Tıpkı reklamlarda da dendiği gibi, bu takım çok özel, enerjisi de güzel… Gel gelelim, takıma geç dahil olan Shane Larkin’in üst üste iki kez Euroleague kupasını kaldırdığı dönemdeki enerjisini görmeyi hala umut ediyor ve bekliyoruz…
Gerçekten de özel bir takım 12 Dev Adam… Furkan Korkmaz, Cedi Osman, Alperen Şengün, Sertaç Şanlı, Melih Mahmutoğlu, Şehmus Hazer, Sadık Kabaca, Buğrahan Tuncer, Onuralp Bitim, Yiğitcan Saybir, Ercan Osmani ve diğer tüm paydaşlarıyla ve tabii yine üst üste iki Euroleague kupasını müzesine götüren coachu Ergin Ataman’la uzun yıllardır özlemini çektiğimiz kaliteli, nitelikli, tecrübeli oyuncu grubu ile Eurobasket 2022’de madalya kovalayabilecek özellikte bir takım… Tüm saydığımız bu isimlere liderlik edebilecek, takımı gerektiğinde sorumluluk alarak yukarı taşıyabilecek isim ise devşirme yıldızımız Shane Larkin… Ancak her nedense, Efes’teki çizgisinin çok ama çok uzağında hala… Yunanistan maçında O’ndan bir “patlama” bekleyenleri de boşa çıkardı ABD asıllı şutör guard… Sahadaki enerjisi o kadar düşük ki, bırakın yukarı çıkarmayı, aşağıya çekiyor Ay-Yıldızlı ekibi… Bunun sebebini de doğal olarak merak ediyoruz… Örneğin dün, Furkan yine müthiş işler yaparken, Cedi yine devredeyken, Şehmus ekstra katkı verip Alperen ekmeğini taştan çıkarırken halkanın eksik olan kısmını tamamlayamadı Larkin… Tamamlamak için de en ufak bir çaba içine girmedi, hiç sorumluluk almayı denemedi bile… Potaya bakmadı, oyuna küs gibiydi sanki… Umarım bu görüntüsünden bir an önce sıyrılır ve şampiyonada en azından Efes’teki çizgisine yaklaşır… Bunu yaparsa zaten hali hazırda onunla birlikte Devler’i yukarıya taşıyacak oyuncu adedi fazlasıyla mevcut…
OLDU MU ŞİMDİ KOMŞİ!
Gelelim Yunanistan ile dünkü “sinir harbi” şeklinde geçen karşılaşmaya… Daha bir hafta önce İstanbul’da oynadığımız maçları yöneten hakemlerimizin adaletli olmak adına gösterdiği çabanın onda biri yoktu OAKA’daki Yunan hakem arkadaşlarda… Özel turnuva da olsa kazanmak isteyen ve doğrusunu yapan coach Ergin Ataman’ı çileden çıkardılar, iki teknik faulle oyundan attılar. Bu bile kesmedi onları devamında… O oyundan atıldıktan sonra Millilerimiz üçüncü çeyreğin devamında Şehmus, Cedi ve Furkan’la maça asılmaya devam etti, bir ara farkı 8 sayıya kadar da çıkardı. Ancak sert geçen maçta Alperen’le birlikte yıpranan bu üçlüye Larkin’den destek çıkmayınca, Sloukas’ın direksiyona geçtiği Yunanistan, son periyotta maçı aldı, götürdü. Yunanistan, devşirmesi Dorsey’den 16 sayı, 3 ribaund, 4 asist, 1 top çalma ve 16 verimlilik puanı çıkarırken, ondan çok daha nitelikli Larkin’in aynı sürede (28 dakika) sahada kalıp, 2 sayı, 2 verimlilik puanı ile maçı tamamlaması düşündürücüydü.
GÜÇLÜ RAKİPLERLE TEST DOĞRU HAMLE
Eskiden olsa çoğu zaman büyük hedefler koyduğumuz şampiyonalar öncesi hazırlık evresinde genelde düşük kalibre takımlarla karşılaşıp, büyük maçları turnuva içinde oynayıp çoğu zaman da bunun eksikliğini yaşayarak hayal kırıklıklarıyla karşı karşıya kalırdık. Şimdi öyle değil… Geçen hafta Slovenya’ya dün de Yunanistan’a kaybettik… Ama bu iki rakiple de final gibi iki maç oynadık. Havaya girmek, seviyemizi, eksiklerimizi görmek için de bunu yapmamız gerekiyordu.
SAVUNMADAN OLMAZ
Görünen en önemli eksik ne derseniz eğer cevabı SAVUNMA… Dünkü son periyotta da 26-11’lik serinin en önemli sebebi savunmada hala yeterli sertlik düzeyini yakalayamamış olmamızdı. Oyun sıkışıp iş savunma sertliğini göstermeye geldiğinde kırılgan olmanın bedelini ödedik. Bunun yanında, büyük maçlarda kenardan gelecek katkıya da fazlasıyla ihtiyaç var. Dün Şehmus’un üretimi bu anlamda çok değerliydi. Ama iş dönüp dolaşıp Larkin’in devreye girmesine geliyor… O’nun verimli olması, savunmada “kolay sayı yeme alışkanlığının” ortadan kalkması ile birlikte bu ivmenin Milli Takımımız’ı kürsüye taşıyacağına inanıyorum.
