Anadolu Efes, Panathinaikos karşısında Atina’da kazanarak ele geçirdiği saha avantajını İstanbul’da kaybederek geri verdi.
Seriye 1-1’lik eşitlik geldikten sonra İstanbul’daki iki maçta da ilk iki karşılaşmaya göre sahada direncini daha yukarı çekmiş, daha dikkatli ve daha motive bir Panathinaikos olacağı aşikardı. Efes’in de bu anlamda çıtayı yukarı çekip en önemlisi de ‘sürekliliği’ arttırması, daha fazla dakikaya yayması şarttı. Ancak beklenen olmadı. Maç genelinde iki takım adına da artılar ve eksiler fazlasıyla vardı sahada… Fakat ‘kader değiştiren etkenler’ Panathinaikos lehine daha fazlaydı.
İlk çeyrekte Ercan’ın 10 sayılık katkısı Efes adına fark yaratmıştı. Ancak O’nun erken faul problemine girmesi, Poirier’nin verimsizliği ile birleşince Efes rakibine karşı üstün olduğu bölgede krize girdi. Panathinaikos cephesinde ise iki maçta fazlasıyla yıpranan Hernangomez’in bu maçta düşüş yaşaması bekleniyordu. PAO cephesinde de kötü bir sezon geçiren Mitoglu ‘ekstra’ işler yapıp, eski Mitoglu’na dönüşünce maçın kaderini değiştiren isim oldu. Sonuncusu 6 saniye kala bulduğu can alıcı üçlük takımına galibiyeti getirdi. 30 dakikada 18 sayı, 6 ribaund, 2 asist, 1 top çalma ve 1 blokla X factor oldu.
Efes, 3. çeyrekte geri gelmek için ‘acele atışlarla’ yanlış kararlar verdikçe Panathinaikos’un ekmeğine yağ sürdü. Gereksiz panik havası ile oluşan yangına ‘körükle giden’ Banchi, maçın sonu yaklaşırken doğru beşi bulamayınca, fark da 13’e kadar tırmandı. Dozier’i yeniden sahaya sürüp, son bölümdeki savunma direnci ile ayağa yeniden ayağa kalkan Efes, son periyoda girilirken farkı 9’a kadar çekti. Son çeyrekte de seyirciyi de arkasına alıp baskıyı arttıran Lacivert-Beyazlılar, Panathinaikos’u tam 6 dakika 5 sayıda tutup, 14-5’lik Larkin&Bryant&Oturu serisiyle eşitliği buldu belki (78-78)… Ancak son bölümde Nunn&Sloukas ikilisi yine Panathinaikos adına galibiyetin kapısını açan anahtar olmayı başardılar. Sonrasında bu ikiliye yardım getirmeye kalkınca da Mitoglu’nun üçlüğü geldi ve maç da orada bitti.
Panathinaikos’a karşı arka arkaya kazanmak mümkündü elbette… Hele de Efes kalibresinde bir takım için… Ancak arka arkaya her maçı 13-15 sayıdan gelip kazanmak kolay değil… Sonrasında dizginleri onların elinden almak kolay olmuyor…
2-1 geriye düşmüş olsa da Efes için seride hala her şey mümkün elbette… Tabii ‘maceraya’ girmeyi bir kenara bırakıp işi baştan sıkı tutup, Play-Off sertliği seviyesini daha geniş bir zaman dilimine yayıp sahaya akıl koyma konusunda Panathinaikos’un 2 kısası Sloukas ve Nunn’dan geri kalmamak kaydıyla…
Ercan Osmani yorumu yanlış; Osmani 7.dakika da sadece 1 faulü varken ve sahanın en iyisi iken oyundan alındı, üşenmedim izledim 2.periyot 4 dk kala oyuna girdi ve ilk yarı biterken bir faul daha yaptı (koçu onu ne yazık ki koruyamadı) zaten soğuyan ve konsantrasyonunu kaybeden Osmani ikinci yarı 1dk da iki faul alıp faul problemine girdi!!! Dolayısıyla Koç’un katkısı burda unutulmasın…
Panathinaikos çok iyi bir takım ve çok kaliteli de bir koçu var dün anladık ki dağınık görüntüsü ile Efes bu seriden çıkamaz daha da ötesi bunlar Feneri de bayağı zorlar
Kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım kafasındaki rakip koçun ahlaki değerlerinden ve oyuncusunun maçın kritik anında sakatlanıp ! kenara gelip 10 saniye sonra oyuna savunma için girmesi rezaletinden niye bahsetmiyorsun?
Efes in neyi nasıl yapacağını öğrenememiş havası varken is çok zor.Branyt in zorlamalari, verimsiz 4 numaralar tatile girmis alisamamis bir 3 numara ile olmuyor.Bu sekilde bir mac hasbel kader alinir.Sadece bir iki oyuncu ile değil tüm takımın maçta olması lazım ki f4 e gidilsin.