği ve dinamizmini korumasıydı… İkinci çeyrekte Beaubois, Nwora ve Dozier ile hücumda fırtına gibi esmeyi sürdürdü Lacivert-Beyazlılar… Henüz 11.25’te Dozier’in üçlüğüyle 21’e tırmanan fark, devre sonunda 25’e (56-31) ulaşmıştı bile…
İkinci yarıda Efes’in, sezonun büyük bölümünde olduğu gibi yelkenleri suya indirip, farkın rehavetine kapılacağını bekleyenler bu kez yanıldı. Sanki maç yeni başlamış gibi iştahlı girdi 3. periyoda da temsilcimiz… Beaubois ve Dozier’in üçlükleri, Smits ve Oturu’nun boyalı alandan ürettiği sayılar derken fark 45 sayıya kadar (84-39) çıktı. 39 sayı önde girdiği son periyotta dahi geri adım atmadan seviyeyi koruyan Anadolu Efes, 110-66’lık skorla Armani Milano’ya Euroleague tarihinin en ağır yenilgisini tattırmış oldu.
Yedi oyuncunun çift haneli skor bulduğu Efes cephesinde en dikkat çeken istatistik ise takıma yeni dahil olan ve ikinci maçına çıkan P.J.Dozier’in 8 sayının yanında 9 asist, 2 ribaund ve 1 de blokla (17 VP) verdiği katkıydı. Haftaya deplasmanda oynayacakları Olympiakos maçı öncesinde yenilgi serisini böylesine farklı bir galibiyetle bozmak dilerim Efes için bir dönüm noktası olur…
İstersem oynarım ve yenerim iyi bir şey değil takımda çok başlılık olduğunun kanıtı oluyor maalesef bu da bizleri haklı çıkarıyor.
Çözümü defalarca bu platformdan yazdık (Naumoski li dönemin aynısı yükseliş başarı ve bitiş bireysel ego lar vs….)