Fenerbahçe BEKO, çift maç haftasının ilk ayağında Barcelona’yı müthiş başlayıp, 15 dakikada 40-15’lik skorla “kroki” vaziyete getirdiği, ardından “yakalanıp” farkın 3 sayıya kadar eridiği maçta adeta “iki kere” yendi…
Kolay değil; Avrupa’nın basketboldaki 1 numaralı ligi İspanyol ACB’nin, Euroleague’deki 4 temsilcisini de “arka arkaya” mağlup etmek… Hele de sezonun “karar” döneminde, tüm takımların pozisyon almak için yarıştığı en kritik dönemeçte bunu başarmak… Vallahi helal olsun!..
Bu açıdan bakıldığında Sarı-Lacivertliler’in, dev ligin zirvesinde yer alan Real Madrid’i 2 maçta yenmiş, ikinci sıradaki Barcelona’ya karşı ikili averajı ele geçirmiş, ilk 10 sırada yer alan hemen tüm takımlara karşı da (Olympiakos ile rövanşı henüz oynamadı) ikili averajı yine elinde bulunduran bir takım olarak Fenerbahçe BEKO’nun yakaladığı grafik “net gurur tablosu”…
Evet; dün iki kere yendi Sarı-Lacivertliler Barça’yı… Barcelona ile ilk 15 dakika “kedi fare ile oynar gibi” oynadı Kanarya… Haftalardır parkede esen “kusursuz fırtınayı” Katalan rakibine karşı da estirdi Kanarya… Bu kez, son maçların aksine oyunun iki yönünde de hem hücum hem de savunmada nasıl bir potansiyele sahip olduğunu, neler yapabileceğini o 15 dakikada ve hem de seviyeyi çok yukarıda tutarak kanıtladı Fenerbahçe… İkinci çeyreğin ilk 5 dakikasındaki 17-4’lük seri ve farkın 25 sayıya (40-15) tırmandığı evre . Böyle maçları oynamak, hele de 25 sayı gibi büyük bir farkı yakaladıktan sonra onu korumak, Barcelona gibi yüksek kapasiteli bir rakip karşısında hiç de kolay değil…
İlk 15 dakikada sert savunma ile birlikte ribaundları toplayan, hücumda da neredeyse işlerin kusursuz işlediği bir Fenerbahçe BEKO vardı sahada… Ardından Brizuela ile kıpırdanan Barcelona, 21 sayı geride girdiği soyunma odasından “reaksiyonu” cebine koyarak geldi. İkinci yarının hemen başındaki 4-0’lık Brizuela bazlı seri, bu oyuncunun takımını ayağa kaldırmasını sağladı. Bununla birlikte Fenerbahçe’nin ribaund üstünlüğünü rakibine vermesi, rakibine ilk yarıda şans tanımadığı geçiş oyunlarından sayı üretmesine olanak tanıdı. Kısacası devre sonundaki 21 sayılık fark Barça’ya motivasyon, Fener’e rehavet olarak geri dönünce kriz de kapıyı çaldı. Fark eridikçe eridi, Laprovittola’nın da üçlükleri arka arkaya gelince Sarı-Lacivertliler, koca ilk yarıda yediği 25 sayının 7 fazlasını sadece 10 dakikada potasında gördü.
5 sayı geride girilen son periyodun başındaki Barcelona basketiyle fark 3’e indikten sonra bu kez Fenerbahçe cephesinden reaksiyonu gösteren isim Wilbekin’di. ABD asıllı guard, önce topu Kalinic’in elinden söküp aldı, ardından da sportmenlik dışı faul sonrası çizgiye gitti. Sonrasında bir sağ, bir de sol köşeden iki üçlükle takımının üzerindeki ölü toprağını ve artan stresi, baskıyı aşağıya çekti. 25 sayı geriden gelirken oyuna müthiş enerji koyan Barcelona’nın karşısına bu kez son haftaların parlayan yıldızı Tarık çıktı. O da Nigel Hayes’le birlikte, top kayıplarıyla abandone olan Barça’nın üzerine ölü toprağını atıverdi. 38.35’te ise Calathes, eski takımının tabutuna üçüncü üçlüğüyle çiviyi çaktı.
Ve Sarı-Lacivertliler, hem başlangıçtaki senaryoda, hem de rakip geri geldikten sonra tekrar ayağa kalkmayı başarıp ikili averajı da cebine koyacak farkı yaratmasıyla rakibini bir maçta 2 kez yenmiş kadar oldu.
Dün Pierre’in sakatlık sonrası sahaya dönüşünü bulduğu ilk şuttaki üçlükle kutlaması, süre alan neredeyse tüm oyuncuların savunma&hücum katkısı vermesi, son dönemin en formda isimlerinden Sestina’yı dahi tribünde oturtma lüksüne sahip bir Fenerbahçe BEKO yaratmış durumda coach Sarunas Jasikevicius… Daha önce küçük ölçekli takımlarla büyük işler başaran Saras’ın, Fenerbahçe BEKO gibi bir marka ile zirve yürüyüşünü keyifle izliyoruz. Artık ilk 4 kadar ilk 2 hedefi de rotaya girmiş durumda… Dileriz bu yolun sonu önce Final-Four, ardından da kupa olur…