Türkiye Basetbol Federasyonu Asbaşkanı Efe Aydan, 31 Ağustos – 1 Eylül 2016 tarihleri arasında Sapanca’da gerçekleşecek olan ‘Arama Konferansı’ ile ilgili bilgi verirken, Türk basketbolunun geleceğine yatırım yapmayı amaçladıklarını ifade etti.
Konferansa katılacak kişilerden üzerinde tartışılacak konulara dek birçok konuda açıklamalarda bulunan Efe Aydan, şu anda genç basketbolcular için atılacak adımların gelecekte onların ve ülke basketbolunun yaşayabileceği olası sıkıntıların önüne geçebileceğini söyledi.
-Arama Konferansı’nın içeriği ve katılımcıları ile ilgili şekillenen son tabloyu sizden dinleyebilir miyiz?
Efe Aydan: “Türk basketbolunun altyapılarda uluslararası alanda elde ettiği başarılar malum… Bu başarıların A Milli Takım seviyesinde de sürdürülebilir olması için ne gibi planlamalar ve organizasyonlar yapılabileceğini tartmak adına bir beyin fırtınası olacak ‘Arama Konferansı’. Bu konuyla ilgili Türk basketbolunun her kademesinden çok sayıda katılımcı fikrini beyan edebilecek Sapanca’da… Antrenörler, menajerler, kulüp idarecileri, kulüp basketbol sorumluları, basketbol ile ilgilenen basın mensupları, hakemler, basketbol emektarları… Basketbol camiasında aklınıza gelebilecek herkesi Sapanca’ya, konferansımıza davet ettik. Çoğu da kabul etti, geliyorlar… Bu arada konferansın organizasyonunu biz yapmayacağız; bu işte etkin ve yetkin, profesyonel bir kurum her şeyi planlayacak ve Oğuz Babüroğlu önderliğinde ortaya bizim de programını merakla beklediğimiz iki günlük bir iş çıkacak… Bu iki günlük toplantının ardından da derlenen fikirler bir rapor haline getirilerek Türkiye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na sunulacak…”
“Genç Jenerasyonlardaki Yıldızları Daha Çabuk ve Daha Ustaca Parlatmayı Amaçlıyoruz”
-Konferansın ardından ortaya çıkacak bu raporun uzun vadede nasıl bir getirisi olacağı öngörülüyor?
Efe Aydan: “Altyapı Milli Takımlarında çok başarılı olsalar da 18 yaşını doldurup A Takım seviyesine yükselme dönemindeki oyuncularımızda 18 yaşın ardından bireysel duraklamalar gözlemliyoruz. Bu durumun Türk basketbolunun sürdürülebilir başarısını sekteye uğratabileceğinden tedirginlik duyuyoruz. Bu sene Olimpiyat eleme maçlarında ortaya çıkan netice bize ileride karşılaşma olasılığımız olabilecek sıkıntılar hissettirmeye başladı. Önlemlerimizi almaya ne kadar erken başlarsak, ne kadar doğru hamlelerle işleri yoluna koymaya çalışırsak o kadar geleceğe yatırım yapmış olacağız. Genç jenerasyonlardaki yıldızları daha çabuk, daha ustaca parlatmayı amaçlıyoruz. Onların Türk basketbolu ve bireysel kariyerleri için ulaşabilecekleri en üst noktaya ulaşmaları Türkiye Basketbol Federasyonu olarak öncelikli hedefimiz.”
-Bu noktada ağırlıklı sorumluluğu kulüplerin altyapı antrenörlerinde mi yoksa Altyapı Milli Takımlarındaki antrenörlerde mi görmeliyiz?
Efe Aydan: “Sorumluluk herkese düşer. Sadece Milli Takımlardaki antrenörlerin emeği ile her şey mükemmel hale gelemez. Tabii ki Milli Takımlarımızdaki organizasyonların ne kadar profesyonelce yapıldığı, çocukların ne kadar ustaca basketbolun içinde tutulduğu konusunda tartışmamıza gerek bile yok, her şey ortada. Altyapılarda uluslararası düzeyde elde edilen derecelerin, madalyaların bu çalışmalara bağlı olduğunu da herkes biliyor. Ancak, A Milli Takım seviyesine çıkabilecek bir oyuncunun ‘hazır’ olma durumu kulüp antrenörlerinin ona şans vermeleriyle de şekilleniyor… ‘Arama Konferansı’ çok yönlü bir toplantı olacak, nasıl bilgi paylaşımları yapılarak sonuçlara varacağımızı hep beraber göreceğiz. Konu sadece antrenörler de değil, transfer şartlarından genç oyuncuların kulüplerin A Takımlarında alabildiği ya da alamadığı sürelere dek birçok konuda tartışacağız…”
“Bizim İçin Önemli Olan Gelecektir”
“10 – 15 yıl sonra basketbolumuzun geleceği noktayı bugünden görebilmeye çalışıyoruz. Bizim için önemli olan gelecektir. Bugün altyapılarda madalyalar elde eden sporcuların bundan 10 yıl sonra denk başarılara, hatta daha iyilerine koşacağından emin olmaya çalışıyoruz… 18 – 24 yaş arası dönem, bir sporcunun kendini bulması için en önemli 6 yıl olabilir. O zaman zarfında çok dikkatli hareket edilmesi ve çocuklardan maksimum verim alınabilecek organizasyonlar gerçekleştirilmesi için yapılabilecek her şeyi yapmaya çalışacağız.”
-Peki, ‘Arama Konferansı’ sahip olduğu kısıtlı süreye rağmen 25 – 35 yaş arası sporcuların performansları ile alakalı da yapıcı fikir alışverişleri gerçekleştirilebilecek kadar geniş kapsamlı hale de gelecek mi?
Efe Aydan: “Şu anda bahsettiğin yaş grubu üzerine bir tartışma yapma amacında olduğumuzu söyleyemem. Daha doğrusu öncelikle altyapıdan yeni çıkmış gençlere yönelik beyin fırtınası içinde olacağımızı ifade edebilirim. Ayrıca unutulmasın ki bizim bu tarihte gençler için kafa yormamız, zaten onların 25 -35 yaş aralığı için kafa yormamız anlamına geliyor. Günümüzde bahsettiğin yaş grubu için ise ‘kendini ispat etmiş sporcular’ diyebilirim. Süper Lig’de ve son derece gelişmiş halde olan Türkiye Basketbol Ligi’nde kendini öyle ya da böyle camiaya ifade etmiş oyuncular oluyor 25 – 35 yaş grubu. Ben onların da çok rekabetçi olmaları gerektiğine inanıyorum.”
“Süper Lig’deki Mevcut Yabancı Kuralı, Kulüplerin İsteği Doğrultusunda Konulmuştur”
“Süper Lig’de beş tane yabancının aynı anda sahada bulunmasının Türk oyuncular için bahane olduğunu düşünmüyorum. Benim oyunculuğumda bir tane yabancı sahada olabiliyordu, ama ben isterse 10 tane olsun, yine aynı oyunumu oynarım diyordum. Şimdi örneğin Semih Erden 30 yaşında, ya da Engin Atsür 32 yaşında. Bu oyuncular takımlarındaki yabancı sayısı ile doğru orantılı olarak mı kariyerlerini bugünlere getirdiler? Hayır, kendilerini ve oyunlarını doğru ifade ederek, başarılarını kendileri yaratarak bugünlere geldiler. Şunu da eklemek lazım ki mevcut yabancı kuralını Türkiye Basketbol Federasyonu kendi kendine koymamıştır. Kulüpler Avrupa arenasındaki ihtiyaçları doğrultusunda bunu talep etmişlerdir. Tabii bu durum gençlerin kadrolarda kendilerine yer bulma şanslarını azalttı. 25 – 35 yaş aralığındaki bazı sporcuların da ister istemez devre dışı kalmasını gündeme getirdi.”
“Genç Oyuncuların Basketbola Gönül Vermeleri Gerekiyor”
“Şimdi biz 16 – 24 yaş arası gençlerin önünü açacak, onları besleyecek faaliyetler yaparsak, bu çocukların 10 sene sonra şimdiki ağabeylerinin yaşadığı bazı sıkıntıları yaşamalarını engelleyebiliriz. Tabii genç oyuncuların da tam kapasitelerini kullanarak çalışmaları, basketbola gönül vermeleri gerekiyor. O zaman Semih Erden gibi kalburüstü oyuncu olup hiçbir şeyden etkilenmeden formalarını giyip oynayabilirler. Biz bugün gençler için bir şeyler yapmazsak, çok şans eseri birileri bir yerlere gelecek. Oysa biz basketbola adanmış hayatların en güzel şekilde, hak edilen biçimde yaşanmasını istiyoruz. Bu sebeple ben ‘Arama Konferansı’nın gençlere yönelik olması gerektiğine inanıyorum.”
Haber: Şansın Tokyay
Fotoğraf: Ahmet Tokyay
Kaynak: TBF